TTB’nin‘Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde-Emek Bizim Söz Bizim’ kapsamındaki Beyaz Buluşma etkinliğinin ikinci düzenlendi. Oda başkanları ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ajansımızın sorularını yanıtladı.
Geçtiğimiz gün Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) ‘Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde-Emek Bizim Söz Bizim’ kapsamındaki Beyaz Buluşma etkinliğinin ikincisini Van’da gerçekleştirdi. TTB Merkez Konseyi Üyeleri ve Oda Başkanlarının katılımıyla bir forum düzenlendi. Etkinliğe, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Merkez Konseyi Üyeleri Dr. Kazım Doğan Eroğulları, Dr. Onur Naci Karahancı ve Dr. Çiğdem Arslan, önceki dönem Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman ile Ankara, Batman, Bitlis, Diyarbakır, Mardin, Muğla, Muş, Şanlıurfa ve Van-Hakkari tabip odalarının yöneticileri katıldı.
2 bin günü aşkın süredir Van’da devam eden eylem ve etkinlik yasağına ve Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı Hüseyin Yaviç’in yakın dönemde iki defa göz altına alınmasına da özellikle dikkat dikkat çekildi. Elite World Otel’de yapılan forumda TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB’nin emek, demokrasi ve sağlık hakkı mücadelesindeki yeri üzerine bir sunum yaptı.
Oda başkanları sağlık emekçilerine yapılan saldırı, hükümet kanadındaki düzenleme girişimleri ve Van’da OHAL uygulamaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
‘Sağlık emekçileri temsilcileri olmadan yapılan büyün düzenlemeler yetersizdir’
Fincancı, aylardır sürdürdükleri mücadelenin hükümet kanadında yankı bulduğunu söyledi. Hükümetin, hakların karşılanacağına dair açıklamalarının yetersiz olduğunu çünkü hangi hakları talep ettiklerini ve bu hakların nasıl karşılanabileceğini ancak birlikte yapılan bir çalışmayla ortaya koyabileceklerini ekledi sözlerine. Emek örgütleri ve sağlık emekçileri temsilcileri olmadan yapılan düzenleme girişimlerinin yetersizliğini ise yıllar önce TTB’nin sunduğu önerilerin bir torba yasada görünmez kılındığını hatırlatarak, sundukları önerilerin sınırlandırıldığını ve torba yasa içerisinde olma durumunda bundan yargı mensuplarının bile haberi olmadığını vurguladı: “Her alanda bu ister şiddet olsun, ister ekonomik özlük hakları olsun, ister çalışma koşullarının ağırlığı olsun; meslek örgütü yani hekimlerin temsilcileri, emek örgütleri ve sağlık emekçilerinin temsilcileri olmadan yapılacak çalışmalar hep yetersiz kalıyor.”
‘Emek örgütlerine söz hakkı tanımıyorlar’
Fincancı, sağlıkçılara yönelik saldırıların katalog suçlar kapsamında ele alınması gerektiğini söyledi. “Bu düzenlemeleri yaparken bile meslek örgütlerine yani hekimlerin temsilcilerine, emek örgütlerine söz hakkı tanımıyorlar” diyerek, zorla komisyon toplantılarına katıldıklarını ve sundukları önerilerin reddedildiğini aktardı: “Bu da samimi olmadıklarını gösteriyor ne yazık ki. Ama biz de mücadeleden vazgeçmiyoruz haklarımızı alana kadar da mücadeleyi sürdüreceğiz.”
‘Yaşadığımız toplumda, demokratik teamüller yok’
Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı Hüseyin Yaviç de Van’da etkinlik yapmalarının özel bir nedeni olduğunu aktardı. 2 bin gündür Van’da devam eden eylem ve etkinlik yasaklarından ötürü TBB’nin Van-Hakkari Tabip Odası’yla bir dayanışma buluşması kararı alınmış. Toplumsal yaşamda uygulanan politikalarda demokratik teamüllerin olmadığı durumda birçok sorunun yaşanacağını belirten Yaviç, “Bu sorunların başında sağlık sisteminin işlevsizleşmesi var. Özellikle koruyucu sağlık hizmetinin uygulanamadığı hatta karar vericilerin yanlış kararları nedeniyle sağlığa yeterince bütçenin ayrılamadığı bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. Biz, özellikle TTB’ye yönelik son dönemde en üst perdeden uygulanan tehdit dilinin çok yoğunlaştığı bir dönemde; özellikle sağlık emekçilerinin özlük hakları, çalışma koşulları ve yine toplumun nitelikli bir sağlık hizmeti alması için mücadelemizi sürdürmeye, doğruları dile getirmeye devam ediyoruz” dedi.
‘Tıp, toplumsal bir ihtiyaçtır’
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan ise, “İyi olma hali yaşadığınız çevre ve içinde bulunduğunuz politik durumla da alakalıdır. Çünkü Dünya Tabipler Birliğinin, Tıp Etiği kitabında yapılan tanımlama da Tıp’ın toplumsal bir ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Şu anda bu ihtiyacın daha da önemli olduğunu gözlemliyoruz” dedi.
Bölgede yaşanan sağlık hakkı ihlallerine de dikkat çeken Turan, “Bölgede yaşanan sağlık hakkı ihlalleri ve anti demokratik uygulamalar insan hakları ihlallerinden farksız değil. Ayrımcı uygulamalar, insanların sağlığa erişiminin önünde engeller oluşturuyor. Bunu pandemide daha da iyi gördük. Pandemi gibi olağandışı bir durum yaşadık. Aslında olağan durumumuz da iyi değildi. Bu nedenle olağandışı durumda, yani en ufak bir pikte süreci daha kötü geçirdik. Bizim içinde bulunduğumuz sağlık sisteminde sağlığa erişim konusunda ciddi sıkıntılar yaşadık. Kişi başına düşen hekim sayısı sağlık emekçisi sayısı ve yatak kapasitesi yetersizdi” dedi.
‘Van’daki özel koşulları teşhir etmek için buradayız’
Mardin Tabip Odası Başkanı Volkan Binbaş da sözlerine, Van’da bitmeyen OHAL günlerini teşhir etmek adına etkinlik düzenlediklerini söyledi: “Van bizim için çok özel bir bölge. Türkiye’nin başka yerlerinde uygulanmayan özel koşullar geçerli. Bunları dile getirmek ve teşhir etmek için aslında bir etkinlik düzenledik. Son dönemde hekimlerin yaşanan ekonomik krizle beraber de eşlik ettiği çok ciddi sorunları var. Sağlık camiasının, sağlık emekçilerinin çok ciddi sorunları var. Bunları biz her gün TTB ve yerellerde odalarımız olarak dile getiriyoruz. Siyasetçilerin bize yönelik birtakım söylemleri oldu. Gidiyorlarsa gitsinler diyenler oldu. Vatandaşlıktan çıkarılsınlar diyenler oldu. Ama biz burada olduğumuzu bir yere gitmediğimizi, ülkeyi terk etmediğimizi, görevimizin başında olduğumuzu ilan etmek ve bu durumu protesto etmek için buradayız.”
Video-Montaj: Zafer Avnaş
(ro)