Maraş merkezli yaşanan iki büyük depremin ardından 10 ilde eğitime ara verilirken yurt genelinde üniversiteler kapatıldı. Üniversite yurtlarının depremzedelerin konaklayacağı yerler olarak kullanılması depremzedeler için bir tehdit oluştururken, öğrenciler ve eğitim sendikaları eğitim hakkının engellendiğini savunuyor.
6 Şubat 2023 tarihinde Maraş’ta yaşanan depremden 10 il etkilendi. 10 ilde de büyük yıkıma neden olan depremlerden sonra depremzedelerin yerleştirilebileceği yerler olarak üniversite yurtları tercih edildi. Deprem bölgesinde yeterli çadır ve konteynerlerin olmaması ve devam eden artçılar nedeniyle depremzedeler üniversite yurtlarına yerleşmeye başladılar. Depremzedelerin akıbeti kadar üniversitelerin de yeniden açılıp açılmayacağı konusuyla ilgili bir belirsizlik söz konusu.
Eğitim-SEN Van Şube Başkanı Murat Atabay, üniversitelerin kapatılma gerekçesinin depremzedeleri yerleştirecek bir yerin olmamasına dayandırıldığını fakat asıl gerekçenin bu olmadığını düşündüklerini söylüyor.
‘Hükümetin ilk aklına gelen eğitim kurumlarını kapatmak’
Murat Atabay, pandemi sürecinden bu yana hükümetin aklına ilk gelenin eğitim kurumlarını kapatmak olduğunu söylüyor. Atabay, pandemi sürecinde turizm sektörüne, ulaşım sektörüne çok ciddi teşvikler verilirken eğitim kurumlarının kapatıldığını belirtiyor. Atabay, “Zaten o dönem üniversiteye başlayanların çoğu uzaktan eğitim aldıkları için bugünkü üniversite okuyanlara baktığımız zaman üniversiteye çok gitmiş gençler değiller” diye belirtiyor.
Üniversitelerin toplumsal muhalefetin en yoğun örgütlendiği alanlardan biri olduğunu ifade eden Atabay, “Yani özgür düşüncenin, bilimin en çok tartışıldığı bu noktada tepkilerin en çok dile getirilebileceği ve hükümetin aslında enkazın altında kalması noktasında en çok tepkinin organize edileceği yerlerdi. Belki de hükümet bu yönlüde biraz onları uzaktan eğitime geçirdi” diye kaydediyor.
‘Hükümet enkazın altında kaldı’
Hükümetin enkazın altında kaldığını söyleyen Atabay, “En başından itibaren müdahale anlamında, arama-kurtarma anlamında daha sonrasında depremzedeleri bir yere taşıma anlamında çok ciddi problemler yaşadı. Bunları dile getirecek en önemli kesimi belki üniversite olarak gördüğü için de uzaktan eğitime geçti. Ki aslında o tepkilerde birkaç gündür stadyumlarda dile getirilmeye başlandı. Ona bile engel olamadılar işin açıkçası. Tepkiler bir şekilde ortaya çıkmaya başlıyor” diyor.
‘Öğrenciler yurtlardan zorla çıkarıldı’
Üniversitelerin sadece derslere girip çıkılan bir yer olmadığını, üniversitenin gençliğe kazandırdığı çok önemli noktaların olduğunu vurguluyor Atabay ve sıralıyor: “Bunlar özgür tartışma ortamlarıdır, özgür düşünme ortamlarıdır, muhalefetin oluştuğu bu tartışmaların yürütüldüğü en önemli alanlardan biridir. Ondan da geri bıraktılar. Ve yurttaşları getirip KYK yurtlarına yerleştirdiler.” Atabay, YÖK’ün kapatılması, üniversitelerin özgür özerk yapılara dönüştürülmesi, YÖK gibi üstünde bir yapı olmaması noktasında çok ciddi çalışmalarının olduğunu ve daha önce çeşitli eylemler yaparak mücadele ettiklerini söylüyor.
