PAK ve TDK-TEVGER Lozan’ın 100. Yıldönümüne ilişkin yaptığı açıklamada, “Kürt milleti ve onun politik temsilcileri olarak tüm dünyaya Lozan Antlaşması’nı tanımadığımızı bildiriyoruz. Bu antlaşmayı imzalayan batılı devletleri bu tarihi hatadan dönmeye ve Kürt ulusunun devletleşme hakkını tanımaya çağırıyoruz” dedi.
Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) ve Kürdistan Demokratik Hareketi (TDK-TEVGER), 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması‘nın 100’üncü yılına ilişkin PAK’ta basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı okuyan PAK Başkanı İsmet Elçi, 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde bir antlaşma imzalandığını anımsatarak, “Bu antlaşmayla, Kürt milletinin yüzyıllık kaderi belirlendi. Millet olarak Kürtler ve ülkeleri Kürdistan tarihte ikinci kez parçalanarak bölündü” dedi.
‘Kürtlerin makus talihi bugün de devam ediyor’
Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639’da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşmasına dikkat çeken Elçi, bir bakıma Kasr-ı Şirin Antlaşması’nın da teyit eden Lozan Antlaşması ile Kürtler ve ülkeleri Kürdistan’ın bu kez sömürge bir ülke haline getirildiğinin altını çizdi. Kürt halkının iradesine rağmen bölgenin sınırlarının yeniden çizildiğini ifade eden Elçi,
“Kürdistan topraklarının bir kısmını da içine alan suni iki yeni devlet daha oluşturuldu. Parçalanma ve bölünme üzerine şekillenen Kürt milletinin yüzyıllık makus tarihi kaderi ne yazık ki bugün de devam etmektedir. Lozan Antlaşması’yla Kürtler ve ülkeleri yok sayılmış, iradeleri ayaklar altına alınmış, ulusal ve hata temel insani hakları gasp edilmiştir. Ve hatta Kürt milleti, toplumun hücresi sayılan en küçük birimi durumundaki ailelerin bölünüp parçalanmasına kadar bundan etkilenmiştir” diye konuştu.
‘Kürtlerin uluslaşma sürecinde müdahale edildi’
Elçi, Lozan Antlaşması ile Kürdistan toplumunun iç dinamiklerinin tahrip edilerek Kürtlerin, tarihsel olarak uluslaşma sürecine doğrudan müdahale edildiğini söyledi. Elçi sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bunun sorumlusu sadece bölgenin sömürgeci devletleri olan Türkiye, İran, Irak ve Suriye değildir. Bölgedeki sömürgeci devletlerle birlikte Lozan Antlaşması’na taraf olan dünyadaki sömürgeci ve emperyalist ülkeler de bundan sorumludur. Dolayısıyla Lozan Antlaşması’na karşı duruş ve mücadele aynı zamanda uluslararası düzeyde bir mücadeledir. Lozan Antlaşması Kürt milletini ve Kürdistan’ı bölüp paylaşmaya dönük devletlerarası bir antlaşma olduğu için aynı zamanda devletlerarası hukuk ve evrensel insan hakları belgeleri açısından da değerlendirilmelidir.
‘Gençlere büyük görevler düşüyor’
Bu anlamda Lozan Antlaşması’na karşı mücadelenin uluslararası boyutu günümüzde daha çok önem kazanmıştır. Kuşkusuz, bu alanda Güney Kürdistan Federal Devleti’ne, Kürt diasporasına, batı üniversitelerinde ve özellikle diplomasi ve uluslararası hukuk alanında okuyan ve akademik kariyer edinen yeni nesilden çok sayıda genç kadrolara büyük görevler düşüyor. Bunun için güçlü bir lobiye, örgütlü, koordineli ve istikrarlı bir uluslararası diplomasi ve hukuk mücadelesine, bu alanda dünyanın belli başlı dillerinde yapılacak akademik çalışmalara büyük ihtiyaç vardır.
‘Lozan Antlaşmasını kabul etmiyoruz’
Kürt milleti bugüne kadar Lozan Antlaşması’nı kabul etmedi, bugün kabul etmiyor, gelecekte de kabul etmeyecektir. Ancak bu yetmiyor, bu kölelik zincirinin mutlaka kırılması gerekiyor. Lozan Antlaşması’nın 100. Yıldönümünde, tüm politik örgüt ve partileriyle, sivil ve demokratik kurumlarıyla, aydın ve akademisyenleriyle Kürtlerin her alanda, ulusal ve uluslararası düzeyde Lozan Antlaşması’nı tarihin çöplüğüne atmak için seferber olmaları gerekiyor. Bu alanda yine özellikle Kürt diasporasına büyük görevler düşüyor. Daha şimdiden diplomasi ve lobi çalışmaları, konferanslar ve uluslararası sempozyumlar, BM ve diğer uluslararası kuruluşlar nezdinde yapılacak başvuru ve girişimler ile güçlü bir kamuoyu oluşturulmalı, Kürt ve Kürdistan meselesi dünya gündemine taşınmalıdır.
100. yıldönümünde bir kez daha Kürt milleti ve onun politik temsilcileri olarak tüm dünyaya Lozan Antlaşması’nı tanımadığımızı bildiriyoruz. Bu antlaşmayı imzalayan batılı devletleri bu tarihi hatadan dönmeye ve Kürt ulusunun devletleşme hakkını tanımaya çağırıyoruz.”
Serhat News