80 yaşındaki annesinin evine gelen bir kadının çıkığına merhem sürdüğü için tutuklandığını söyleyen Naime Özer, anne ve babasının hastalıklarına dikkat çekerek, “Yaşatılan işkencedir” dedi.
Mezopotamya Haber ajansında Adnan Bilen’in haberine göre, Van’ın Edremit ilçesinde 80 yaşındaki Makbule Özer ile 79 yaşındaki eşi Hadi Özer, dün gözaltına alınarak tutuklandı. 2018 yılında evlerine yapılan polis baskınında çocuklarıyla birlikte gözaltına alınan Özer çifti hakkında yürütülen soruşturma sonucunda “örgüte yardım etmek” iddiasıyla dava açıldı.
Yerel mahkeme Özer çiftine “örgüte yardım etmek” iddiasıyla 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi. 23 Şubat 2022’de yerel mahkemenin Özer çiftine verdiği 2 yıl 1 ay hapis cezasına avukatı Dilan Kunt Ayan itiraz ederek Makbule Özer’in cezasının ev hapsine çevrilmesi için Van İnfaz Hakimliği’ne başvuru yaptı. Ancak başvuru 15 Nisan’da “yasal şartların oluşmadığı” gerekçesiyle reddedildi. Cezanın üst mahkemece onanması üzerine Özer çifti dün tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Yüzde 55 engelli raporu var
Tutuklanan 80 yaşındaki Makbule Özer’in bastonla adliyeye getirildiği ve ayakta duramadığı ve bu şekilde cezaevine götürüldüğü görülüyor. Yüzde 55 engelli raporu bulunan Makbule Özer’in sağlık raporunda, sağ kulağında yüzde 56 duyma, sol kulağında ise yüzde 34 duyma bozukluğu olduğu, kontrol dengesini sağlamada yüzde 15 sıkıntı yaşadığı, sol omzunda kırık, omuz eklemlerinde kısıtlılık, sol omuz ve sol el bileğinde kırıklar, el bileği hareketlerinde kısıtlılık, kalça kemiğinde yaşanan rahatsızlığından dolayı ise ev içinde koltuk altı değnekle yürüyebildiği bilgileri yer aldı.
Anne ve babasının tutuklanmasına tepki gösteren Naime Özer, tutuklamaya gerekçe yapılan 2018 yılındaki olayı anlattı.
Evi taramaya gelmiş gibiydiler’
Naime Özer, annesi Makbule Özer’in topladığı bitki ve otları şifalı ürünler haline getirerek bazı sağlık sorunu yaşayanlara yardımcı olduğunu söyledi. 24 Temmuz 2018’de eve gelen bir kadının çıkıkları için ilaç istediğini söyleyen Özer, “Annem onun çıkıkları için bir şeyler sürecekti. Daha tedavi devam ederken, evimiz basıldı. Yani eve gelen polisler sanki arama için değil, evi taramak için gelmiş gibiydiler. Evin bahçesine giren polisler, ‘Gençlik aşağı insin yoksa tararız’ diye anons etti. Üç katlı evde 10 kişi vardık. Hepimiz aşağıya indik. Bizi betona yüz üstü yatırdılar. Evde çocuk ve hamile kadınlar vardı. Onları da yüz üstü yatırdılar” diyerek yaşadıklarını anlattı.
‘Kadına işkence yaptılar’
Polislerin kardeşinin başına silah dayayıp eve gelen kadının kim olduğunu sorduklarını ifade eden Özer, “Kardeşim de tedavi için geldiğini söyledi. Bunun üzerine kadını darp ettiler. Daha sonra evde arama yaptılar. Biz bahçedeydik. Kadını da eve götürüp 3 saat boyunca işkence yaptılar. Biz eve girdiğimizde kadının bir tutam saçı halının üzerindeydi. Yine kadına işkence yapılan yerde baston, su ve kova vardı” dedi.
‘İki yaşlı insanı tutukladılar’
Evdeki arama ve işkencenin ardından anne babası, aileden 3 kişi ve tedavi için gelen kadının gözaltına alındığını kaydeden Özer, “Daha sonra annem, babam ve kardeşlerim serbest bırakıldı. Evimize gelen kadın ise tutuklandı. Dava sürecinde tüm telefon kayıtlarını çıkardık ve arayanların annemin yanına tedavi olmaya gelen insanlar olduğunu kanıtladık. Dosyada yer alan iki abim ve kardeşim beraat etti ama annem ve babam ceza aldı. Dün de annem ve babam cezaevine götürüldü. Bunlar yaşlı insanlar ve hiçbir ihtiyaçlarını gideremeyecek durumdalar. Annemin kolunda üç kırık var ve yürüyemiyor. Annemi iki günde bir mutlaka hastaneye götürerek serum takıyoruz. Yine annem ve babamın göz rahatsızlıkları var. Bir ay önce dosyanın onanması ile birlikte annem ve babam kötü bir ruh hali yaşıyorlardı. Sürekli; ‘Ben cezaevine girersem bana kim bakacak?’ diye soruyordu. Ama maalesef tüm itirazlarımıza rağmen iki yaşlı insanı tutukladılar” diye konuştu.
‘Suçları Kürt olmak’
Ülkede hukuk ve adalet adına hiçbir beklentinin olmadığını belirten Özer, “Ülkede 7’den 70’e herkes cezaevinde ise burada hukuktan söz etmek mümkün değil. Ev hapsi istedik, denetimli serbestlik istedik ama vermediler. 80 yaşındaki insanlara böyle bir ceza verilir mi? Ama Kürt olunca bu durum reva görülüyor. Bu bir zulümdür, işkencedir ve bu işkence herkese yapılıyor. Bu işkence ve zulüm anne ve babamın şahsında tüm halka uygulanıyor. Yani bu durumda olan sadece annem ve babam değil. Binlerce yaşlı ve hasta insan şuan cezaevinde tutuluyor. Yani bu insanların tek suçu Kürt olmak, yaşananların başka bir açıklaması yok” dedi.
‘Düğünümüz de taziyemiz de basıldı’
“Türkiye’nin 1990’lı yıllarını okuyorduk ve şaşırıyorduk ama bugün bunun tüm versiyonlarının en ağırını yaşıyoruz” diyen Özer, konuşmasını şöyle bitirdi: “Binlerce insan sürgün, binlerce insan içerde, binlerce insan öldü. Bu dönemin o dönemden ne farkı var? Her gün cezaevinden insanların cenazeleri çıkıyor. Hiç olmazsa yaşlı, hasta ve çocukların tahliyesini talep ettikçe maalesef daha ağır şeyler yaşamaya devam ediyoruz.
Yaşanan baskılara “Artık yeter” diyerek tepki gösteren Özer, ilçede yıllardır sistematik bir şekilde polislerce evlerinin basıldığını belirterek, “Biz yıllardır zulüm yaşıyoruz. Yıllardır Edremit ilçesinde ne oluyorsa bizim evimiz basılıyor. Düğünümüz basıldı, taziyemiz basıldı. Bu durum artık son bulsun” diye ifade etti.