Bugün günlerden 25 Kasım… Bir yandan kadına dönük şiddet hız kesmeden devam ederken diğer yandan da kadınların şiddete karşı verdiği mücadele büyüyor. Kadınların şiddetle yüz yüze kaldığı ülkelerden biri de Taliban’ın ele geçirdiği Afganistan… Kadına ve kız çocuklarına dönük baskıların iki kat artması nedeniyle kızının geleceği için Van’a göç eden Sıdıka Heyderi’nin hikayesi de tam da bu süreçte karşımıza çıkıyor.
Afganistan’da 2021 yılında yönetimi ele geçiren Taliban, insan ve kadın haklarında birçok kısıtlamayı devreye soktu. Taliban, kadınlara uyguladığı baskı ve yasakları her geçen gün biraz daha artıyor. Bu baskı ve yasaklardan dolayı Afgan kadınlar, bu 25 Kasım’da da can güvenliklerinin olmadığını söyleyerek ülkeyi terk etmeyi sürdürüyor.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla dünyanın her yerinde kadına yönelik şiddete karşı eylemler düzenleniyor. Aynı zamanda bu eylemlerin düzenlendiği saatlerde dünyanın her yerinde kadınlar çeşitli türlerde şiddete maruz kalıyor. Bireysel şiddetin yanı sıra örgütsel şiddetin de arttığı son yıllarda Van’ın göçmenler için bir geçiş güzergâhı olmasından kaynaklı bu şiddete şahit oluyoruz. Bunların arasında Taliban’ın şiddetiyle karşı karşıya kalan Afganistanlı göçmen kadınlar da bulunuyor.
Afganistan’da 2021 yılının Ağustos ayında yönetimi ele geçiren Taliban, şeriat kanunlarını uygulamaya devam ediyor. Bu uygulamalar arasında yer alan kırbaç cezasına çarptırılan 19 kişi geçen hafta halka açık bir şekilde cezalandırıldı. Kırbaç cezasına çarptırılanların arasında dokuz da kadın bulunuyordu.
Geçtiğimiz yıl kız çocuklarına okulu kapatan Taliban kısa bir süre sonra da kadınların park ve bahçelere girmesini de yasakladı. Taliban yönetiminin en çok etkilediği gruplar arasında kadınlar ve kız çocukları geliyor. Baskı ve yasakların arttığı Afganistan’da kadınlara dönük yasaklar devam ediyor. Başta kadınların olmak üzere can güvenliğinin tehlikede olduğu ülkeden kaçan Afganlar, İran üzerinden sınır kenti olan Van’a göç ediyor.
Van’a göç eden Heyderi ailesi de kızlarını korumak için Taliban’dan kaçtıklarını söylüyor. On yaşındaki kızlarının can güvenliğinin olmadığını bu yüzden ülkelerini terk ettiklerini dile getiriyor Sıdıka Heyderi.
‘Devlet de Taliban’ı destekliyordu’
Sıdıka Heyderi, “Taliban henüz yönetimi ele geçirmemişken de bizlere birçok zulüm yapıyordu” diyor. Bu durumu mevcut hükümete şikâyet ettiklerini, ama hiçbir şey yapılmadığını dile getiriyor. Devletin Taliban’ı desteklediğini, böyle olunca da yola çıkmaya karar verdiklerini aktarıyor. “Çünkü Taliban ve mevcut devlet birbirlerini destekleyen yapılardı” diye ekliyor öfkeyle. 20 kişilik bir grupla yola çıkıyor Heyderi ailesi. Gruptaki tek çocuk Heyderi’nin on yaşındaki kızı. Grupta kadınların ve gençlerin de olduğunu söyleyen Heyderi, sadece kaçakçı bir kişinin atla yol aldığını kalanların yürüyerek yol aldıklarını söylüyor.
