Van’da bir dönem sırtta taşınarak yapılan yük taşıyıcılığı yerini hamal arabalarına bırakmıştı. Sayıları bir dönem azalsa da ekonomik krizle beraber tekrar artış gösteren hamal arabalarının yük taşıyıcıları 50 yaş üstü kişilerden oluşuyor.
Van’da uzun yıllardır yapılan hamallık işini genelde 50 yaş ve üzeri insanlar oluşturuyor. Genç kesimin bu işi yapmak istememesi sonucunda evin geçimini 50 yaş ve üzeri insanlar üstleniyor. Yaşlarının 50 ve üzeri olmasından dolayı iş bulamadıklarını belirten beden işçileri bu işi yapmak zorunda kaldıklarını belirtiyorlar. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre işsizlik oranı, Ağustos’ta bir önceki aya göre 0,4 puanlık azalışla yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşti. 2022 Ağustos ayı verilerine göre, 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2022 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre 100 bin kişi azalarak 3 milyon 312 bin kişi oldu.
İşsizlik oranı ise 0,4 puanlık azalış ile yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşti. 2021 yılında Van’daki işsizlik oranı ise yüzde 23,6 olarak açıklandı. Van’da her geçen gün artan işsizlik oranı Türkiye ortalamasının üzerinde seyrediyor.
Van’da hamallık yapan Sefer Yıldız, “12 nüfusa bakıyorum. Hasta da olsam bu işi yapmak zorundayım” diyerek durumunu özetliyor.
’40 yıldır bu işi yapıyorum’
Sefer Yıldız, 40 yıl önce Van’ın Gürpınar ilçesinden merkeze göç etmiş. 60 yaşındaki Yıldız, 40 yıldır hamal arabası kullandığını söylüyor. 11 tane çocuğu olan Yıldız, ilerlemiş yaşına ve sahip olduğu hastalıklara rağmen bu işi yapmak zorunda olduğunu belirtiyor. “Her gün 8 kilometre yol gidip geliyorum” diyen Yıldız, Bölge Hastanesi civarlarından her gün merkeze geliyor. Merkeze oldukça uzak olan bu mesafeyi her gün pedal çevirerek gidip gelmek bacaklarında ağrıların oluşmasına sebep olduğunu söylüyor.
“30 yıldır sobacılar dediğimiz bu sokakta duruyorum. Van’ın her tarafına yük taşıyorum. Bu da büyük bir zorluk demek. Sonuçta insan gücüyle çalışıyor bu araba. Ama çocuklarımın ekmek parası için çalışıyorum” diyor Yıldız sigarasından bir yudum alarak. Ve devam ediyor: “Ne kadar zor olsa da yapmak zorundayım. Bazen 20, bazen30, bazen 50 bazen 100 TL günlük kazancım oluyor. Bizimki kumar gibi bir iş, standart bir gelir yok bizde.”
‘Bu işten kazandığım geçimime yetmiyor’
Yıldız, “Genelde sobacılar sokağında bulunduğum için kışın soba yazın da semaver ve mangal taşıyorum. İnsanlar buradan soba alıp oldukça uzak mahallelere götürüyor” diyor. Mesafenin uzaması yaşadığı sağlık sorunları tetikliyor. Sol böbreğinin alındığını sağ böbreğinde ise kist bulunduğunu aktaran Yıldız, geceleri bacaklarının ağrısından uyuyamadığını söyleyerek, yaptığı işin zorluğunu vurguluyor.
Müşterilerinin ücreti fazla bulduklarını aktaran Yıldız, “Bize ‘Benzinle mi çalışıyorsunuz sanki’ diyorlar. Eskiden 10 iş yapıyorsam bu 5’e inmiş durumda. Bunda son zamanlarda çıkan ‘Kuba’ dediğimiz motorların da etkisi oldu. Eskiden bir şekilde iş oluyordu, ama bu motorların çıkması işimizi aksattı” diye kaydediyor. Onların tercih edilmesinin sebebini de şöyle açıklıyor: “Hem bizden daha hızlı olmaları hem de daha fazla yük almaları sanırım.” Bu işten kazandığının ailesinin geçimine yetmediğini söyleyerek, “12 nüfus var evde hangi birine yetsin ki?” diyor sitemle.
‘Van’da binlere varan yük taşıyıcısı var’
Ekonomist ve istihdam uzmanı Sinan Ok, sokakta yük taşıyan hamalların, yük taşıyıcılarının kayıt dışı çalışan, güvencesiz ve mecburen bu işi yapanlar olduğunu söylüyor. Sokakta çalıştıkları için herhangi bir hak kullanamadıklarını belirtiyor. Ok, “Yani çalışan birinin; ücret, sigorta, izin, sosyal güvence gibi bazı haklara sahip olması gerekirken; Van genelinde sayıları binlere varan bu kişiler, genelde uzun süreli işsiz kalmış, geçimini bir şekilde sağlamak zorunda kalan ve belli bir yaşın üstünde erkeklerden oluşan büyük bir kitle” diyor.
‘Bu bir iş değil mecburiyet’
Yük taşıyıcılarının herhangi bir sosyal politika kapsamında korunmadıklarını ifade eden Ok, şehrin içerisinde dolaşırken bu sayının gözlemlenebildiğini ve özellikle belirli bölgelerde yoğunlaştıklarını aktarıyor. “Beşyol, Hz. Ömer Camii çevresi ve Ulu Camii civarında yurttaşların yüklerini taşımak amacıyla çok cüzi ücretler karşılığında bu işi mecburiyetten yapan yüzlerce insanı gözlemlemek mümkün” diyen Ok, bunun aslında bir iş olmadığını, ama insanların mecbur kaldıkları için yaptıklarını da söylüyor.
‘Hamallar en temel haklardan bile mahrum’
Hamallığın mecburiyetten yapıldığını ifade eden Ok, bu işin çeşitli sorunlara yol açtığını vurguluyor. “Genelde belirli bir yaşın üzerinde, yaşlı insanların çeşitli hastalıklarla ve bu işten kaynaklı uzun sürede ortaya çıkan hastalıklarla bu işi sürdürmek zorunda kaldığını görüyorsunuz” diye belirtiyor. Kazandıkları ücretin açlık sınırının altında, asgari ücretin çok altında olduğunu söyleyerek, “Bazı günler hiç iş yapmadan evine dönen onlarca taşıyıcı görmek mümkün bir alan taraması yapıldığında. Yani ücret bu şekilde olduğunda sağlık hakkı, sosyal güvenlik hakkı, iş sağlığı güvenliği hakkı gibi çok temel hakların bile zaten esamesi okunmamakta” diyor.
‘Bu insanlara herhangi bir destek sunulmuyor’
Bu işten kaynaklı, işçi-işveren ilişkisinin olmadığını aynı zamanda Aile Sosyal Politikalar veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bir programı kapsamında da bu insanlara bir destek sunulmadığını söylüyor. Ok, “Aslında yapılması gereken bu işin fiziki güçle yapılmasının yasaklanması eğer bu işi yapacaklarsa onlara motorlu taşıyıcıların sağlanması, işsiz kaldıkları dönemlerde işsizlik sigortası hakkının sağlanacağı bir yapının kurulması” diye vurguluyor.
Ok, ayrıca sağlık hakkının genel sağlık sigortası kapsamında karşılanması ve belli bir yaşın üstünde olanların yaşlılık aylığı ve emeklilik koşullarının iyileştirilerek bu alandan kurtarılması gerektiğini söylüyor.
Serhat News