Aslında Türkiye Yasaklara alışmış bir ülke ama Van’daki yasakların dünyada bir başka benzeri yok. Van Valiliği tam 7 yıldır il genelinde “Eylem ve Etkinlikleri” yasaklayarak bir rekora imza atmış durumda. İldeki herhangi bir siyasi parti ya da STK bir basın açıklaması yapmak istese Van valiliğinden izin almak zorunda.
Van’da ilk eylem ve etkinlik yasağı 2016 yılında başladı. Dönemin valisi Mehmet Emin Bilmez ilde neredeyse bütün eylem ve etkinlikleri yasaklamayı başarmıştı. 2016 yılında 15 günlük yasaklar ile valilik il genelinde bütün eylem ve etkinlikleri izine bağlamıştı ama eylem etkinlik ve basın açıklaması için yapılan bütün başvurularda ret kararları ile sonuçlanmıştı. Dünyada bir başka örneği olmayan Eylem ve etkinlik yasağı il genelinde STK ve siyasi partilerin yapmak istediği bütün eylem etkinlik ve basın açıklamaları yasaklanarak kurum kuruluş ve STK’ların demokratik eylem haklarını kullanmaları engelleniyor. Önce 15 günlük yasaklar ile başlayan eylem etkinlik yasakları Pandemi döneminde daha uzun süreli oldu ve birkaç yıl tüm yıla yayarak eylem ve etkinlikler yasaklanırken son bir yıldır kentte atanan yeni vali Eylem ve etkinlikleri basın açıklaması yada bir eylemin yapılacağı günü kapsayacak şekilde 3 günlük eylem ve etkinlik yasağı getirerek sadece süreyi kısa tutuyor.
Herhangi bir STK ve siyasi parti basın açıklaması yapacağını açıkladığı anda valilik anında 3 günlük eylem ve etkinlik yasağı getiriyor. Valiliği bu yasağı sadece iktidarın aleyhine yapılan açıklamaları kapsıyor. AKP ve hükümete yakın STK ve siyasi partilerin yapacağı tüm eylem ve etkinlikler ise süresiz olarak yasaklar dışında kalıyor.
Van’da 2016 yılında başlayan eylem etkinlik yasakları 7 yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Eski Van Valisi Mehmet Emin Bilmez’le özdeşleşen ve 15 günde bir uzatılan bu yasaklar, valinin değişmesinin ardından kısmen esnetildi. Son günlerde yeniden eylem etkinlik yasaklarının gündeme geldiği Van’da siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının karşılaştığı engellemelere karşı gazeteci Yeşim Karaağar’a Van Barosu Başkanı Avukat Sinan Özaraz, HDP Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Sedat Düşünmez ve CHP İl Başkanı Seracettin Bedirhanoğlu ile görüştü.
Dayanışmaya yasaklarla cevap veriyorlar
Yasakların eşitlik ilkesini ihlal ettiğini belirten Van Barosu Başkanı Avukat Sinan Özaraz, “Van’da yıllardan beri süren eylem etkinlik yasakları vardı ve kısmen esnetilmişti. En son İHD Van Şubesi’nin ‘Cumartesi İnsanlarına’ yönelik destek eylemleri başlatması üzerine 2 günlük yasaklar başladı. Bu yasaklar aslında o insanlara verilen desteği engellemeye yönelikti” diyor.
Özaraz, İHD ve diğer kurumların eylem ve etkinlikleri yasaklanırken aynı yasakların olduğu dönemde başka kurumlar tarafından yapılan eylemlerin yasaklanmadığını söylüyor. Özaraz, “Dolayısıyla burada uygulanan yasak sadece bir kesime ve eyleme yönelik ve hepimiz farkındayız. Bu yasaklamalar kesinlikle eşitlik ilkesine aykırı. Eşitlik ilkesine aykırı bir yasak dolayısıyla hukuken de sakat niteliğindedir. Anayasal olarak yanlış bir uygulamadır ve kabulü olmayan bir uygulamadır” diye kaydediyor.
‘Toplumun sesi kısılmak isteniyor’
Anayasaya göre gösteri ve yürüyüşün bir hak olduğunu ifade eden Özaraz, “Anayasa tarafından verilen bu hak izin alınmaksızın kullanılabilen haktır. Dolayısıyla kolluk tarafından yapılan bildirimler, bu eylem ve etkinliğin güvenliğini sağlamak yönünde bir bildirim olmalıdır. Burada siz kalkıp anayasal hakkı, idari tasarruflarınıza tamamen kullanılmaz hale getirdiğinizde burada bir hak ihlaline yol açıyorsunuz” ifadelerini kullanıyor.
Anayasa mahkemesinin bu konuda açık ve net ifadeleri olduğunu söyleyen Özaraz, “Şiddet içermeyen her türlü eylem ve etkinlik süreklileşecek şekilde yasaklanmaz. Dolayısıyla idarenin uygulamış olduğu yasağın soyut kavramlar üzerinden gerçekleştiği somut gerekçenin ortaya konulmadığı için işlemin hukuka aykırı olduğu nettir” diye belirtiyor.
