Van Barosu Göç Komisyonu üyesi Avukat Bahtiyar Kandeğer, hukuksal olarak göçmenlerin avukata erişiminin olması gerektiğini belirterek, “Ancak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve İl Göç İdareleri bu hakkı uygulamıyor” dedi.
Ülkelerinden zorunlu nedenlerle göç etmek zorunda kalan göçmenler Kaçak yollardan, insan tacirleri vasıtası ile Van iline geliyor. Gelişleri sırasında çoğu göçmen kolluk güçleri tarafında yakalanarak geri gönderme merkezlerine yerleştiriliyor.
Türkiye de 5 milyon Suriyeli göçmen var
Suriye’de yaşanan iç savaştan kaynaklı 2011 yılında başlayan zorunlu göç sonucu istatistiklere göre Türkiye’de yaklaşık 5 milyondan fazla kayıtlı ve kayıtsız Suriyeli göçmen bulunuyor. Yine 2021 yılında Afganistan’da aşırı İslamcı Örgüt Taliban tarafından yönetimin ele geçirilmesinden sonra, bu ülkenden de yüzbinlerce mülteci Türkiye’ye akın etti.
İçişleri Bakanlığı: 5 ayda 76 bin 670 göçmen yakalandı
İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi Başkanlığı tarafından 12 Mayıs tarihinde yayınlanan verilere göre, 2022 yılının ilk 5 ayında Türkiye genelinde 76 bin 670 düzensiz göçmen yakalandı. Bunlar içerisinde 37 bin 559 kişi ile ilk sırayı Afganlar alıyor. Ardından ise Suriyeli göçmenler geliyor. Öte yandan sadece 2022 yılında Türkiye genelinde yakalanan göçmen kaçakçısı sayısı ise 2 bin 545. Bunlardan 368 kişi ise tutuklanmış durumda. Van’da ise son 5 ay içerisinde basına yansıyan verilere göre 3 bin 423 göçmenin gözaltına alındığı belirtiliyor.
Yakalandıktan sonra geri gönderme merkezlerine yerleştirilen göçmenlere nasıl bir hukuki prosedürün uygulandığını Van Barosu Göç Komisyonu üyelerinden Avukat Bahtiyar Kandeğer Serhat News’e değerlendirdi.
‘Genellikle sınır dışı ediliyorlar’
Göçmenlerin sınırda yakalanması veya kendilerinin teslim olması durumun da işletilen prosedür hakkında bilgi veren Kandeğer, yakalanan mültecilerin Göç İdaresine teslim edildiğini ve genellikle de daha sonra haklarında ‘Sınır dışı edilme’ kararı verildiğini söyledi. Göç idaresinde çalışanlar tarafından mültecilerin koruma taleplerinin de ayrıca değerlendirilmesi durumunda, bu kişilerin uluslararası koruma statüsüne alınabileceğini sözlerine ekleyen Kandeğer, aksi durumda, göçmenlerin aileleri aracılığıyla avukat marifeti ile mahkemeye başvurup sınır dışı kararını iptal ettirebileceklerini kaydetti.
‘Kanuni gerekçe olmadan sınır dışı ediliyorlar’
Yukarıda ifade edilen imkâna bütün göçmenlerin erişemediğini dile getiren Kandeğer, “Çoğunlukla sınırda yakalanıyor ve herhangi bir kanuni gerekçe olmaksızın oradan geri çevriliyor. Hukuksal olarak göçmenlerin avukata erişiminin olması gerekiyor. Ancak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve İl Göç İdareleri bu hakkı uygulamıyor” şeklinde konuştu.
‘Göçmenlerin pasaportunu geçin çoğu kimliğini dahi yanına almıyor’
Geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun göçmenlere ilişkin yaptığı açıklamada, ‘Göçmenler pasaportlarını yırttıkları için sınır dışı edilemiyor’ sözlerini hatırlatan Kandeğer, bu söylemin eksik ve yanlış olduğunu belirtti.
Konu hakkında Kandeğer şunları söyledi: “Çünkü gelen yüzlerce göçmenin zaten pasaportu yok. Devletlerarası geçiş sağlayabilecek bir belgesi yok. Zaten bundan kaynaklı kaçak geliyorlar. Çoğunun kimliği bile yok. Mülteciler yakalandıktan sonra göç idaresinde yapılan sorgu sonucu uyrukları belirleniyor. Geldikleri ülke tespit edildikten sonra ise sınır dışı işlemi gerçekleştiriliyor. Pasaportunun olmaması nedeniyle sorun çıkaran ülkeler de var. Türkiye’de iken kişinin kim olduğu belli olamaz. Hiçbir devlet kendi vatandaşı olmayan birini kabul etmek zorunda değil. Ani gelişen bir savaş nedeniyle ailesini alıp kaçan insanların vakti pasaport çıkartmaya yetmez” dedi.
‘Türkiye göçmenleri koz olarak kullanıyor’
Göçmenlerin genellikle erkek ve gençlerden oluştuğunu ve bu riski sadece bu grupların göze aldığını söyleyen Kandeğer, sebebini ise şu şekilde açıklıyor; “Uzun göç yolculuğunda açlık ve susuzluktan ölebilir, gaspa uğrayabilir, öldürülebilir. Van coğrafyasına girdiğinizde çetin bir soğukla karşılaşıyorsunuz. Bu bölgede de ciddi hayati tehlikeler de yaşanıyor.”
‘Göçmenlere yönelik rehabilitasyon politikaları oluşturulmalı’
Devamında Türkiye de göçmen merkezli iktidar ve muhalefet blokları arasında yaşanan tartışmalara ilişkin ise göçmenlerin koz olarak kullanıldığını dile getiren Kandeğer, “Türkiye ekonomik bir buhran içinde ve göçmenleri koz olarak kullanıp fon talep edebiliyor. Muhalefetin mültecileri göndermeye yönelik tartışmaları yerine, kentte kalmak isteyen göçmenlere yönelik eğitim, sağlık dil konusunda entegrasyonu için çalışmalar sağlaması gerekiyor” diye kaydetti.
‘Göçmenler geri gönderme merkezini hapishaneye benzetiyor’
Van’ın Edremit ilçesine bağlı Kurubaş mahallesinde gönderme merkezinin olduğunu ancak belirli sayıda göçmeni ağırlayabilecek yeterlilikte olup olmadığını veya ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanamadığı konusunda yeterli bilgiye sahip olamadıklarını dile getiren Kandeğer, “Merkeze gittik ancak içeri alınmadık. Göç idaresi zaman zaman gelip görebilirsiniz dese de göç komisyonu olarak görme imkânımız olmadı. Göçmen müvekkillerimiz bize ‘Oranın bir hapishane gibi’ olduğunu aktardı. Ancak göremediğimiz için orası için bir değerlendirmede bulunamam.
Baro Göç Komisyonu olarak göçmenlere verdikleri hukuki yardım hakkında da bilgi veren Kandeğer, “Ayda ortalama 15-20 göçmen ile görüşebiliyorum. Görüşme gerçekleştiremediğim veya yetiştiremediğimiz müvekkilleri ise Van barosuna bildirip hukuki yardım almalarını sağlıyoruz” diye konuştu.
Serhathaber
(lg