Cezaevinde kansere yakalanan ve hakkında “hayati riski var” yönünde sağlık raporu verilen Erhan Baştin adlı tutuklu, tahliye talebinin reddedilmesinden iki gün sonra yaşamını yitirdi.
Cezaevinde yaşanan ölümlere bir yenisi daha eklendi. “Örgüt propagandası yapmak” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla 2022 yılında tutuklanıp 1 yıl 7 ay hapis cezası verilen Yılmaz Özalp’in, tutuklu bulunduğu İzmir Şakran 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde geçirdiği kalp krizi sonrası kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmesinin ardından başka bir cezaevinde daha yakın zamanda bir ölüm olayının yaşandığı öğrenildi.
Adli bir suçtan dolayı 7 Mart 2023 tarihinde tutuklandıktan sonra Van T Tipi Cezaevi’ne konulan ve cezaevinde kanser hastalığına yakalanan Erhan Baştin isimli tutuklunun geçtiğimiz 19 Ağustos’ta yaşamını yitirdiği bilgisine ulaşıldı.
Hastalığı ağrı kesicilerle geçiştirildi!
Yakalandığı hastalık nedeniyle cezaevine konulduktan sonra sürekli rahatsızlanan ve haftada en az iki kez revire götürülen Baştin’e her seferinde ağrı kesici verildi. 6 ayda 50’den fazla kez revire götürülen Baştin’in hastalığı, tam teşekküllü bir hastanede tedavi edilmediği için giderek ağırlaştı. En son Ağustos ayı başında yeniden revire çıkarılan Baştin, ağrı kesici almak istemediğini belirterek tedaviyi reddetti. Sağlık durumunun 14 Ağustos’ta ağırlaşması üzerine ise cezaevindeki arkadaşları durumu ailesine iletildi. Baştan, haberi alan ailenin Cezaevi İdaresi nezdindeki girişimleri sonucu Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
‘Hayati riski var’ raporu verildi
Yapılan muayene sonucunda ileri derecede kanser hastalığı teşhisi konulan Baştin’in “cezaevinde kalamayacağı” yönünde rapor hazırladı. 15 Ağustos tarihli raporda, “(…) toraks bt’de sol akciğer tama yakın tıkayan kitlesi mevcuttur. Akciğer kanseri biyopsi sonucu bekleniyor. Genel durumu kötü kendi öz bakımını yapamamaktadır ve hayati riski vardır” denildi.
‘Kurallarına riayet etmeme ihtimali’ gerekçesiyle ret
Bunun üzerine avukatı, sağlık raporuyla birlikte Baştin’in tahliye edilmesi talebiyle Van Cumhuriyet Savcılığı’na başvuru yaptı. Fakat savcılık aynı gün bu talebi reddetti. Hastanedeki ikinci gününde durumu yeniden ağırlaşan Baştin için yeniden savcılığa ve Van 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuru yapıldı. Tahliye ve ev hapsi talebiyle yapılan başvuruya yanıt veren Mahkeme, 17 Ağustos’ta adli kontrol şartının yeterli olmayacağı gerekçesiyle talebi reddetti.
Mahkeme’nin ret gerekçesinde, “Sanığın üzerine atılı suça verilecek muhtemel cezanın yasadaki üst haddi dikkate alındığında, tutuklanma tedbirinin ölçülü olduğu. Sanık hakkında tutuklama yerine adli kontrol hükümlülüğü altına konulmasının bu kurumu sanığın ihtiyarına bağlı işlemesi, sanığın dilediğinde bu kurumun kurallarına riayet etmeme ihtimalinin bulunması, bu kurallara riayet edeceği yönünde vicdani kanaatin oluşmaması nedeniyle, hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı nazara alınarak, tahliye talebinin reddi ile sanığın tutukluluk halinin devamına…” değerlendirmeleri yer aldı.
2 gün sonra yaşamını yitirdi
Hasta tutuklu mahkemenin bu kararından iki gün sonra, 19 Ağustos günü tedavisinin sürdüğü Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin tutuklu koğuşunda yaşamını yitirdi. İşlemlerin ardından çocuklarının cenazesini teslim alan ve defin hazırlıklarına başlayan aileyi arayan savcılık, cenazenin Adli Tıp Kurumu’na (ATK) getirilmesini istedi. Baştan’ın naaşı yapılan otopsi işlemlerinin ardından Artemêt ilçesinde toprağa verildi.
Babası isyan etti!
Mezopotamya Ajansı’ba (MA) konuşan baba Şemsettin Baştin, yaşananlara isyan etti. Çocuğu hastaneye getirildiğinde konuşamayacak ve ayağa kalkamayacak durumda olduğunu söyleyen Baştin, “Oğlumun muayenesine giren doktor, bana oğlumun kanser olduğunu, akciğerinin tamamen bittiğini, hastalığın tüm vücuda yayıldığını söyledi. Tüm başvurularımıza rağmen oğlumun iyi bir tedavi olması, yani hiç olmazsa bizimle vedalaşmasına izin verilmedi. Bunca acının üzerinde oğlumun cenazesi yıkandı, namazı kılındı ama savcı cenazeyi otopsi için bir daha geri getirmemizi istedi. Adalet Bakanı ve savcılığa sesleniyorum; adaletiniz buysa, Allah’ın adaleti sizden büyüktür. Herkes tutuklularına hastalarına sahip çıkmalıdır. Oğlum için adalet istiyorum” diye konuştu.
Serhat News