Türkiye’nin öncelikli gündemini teşkil eden depremin yanında Haziran’da yapılması gereken seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılması tartışılırken bir diğer tartışmada seçimin ertelenip ertelenmeyeceği tartışmaları da gündemdeki yerini aldı.
Türkiye 6 Şubat günü Maraş merkezli iki büyük deprem yaşadı. Yaşanan depremler 11 ilde büyük yıkımlara ve can kayıplarına neden oldu. Depremin enkaz çalışmaları sürerken bölgeden göçler de devam ediyor. Depremden etkilenen illerde kayıtlı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 13 milyon 418 bin, kayıtlı görünen mültecisler ise 1 milyon 762 bin. 11 ilin etkilendiği bölgede nüfus toplamda 15 milyon 181 bindi.
AFAD’ın son yaptığı açıklamaya göre, depremden etkilenen 11 ilden tahliye edilenlerin sayısı 528 bin 146’ya ulaştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 14 Şubat’ta yaptığı açıklamada, bölgeden ayrılanların sayısının 2,2 milyon olduğunu açıkladı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bölgede daha önce sinyal veren telefon numaralarından tespit ettikleri kadarıyla 2,5 milyon insanın diğer illere gittiğini söyledi.
Depremler sonrası özellikle Maraş, Hatay, Adıyaman ve Malatya’dan Türkiye’nin çeşitli illerine göçler devam ediyor. Yaşanan iç göçler sonrası seçimlerin ertelenip ertelenmeyeceği konusu bir kez daha gündeme geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün yaptığı açıklamada seçimlerin 14 Mayıs tarihinde yapılacağı sinyalini verdi. Aynı zamanda muhalefet kanadı da seçimlerin ertelenemeyeceğini zamanında yapılması gerektiğinin vurgusunu yaptı.
Hukukçular da yaptıkları açıklamalarda seçimlerin Anayasa uyarınca savaş hali dışında ertelenmesinin mümkün olmadığını söylüyor. Seçimlerin zamanında veya 14 Mayıs’ta yapılması halinde ise başta Adıyaman, Hatay, Maraş ve Malatya olmak üzere depremden etkilenen 11 ilde seçmenlerin büyük bölümünün göç etmesi nedeniyle; seçmenin sandığa nasıl gideceği, seçmen kütüklerinin güncellenmesi, seçimin sağlıklı olup olmayacağı da bir başka tartışma konusu.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Avukat Sedat Düşünmez, seçimlerin ertelenmesinin Anayasa uyarınca savaş halinde ve eğer savaş durumu da seçim yapılmasını sağlamayacak ağır ise ertelenebileceğini söylüyor.
‘İktidar siyasi kurnazlıkla her şeyi lehine çevirmeyi düşünüyor’
Avukat Sedat Düşünmez, seçimlerin ertelenmesinin Anayasa’da net bir şekilde belirtildiği gibi ülke savaş halinde ise ve bu savaş durumu seçim yapılmasına imkân sağlayamayacak kadar ağır ise seçimin ertelenebileceğini söylüyor. Düşünmez, mevcut koşullarda seçimin ertelenmesinin Anayasal olarak mümkün görünmediğinin altını çiziyor. İktidarın seçimi ertelemek gibi bir karar alması durumunda muhalefetin Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapıp kararı iptal ettirebileceğini de ekliyor Düşünmez.
Seçimin, ön seçim olarak 14 Mayıs’ta yapılmasının iktidar tarafından ön görüldüğünü aktaran Düşünmez, “İktidar, ‘acaba 18 Haziran’da yani zamanında mı yapalım yoksa erken seçim kararına devam mı yoksa depremi fırsat bilip ertelemeye mi gidelim’ şeklinde kafa karıştırıcı beyanlar, siyasi kurnazlıkla bu fikri topluma yandaş medya aracılığı ile yaymaktadır” diyor.
Düşünmez, iktidarın mayıs ayında seçim yapmayı planlamasının tesadüf olmadığını söylüyor. Ve ekliyor: “Çünkü siyasi kurnazlık ve mühendislikle yol alan iktidar her şeyi lehine çevirmeye çalışır.”
‘İktidar Ramazan ayını siyasi propaganda alanına çevirecek’
Düşünmez, 14 Mayıs tarihinin Ramazan ayından ve bayramdan hemen önce olduğunu, iktidarın bu vesileyle Ramazan ayı boyunca; iftar, teravih ve diğer dini alanları siyasi propaganda alanına çevireceğini, bu durumu daha önceden deneyimlediklerini söylüyor. Depremzede seçmenin oy kullanması ile ilgili, “Aynı seçim çevresi içinde mahalleleri, başka bir mahalleye taşıyabilirsiniz. Ama Maraş’ın sandıklarını Kayseri’ye taşıyamazsınız. Buna 5. madde engel” diyor Düşünmez.
Seçim hükmü ne anlatıyor?
Yani Hatay’ın Defne ilçesine sandık kurulur, Erzin’e kurulur ama başka bir seçim çevresine kurulamaz. 2018’de yürürlüğe giren kanunla 298 sayılı Seçimlerin Genel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunu’nun 14. maddesine eklenen 16. fıkra, “Seçim güvenliği açısından gerekli görülmesi durumunda, vali veya il seçim kurulu başkanının oy verme gününden en geç bir ay önce talepte bulunması halinde, o yerdeki sandıkların en yakın seçim bölgelerine taşınmasına, sandık bölgelerinin birleştirilmesine, muhtarlık seçimleri hariç olmak üzere seçim bölgelerinin birleştirilmesi ile seçmen listelerinin karma şekilde düzenlenmesine ve bu hususların ilanına karar vermek” hükümlerini düzenliyor.
Düşünmez, depremden dolayı yer değişikliği yapan seçmenlerin, adres değişikliği yapması gerektiğini söylüyor. Depremzede seçmenlerin ikametgâh adreslerine bakılarak depremden sonraki adres bildirimi talep edileceğini ve ona göre yerlerin belirlenip sandıkların buna göre kurulacağını belirtiyor. “Yani her il için ayrı sandık kurulacak. Diyelim ki Van’da Maraş sandığı Antep sandığı Adıyaman sandığı gibi o şekilde sayımı yapılacaktır” diyor.
Düşünmez son olarak, şu an görünürde ertelemenin olmadığının da su götürmez bir gerçek olduğunu vurguluyor.
Serhat News