ÖZEL HABER
Urartu Krallığı’nın başkenti olan Van’da (Tuşba), Urartu dönemine ait eserlerin sergilenmesi için Van Kalesi eteklerinde yapılan ve 2019 yılında ziyarete açılan müze, inşa edildiği günden bugüne dış görünüşüyle birçok kişiyi kendine hayran bırakırken birçok kişi tarafından da eleştirilere maruz kaldı.
2011 yılında, Van’da yaşanan 7.2’lik depremde, Van merkezde bulunan birçok yapı gibi müze binası da ağır hasar gördü. Depremin ardından bina kullanılamaz hale geldiği için 2012’de yeni bir müze binası inşa edilmesi konusunda Kültür Turizm Bakanlığı ve Van Valiliği tarafından ortak karar alındı.
Alınan kararla birlikte eski müze binasının bulunduğu alanın yetersiz olduğu ve bu nedenle yeni müzenin daha geniş bir alanda yapılması belirlendi. Bu kapsamda Van Kalesi eteklerinde bulunan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan bir arazi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi. Devralınan bu alanda 2012 yılında inşasına başlanan müze binası, 2015 yılında tamamlandı. Eserlerin tasnif ve teşhir hazırlıklarına 2015 yılında başlandı ve 2019 yılında tamamlanarak müze ziyarete açıldı.
Fakat müze binası henüz proje aşamasındayken birçok tartışmaya konuyu oldu. Van Müzesi gibi önemli bir yapının projesinin sipariş usulüyle yaptırılması, o dönemki Sivil Toplum Kuruluşu (STK) yöneticilerinden tepkiler aldı. Projenin öncelikle bölgesel ya da ulusal düzeyde yapılacak bir yarışmayla belirlenmesi gerektiğini savunan STK’lar, yapılan binanın form itibariyle Van Kalesi’yle uyumsuz olduğunu söylüyor. STK’lar aynı zamanda müze binasının, Van Kalesi’ni yansıtan bir ayna şeklinde inşa edilmesi ve Van Kalesi’nin siluetinin müzenin camlarına yansıması için kullanılan materyallerin, Urartu mimarisinin en iyi yansıtıldığı yapılardan biri olan Van Kalesi’nin mimari kurallarına uygun olmadığını belirtiyor.
Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz dönemin Mimarlar Odası Başkanı ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Şahabettin Öztürk, “Ben, proje aşamasında da mantık olarak kalenin yansımasının müze duvarında görülmesi gerektiğinin çok doğru bir yaklaşım olmadığını ve form olarak kaleye uymayacağını söylemiştim. Hem gerçek olan bir şey varken niçin aynadan yansımasına bakma gereği duyayım ki? Zaten inşa sürecinden sonra da form olarak adeta bir fabrikayı ya da bir iş merkezini andırdı. Kentin ve bölgenin mimari öğelerini taşımıyor. İç dekorasyon ile ilgili herhangi bir eleştirim yok. Gayet emek sarf edilerek yapılmış ve modern bir yapıya sahip. Benim değerlendirmem, tamamen form olarak bölge mimarisini taşımadığı ve kullanılan malzemenin yanlış olduğu yönünde. Mimarın projesini eleştirmiyorum aslında. Sadece inşa edildiği yer ve yapısal formu açısından eleştirilerim var,” dedi.
Öztürk, Urartuların mimaride kullandıkları temel maddenin taş olması nedeniyle Urartu mimarisine uygun bir yapı inşa edilmesi durumunda çok yüksek maliyetlerin ortaya çıkmayacağını da sözlerine ekledi.
Haber: Zelal Sahidenur Sari
Video-Montaj: Zafer Avnaş
Serhat News
(YK)