Uygulanan yasakların farklı düşünen, muhalif düşünen ya da temel hak ve özgürlükler noktasında ülkedeki hukuksuzluğa karşı duruş gösteren kişilerin ve toplumun sesini kısmaya yönelik olduğunu söylüyor Özaraz.
“Bu uygulamanın hukuka aykırı olduğunu, Van halkının sesinin kısmanın doğru olmadığını, bu uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiğinin çağrısında bulunuyoruz” diye ekliyor.
‘Yasakların çift imzacısı: Vali’
HDP Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Sedat Düşünmez, demokratik bir ülkede fren ve denge mekanizmalarının olması gerektiğini vurguluyor ve Türkiye’de denge fren mekanizmasının bozulduğunu söylüyor.
Düşünmez, “Serhat’ın kalbi olan Van’da 7 yıldan daha uzun süredir bu yasaklar uygulanmakta. Bu yasakların özüne baktığımızda çifte standartlı bir uygulama olduğunu da biliyoruz. Öyle ki yasaklar açıklandığında valilinin ve kaymakamın uygun gördüğü etkinlikler yapılabilir diyorlar. ‘Yapılamazlara’ baktığımız zaman sadece hükümetin aleyhine ya da hükümetten yana olmayanlar var,” diyor.
Düşünmez, verilen kararların hukuki değil siyasi olduğunu ifade ediyor. Yasaklama kararlarında her iki imzacının vali olduğunu ifade eden Düşünmez, “Bir yerin belediyesine kayyım olarak atanıp o yeri yönetmeye çalışmak zaten başlı başına bir hukuksuzluğun göstergesidir. Bir valinin kendini bir siyasetçi olarak değil bir idari amir olarak görmesi gerekirken şu an AKP tarafından atanmış bir vali sonrasında ona çıkartılan görevi yerine getiren bir birey olmaktan öteye gidemiyor. Aslında birazcık yasal çerçevesine baktığımız zaman valilerin bu denli rahat davranmasının sebebi Cumhurbaşkanı tarafından direkt atanmasıdır” diyor.
‘Bugün binlerce Spartaküs var’
Yasama, yürütme ve yargının tekelleştirildiğini ifade eden Düşünmez, “Ülkede özgür ve bağımsız bir devlet anlayışından söz etmek mümkün değildir. Bunun adı köleleştirmektir. Ama şunu unutmamak lazım her kölelik sisteminin spartaküsleri olmuştur. Bu döneminde bir tane spartaküsü yok binlerce spartaküsü var. Binlerce derneği, binlerce kurumu var. Bu yasakları uygulayanlar da ileride hukuki yoldan yargılanacaklar ve bundan dolayı ceza alacaklar” diyor.
Van’ın yasaklamalar anlamında pilot bölge olarak seçildiğini belirten Düşünmez, “Van üzerinden eylem etkinliklerin yasaklanmaya çalışılması aslında halkın artık muhalif olmaktan çıkmasına yönelik tekçi rejim mantığıdır. HDP ve HDP bileşenleri ya da farklı siyasal ve sivil yapılara yasak uygulandığı sırada bir AK Parti etkinliği görebiliyorsunuz. Ya da Filistin’e destek adı altında maskeli kişilerce gece vakti yapılan bir etkinlik görebiliyorsunuz. Bu güvenliği sağlamak değil muhalefetin sesini kısmak amacıyla yapılan bir uygulamadır” diye vurguluyor.
‘Muhalefeti kendi elleriyle dizayn etmeye çalışıyorlar’
CHP Van İl Başkanı Seracettin Bedirhanoğlu, bu uygulamanın Sivil Toplum Örgütleri’nin önünü kesmeye yönelik olduğunu aktarıyor ve şöyle devam ediyor: “Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nde bu uygulama yalnızca Van’da var. İdarelerin haksız uygulamalarından dolayı bazı eylem ve etkinliklere izin verilirken bazı eylem ve etkinlikler için yasaklar devam ediyor.”
Çifte bir standart uygulandığını ifade eden Bedirhanoğlu, “Muhalefeti kendi elleriyle dizayn etmeye çalışıyorlar. Bu konuya dair süreç hâlâ Anayasa Mahkemesi’nde devam ediyor. Tabii Türkiye’de hukuk rafa kaldırıldığı için bu eylem ve etkinlik yasakları devam ediyor. Bu da idarenin hukuku sopayla kullanmasına sebebiyet veriyor. Tüm bu işlemler faşizan yönetimleri çağrıştırıyor maalesef. Bu konunun muhatabı olan Valilikle defalarca görüşmemize rağmen tamamen sivil siyasetin gelişmesi valilik ve kaymakamlıkların eline verilmiş durumdadır. Bu da anayasal hak ve özgürlüklere aykırı bir durumdur” diyor.
Serhat News