YÖK’ün hükümetten bağımsız bir karar alamadığını, üniversitelerin çoğunun akademik anlamda içinin boşaltıldığını, kendilerine bağlı rektörler ve öğretim görevlileriyle doldurulduğunu belirtiyor. Şu an öğrencilerin yurtlardan zorla çıkarıldıklarını, eşyalarının kapılara koyulduğunu söylüyor Atabay. Bu öğrencilerin yarın öbür gün sınavlara çağıracakları, stajı devam eden öğrencilerin olduğunu fakat gidip yerleşebilecekleri bir yerleri olmadığını ve hükümetin buna yönelik bir tedbirinin olmadığını da vurguluyor.
‘Bitirdiği alanla ilgili bilgisi olmayan birçok üniversite mezunu olacak’
Atabay, son olarak şunları belirtiyor: “Böyle yetişecek bir nesilden oluşacak bir kamu düzeni veya bir toplumsal yapının etkileri de gerçekten çok olumsuz olacak. Ve öğrencilerin kişisel gelişimi noktasında da çok olumsuz etkileri olacak. Bitirdiği alanla ilgili bilgisi olmayan birçok üniversite mezunu olacak. Bu da toplumu çok ciddi anlamda olumsuz etkileyecek.”
‘Eğitim hakkı örseleniyor’
Emek Gençliği Van İl Yöneticisi ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Berkay Yeğin de, iktidarın yaşanan mağduriyetlerin önüne geçmek üzerinden söylediklerinin, sermayeye rahatsızlık vermeme ve başka çözümler arama olduğunu söylüyor. Söz konusu mağduriyetleri önlemek açısından KYK yurtlarının depremzedelerin yerleştirileceği yerler olarak tercih edildiğini ifade eden Yeğin, “Ama Türkiye’de otellerin çok daha fazla kapasiteye sahip olduğunu biliyoruz. Büyük kâr getiren yerlerin daha fazla yatak kapasitesine sahip olduğunu ve daha iyi imkânlarda depremzedelerin barınabileceğini biliyoruz. Yani bu durum aslında mağduriyetin üstünü örtmeye çalışırken yeni mağduriyetleri de beraberinde getiriyor” diyor.
Yeğin, gençliğin eğitim hakkının pandemi ile başlayan ve depremle birlikte örselenen bir hak olma durumuna geldiğini söylüyor. Yeğin, “Pandemi döneminde okulları kapatarak uzaktan eğitim deneyimiyle sonrasında hibrit eğitim deneyimiyle geniş bir gençlik kitlesini, öğrenci gençliğini hepten ucuz emek sömürüsünün içerisine dâhil edebilecek bir yol yöntem de kendileri açısından buldular” diye vurguluyor. Okulların kapatılmasının büyük bir oranda maliyetten kaçmak ve vatandaşın vergilerini başka şeyler için kullanmak açısından bir yol olduğunu ifade eden Yeğin, “İktidar bugün en ufak bir şey gelişsin biz buradan eğitim hakkını engelleyecek bir yol bulalım, doğrudan eğitim hakkına saldıralım pozisyonunda duruyor. Yani baştan beri söyledikleri gibi bir mağduriyeti giderme söz konusu değil hepten yeni mağduriyetlere yol açıyor” diyor.
‘Okulların her yerde açılması gerekiyor’
Devletin bir takım önlemler alarak okulları her yerde açması gerektiğini söyleyen Yeğin, deprem bölgelerinde de konteynerler veya başka çözümlerle üniversite yerleşkesine dair çözümlerin geliştirilerek okulların hızlıca açılması gerektiğini ifade ediyor. Eğitim sürecinin bir rehabilitasyon süreci olduğunu ve bu yüzden depremzede öğrenciler üzerinde olumlu bir etkisinin olacağını vurguluyor Yeğin. Aynı zamanda sosyalleşme süreci açısından da okulların önemli bir alan olduğunu ifade ediyor.
Yeğin, deprem öncesinde bilim insanlarının açıklamalarıyla bu duruma dikkat çekmelerine rağmen hiçbir şekilde önlem alınmadığını söylüyor. Ve son olarak şunları ekliyor: “Bugün de eğitim noktasında mesela pedagogların, eğitim bilimcilerin sürekli’ okulları açın’ çağrısına rağmen iktidar yine bilim dışı bir yöntemi uygulama noktasında ısrarcı davranıyor.”
Serhat News