Anayasa Mahkemesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması düzenlemesini iptal ettiğini duyurdu. Karar bir yıl sonra yürürlüğe girecek.
Anayasa Mahkemesi (AYM), “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)” düzenlemesini iptal ettiğini duyurdu. Duyuruda, “Anayasa Mahkemesi 1/6/2023 tarihinde E.2022/120 numaralı dosyada, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesine 5560 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle eklenen (5) numaralı fıkranın birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir” denildi.
Resmi Gazete’de yayınlandı
Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin yaptığı başvuruya ilişkin AYM’nin 1 Haziran 2023’te verdiği karar, bugünkü Resmi Gazete’de yayınlandı. Kararın verilmesini sağlayan başvuruda özetle, HAGB kararı verilmesinin mağdurlar açısından yeterli giderim sağlamadığı, faillerin cezadan muaf tutulmasına yol açtığı ve devletin kişilerin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme şeklindeki yükümlülüğünü yerine getiremediği belirtilerek, kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştü.
Mahkemenin değerlendirmesi
Mahkemenin konuya dair değerlendirmesinde şu ifadeler yer aldı: “HAGB, ceza yargılaması sonucunda verilecek mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının belirli şartlara bağlı olarak ertelenmesini ifade etmektedir. Sanığa, hakkında HAGB uygulanmasını kabul edip etmediği hüküm aşamasına geçilmeden henüz yargılama aşamasındayken ve ileride sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilme ihtimaline dayalı olarak sorulmaktadır. İtiraz konusu kuralda da HAGB kurumunun işleyişine dair Anayasa Mahkemesi tarafından daha önce yapılan tespitler gözönünde bulundurularak, anılan kurumun temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasal güvencelere uygunluğu değerlendirilmiştir. HAGB uygulanmasını yargılamanın henüz başında kabul eden sanıklar hakkında yargılamanın sonraki aşamalarında adil yargılanma hakkı güvencelerinin ilk derece mahkemesince sağlanıp sağlanmadığının denetimi istinaf kanun yolunda yapılamamakta ve bu durum hak ihlallerine yol açabilmektedir. İstinaf kanun yoluna tabi olması öngörülen bir yargılama, sanığın HAGB kararı verilmesini kabul etmesiyle itiraz yoluna tabi hâle gelmektedir. Sanık, hakkında HAGB kararı verilmesini kabul etmekle birlikte istinaf kanun yoluna başvurma hakkından feragat etmektedir. Mahkeme hükmünün kurulmasından önceki bir aşamada açıklanan belirli bir kanun yolundan feragat iradesinin anayasal geçerlilik koşullarını sağlamadığı anlaşılmıştır.”
‘Açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır’
HAGB kurumunun müsadere işlemleri yönünden de bazı eksik düzenlemeler içerdiği değerlendirilen AYM kararında, “HAGB kararı verilmesi durumunda müsadere işlemlerinin hangi aşamada infaz edileceğine ilişkin olarak açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Mülkiyet hakkına müsadere yoluyla yapılan sınırlamaya ilişkin istinaf kanun yoluna başvuru imkânının askıya alınarak HAGB kararı ile birlikte müsadere kararının infazına yol açabilecek şekilde infaz zamanında belirsizliğin olduğu görülmüş ve yeterli güvencelerin sağlanmadığı dikkate alındığında kuralın maliklere aşırı bir külfet yüklediği sonucuna ulaşılmıştır” denildi.
Karar bir yıl sonra yürürlüğe girecek
Kişi hakkında verilen HAGB kararının, ceza niteliğinde olmayıp kişiyi ceza tehdidi altında bırakmaktan ibaret olduğu kaydedilen kararda, şu ifadeler yer aldı: “HAGB kararının bu niteliğini gözeten Anayasa Mahkemesi daha önceki birçok kararında, kötü muamele iddiaları yönünden HAGB kurumunun uygulanmasının sanığın infaz edilebilir bir ceza almaması sonucunu doğurduğunu ve bu kurumun uygulanmasında mağdurun muvafakati ya da mağdur açısından manevi bir telafinin sağlanmasının da aranmadığını dikkate alarak anılan geri bırakma kararının mağdur açısından yeterli ve etkili bir giderim sağlamadığını değerlendirmiştir.
HAGB kurumuna yönelik bir başka değerlendirme de failin kamu görevlisi olduğu durumlara ilişkindir. Failin kamu görevlisi olduğu durumlarda hukuka aykırı ve son derece ciddi bir fiilin hiçbir şekilde hoş görülemeyeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu bağlamda işkence ve ya kötü muamele gerçekleştirdiği tespit edilen kamu görevlisi fiilî olarak cezasız bırakılmamalıdır. HAGB kurumunun kamu görevlisinin görevi sebebiyle işlediği ve Anayasa’nın 17. maddesi anlamında işkence, eziyet ve kötü muamele kabul edilen suçlar bakımından uygulanmayacağına dair yasal düzenlemenin bulunmadığı görülmüş; ceza mahkemelerinin uygulamalarının da bu sorunu çözemediği anlaşılmıştır. Bu durum Anayasa’nın devlete yüklemiş olduğu faillere fiilleriyle orantılı cezalar verilmesi ve mağdurlar açısından uygun giderimin sağlanması yükümlülüğü ile bağdaşmamaktadır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, kuralın iptali nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un HAGB’yi düzenleyen 231. maddesinin uygulanma imkânı kalmayan diğer hükümlerinin de iptallerine, iptal hükümlerinin kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.”
300 başvuruda ‘ihlal’ kararı verilmişti
AYM, son olarak Özgür Gündem gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya, Yeni Yaşam gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Osman Akın ve Cumhuriyet Gazetesi avukatlarından Abbas Yalçın’ın da aralarında olduğu 300’den fazla isim hakkında verilen “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)” kararlarına karşı 2014-2021 tarihleri arasında yapılan başvurulara ilişkin “ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının” ihlal edildiğine hükmetmişti.
Serhat News