HEDEP Van Milletvekilleri Van Depremi’nin 12’nci yıldönümünde TBMM’ye Araştırma Önergesi vererek, Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerektiğine vurgu yaptı.
HEDEP Van Milletvekilleri, Van Depremi‘nin 12. yıl dönümünde Van’da deprem hazırlıklarının tamamlanması ve olası bir deprem durumunda halkın daha az zarar görmesi için alınması gereken tedbirlere ilişkin çalışmaların yapılması amacıyla TBMM Başkanlığına Meclis Araştırması Önergesi verdi. HEDEP Van Milletvekilleri Pervin Buldan, Zülküf Uçar, Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Sinan Çiftyürek, Gülderen Varli, Mahmut Dindar’ın meclise sunduğu önergede, dünya ölçeğinde deprem olgusunun büyük tahribatlar yaratırken önleyici tedbirlerin zamanında alınmasının önemli bir görev olarak açığa çıktığına dikkat çekildi.
‘Önleyici tedbirler alınması hayati önem taşıyor’
Önergenin gerekçe kısmında, yeryüzünde yaşanan depremlerde geçmişten günümüze milyonlarca insanın hayatını kaybetmiş, birçok yaşam alanı ve canlı türlerinin de yok olduğuna dikkat çekildi. Depremin bir olgusal realite olarak insanlığın bir parçası olduğuna değinilen önergede, önleyici tedbirlerin alınmasının, gerekli teknolojik hazırlığın yapılmasının hayati önemde olduğu vurgulandı.
Araştırma önergesinde şunlara dikkat çekildi:
“Van’da 23 Ekim 2011 günü meydana gelen Van-Erciş merkezli deprem ile 9 Kasım 2011 günü yaşanan Van-Edremit merkezli deprem maddi manevi çok büyük bir yıkıma neden olmuştur. Van depreminde 644 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, bin 966 kişi yaralanmış, 252 kişi ise enkazdan yaralı olarak kurtarılmıştır. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) hazırladığı rapora göre; konut, işyeri ve ahır bazında; 48.689 yıkık/ağır hasarlı (%26), 22.483 orta hasarlı (%12) ve 73.058 (%39) az hasarlı yapı tespit edilmiştir. Hasarsız yapıların, incelenen tüm yapılar içerisindeki oranının yaklaşık %23 olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla her 100 yapıdan yaklaşık 77’si farklı derecelerde hasar görmüştür. Depremin il ve ilçelerde yarattığı büyük tahribata rağmen bugüne kadar deprem olgusu kapsayıcı ve ciddi bir şekilde ele alınıp etkileri ortadan kaldırılmamış, önleyici tedbir noktasında bir çalışma yapılmamıştır.
Pazarcık-Elbistan depremlerinde olduğu gibi Van’da da depremin akabinde arama – kurtarma ekiplerinin bölgeye sevkinde ortaya çıkan ihmal ve yanlışlar, kurtarma çalışmalarında farklı ülkelerin hızlıca katılımının önünün açılmaması ve Van’ın afet bölgesi ilan edilmemesi depremin etkilerinin bugün de devam etmesine neden olmuştur. Oysaki geçmiş yıllarda Karadeniz Bölgesi’ndeki sel felaketlerinde ve Sakarya depreminde doğru bir şekilde afet bölgesi ilanına gidilerek yaralar sarılabilmiştir. Yine Sakarya depreminin ardından 4731 Sayılı Kanun gereğince Sakarya esnafının bir kısım borcu silinirken Van esnafı için Kanun’da belirtilen uygulamalar devreye konulmamıştır. Bununla nüfusunun büyük bir bölümü aylarca şehir dışında yaşamak zorunda kalan halk ile işyerleri bir yıldan fazla sürede kapalı olan esnaf yok sayılmıştır. Her ne kadar esnafın biriken vergi borcunun terkin edileceği sözü verilse de sözler tutulmamış, mücbir sebep halinin sona ermesiyle ertelenen borç ve kredi ödemeleri esnaf için ciddi bir soruna dönüşmüştür.
‘Yoksul halk borç batağına sürüklenmiştir’
Barınma ve konut sorunu da depremin geride bıraktığı sorunların başında gelmektedir. TOKİ marifetiyle yurttaşların mevcut arsaları düşük bedellerle alınırken kat mülkiyeti karşılığında ise yüksek bedellerle kendilerine satılmıştır. Bunun yanında hazine arazileri de TOKİ’ye bedava tahsis edilmesine rağmen konutlar üzerinden yoksul halk adeta borç batağına sürüklenmiştir. Bunun yanında TOKİ konutlarında ulaşım, kanalizasyon, su ve elektrik gibi sorunların devam ettiği de belirtilirken bazı konutlarında okul ve cami dışında diğer kamu hizmetlerinin sunulmadığı da ifade edilmektedir. Yine depremde ağır hasarlı olduğu belirtilip yıkılması gerektiği belirtilen şehir stadyumuna ilişkin de herhangi bir adım atılmamıştır.
Bilimsel araştırmalar depremin Van’da da bir realite olduğunu ortaya koyarken sıklıkla 4 şiddetinin üzerinde depremler yaşanmaktadır. Van – Başkale’de 23 Şubat 2020’de meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki deprem de akılda tutulduğunda Van’a ilişkin bir deprem eylem planının oluşturulması elzemdir. Çünkü depremin üzerinden yıllar geçmesine rağmen 12 bin hasarlı binanın yıkımı yapılmamıştır. Yine az hasarlı denilen binaların oluşan küçük depremlerden nasıl etkilendiği bilinmemektedir. Van’da yorgun binalar ve denetimsiz yapılar gerçeği ortadayken deprem analizlerinin yapılıp gerekli tedbirlerin alınmasına dair Hükümet’in bir planı bulunmamaktadır. Bu nedenle 23 Ekim – 9 Kasım 2011 yılında yaşanan depremlerin süregelen etkilerinin araştırılarak aktif deprem kuşağında yer alan Van’da deprem tedbirlerinin alınması amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulmalıdır. “
Serhat News
[…] DBP, depremin 12’nci yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada, “Haksız, hukuksuz bir […]