Sınırı geçerken kaybolan bir kadından söz eden Heyderi ağlamaya başlıyor. O anlarda yaşadığı korku bir daha canlanıyor gözlerinin önünde sanki. “Bir kadın vardı. Hep eşinin yanındaydı, ama kayboldu. Nereye gitti, ona ne oldu bilmiyorum. Bulamadık o kadını” diyor. Kaçakçıların kendilerine kötü bir şey yapmadıklarını, ama onlardan korktuklarını söylüyor. “Kızımı hiç yanımdan ayırmadım. İki gece hiç uyuyamadım. Kızıma bir şey olur diye, kaçakçılar bir şey yaparlar kızıma diye, hiç uyumadım” diyen Heyderi yanında bulunan kızının elini tutuyor sıkıca.
Afganistan’dan Türkiye’ye geçişleri 13 gün sürüyor Heyderi ailesinin. “Bu 13 gün benim için en karanlık, en üzücü ve en korktuğum günlerdi, ölümden korkuyordum” diyor anne Heyderi ağlayarak.
‘Kızım için kaçtım’
Dört kızı olan Heyderi’nin üç kızı evli ve Afganistan’da yaşıyorlar. On yaşındaki kızını korumak için ülkeden kaçtığını söylüyor Heyderi. “Afganistan’da kalsaydık kızımı elimden alacaklardı. Onu öldürebilirlerdi. Afganistan’dan kaçmamızın en temel sebebi kızım oldu” bu sözler boğazının düğümlenmesine sebep oluyor Heyderi’nin. Anlattıkça zaman zaman ağlıyor. Ara vermek zorunda kalıyoruz söyleşiye.
Türkiye’ye gelişlerinin kızı için daha iyi olabileceğini düşündüğünü söylüyor Heyderi. Kaçak yolculuğun çok zor olduğunu bildiğini, ama buna mecbur olduğunu, söylerken kızına bakıyor. “Bir tercih yapmak zorundaydım ve kızım için bu zorlu yolu seçtim. Gelmekle kızımın canını kurtardım bundan da hiç pişman değilim” diyor.
Tabii Heyderi’nin düşündüğü gibi olmuyor sınırın öte yakası. Kızı için koşullar pek de değişmiyor. On yaşındaki kızı, geçici kimlik belgesi alamadıklarından kaynaklı okula gidemiyor. Bu durum kızını hayli üzüyor. “Sürekli ağlıyor” diyor Heyderi kızı için. Mülakata girdikten sonra kendilerine gerekçe bildirilmeden oturum izinlerinin reddedildiğini söyleyen Heyderi, Van’a geldikten dokuz ay sonra reddedildiklerini ve dört yıl geçmesine rağmen hâlâ geçici kimlik belgesi alamadıklarını söylüyor.
‘Hastane ve ilaca ulaşamıyoruz’
“Kızım için çok sıkıntı yaşıyorum. Kızım okulu çok seviyor. Çocukları görüyor, okula gittiklerinde çok üzülüyor” Heyderi bu sözleri söylerken tekrar hüzünleniyor. Eşi gündelik işlerde çalışıyor. Fakat her zaman iş bulamıyor. Yük taşıma, inşaat gibi işler. Kendisinin hasta olduğunu söyleyen Heyderi, düzenli kullanması gereken ilaçlar olduğunu onlara da ekonomik sorunlardan dolayı ulaşamadığını söylüyor. Sağlık sorunları ayrıca bir yük olarak biniyor omuzlarına Heyderi’nin. Kızının burnundan ve ağzından kan aktığını söyleyen Heyderi, sigortaları olmadığı için hastane ve ilaca ulaşmakta zorluk yaşadıklarını ifade ediyor.
Van’a ilk geldiğinde dil bilmediği için çok zorlandığını söyleyen Heyderi, şu an Türkçe dil kursuna gidiyor. “Biraz daha iyi şimdi dil öğreniyorum. İletişim kurmaya başladım. Bu benim için biraz daha kolaylaştırıcı oldu” diyor.
Heyderi, Van’daki komşuluk ilişkilerinin iyi olduğunu söylüyor. “Burada kötü insanlarla karşılaşmadım. Van’da hem komşularımız hem çevredeki insanlar kötü davranmıyor bize” diyor. Fakat burada hem ekonomik hem de sağlık koşullarının kötü olduğunu söylüyor. Bu yüzden başka bir ülkeye gitmek istediklerini ifade ediyor. “Belki daha iyi koşullarda yaşayabileceğimiz bir ülke olabilir” diyor umutla.
Serhat News