AKP-MHP tarafından Meclis’e sunulan 9’uncu Yargı Paketi, bugün Adalet Komisyonu’na görüşülmeye başlanacak.
Demokratik kitle örgütleri başta olmak üzere birçok kesimin tepkisine neden olan “9’uncu Yargı Paketi”, tüm itirazlara rağmen AKP-MHP tarafından 3 Temmuz’da Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Tepkiler üzerine “etki ajanlığı” ve “casusluk” ile ilgili maddelere pakette yer verilmedi.
36 maddeden oluşan teklif, bugün Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak. Teklifin 10’uncu maddesi, Adalet Bakanlığı bünyesinde yer alacak olan Adalet Müfettişliği ile ilgili. Müfettişlerin yapacakları çalışmaları belirleyecek olan maddenin genel kurulda kabul edilmesi halinde, yargı hizmeti veren personel üzerindeki baskının artacağı öngörülüyor. Denetim, araştırma, inceleme ve soruşturma başlıklarında geniş yetkiler ile donatılacak olan bu müfettişlerin görev alanında ise, Adli Tıp Kurumu (ATK), cezaevleri ve İcra Daire başkanlıkları gibi birimler yer alacak.
Yürütmeden yargıya baskı
İdari personel statüsünde olacak olan müfettişler için düzenlenen 11’nci madde ise, savcıların kullandığı yetkiler ile aynı yetkileri kullanmasına yol açacak düzenleme yer alıyor. Buna göre bu müfettişler, UYAP sistemine girebilecek ve yeminli dinleme, delil toplama ve kurumlardan bilgi alma gibi pek çok konuda çalışmalar yapabilecek. Bu durumun, yürütme erkine bağlı olacak olan bu müfettişlerin yargısal yetki kullanmalarına neden olacağı ve beraberinde yargısal baskıyı getireceği yorumları yapılıyor.
AYM karar vermişti
Teklifte yer alan 13’üncü madde, trafikten men edilen ya da otoparklarda tutulan araçların satış usullerini düzenliyor. Maddenin kabul edilmesi halinde, bu araçların satış usulleri değiştirilecek ve satışları daha kolay hale getirilecek. Kamuoyunda ve özellikle kadınlar tarafından ciddi tepki toplayan 15’inci madde ise, kadınların kendi soyadlarını kullanması ile ilgili oldu. Anayasa Mahkemesi (AYM), kadının evlendikten sonra da evlenmeden önceki soyadını kullanabileceği, kullanamaması halinde ise bu durumun eşitlik ilkesine aykırı olacağı yönünde karar verip, düzenleme yapılmasını istemişti.
Kadınların soyadı ‘temeli’ sarsıyor
Ancak teklifte, AYM kararına uygun düzenleme yer almadı. Teklifte, bu halin aile yapısının zarar göreceği ileri sürüldü. Anayasa’nın 41’inci maddesine dikkat çekilen teklifte, ailenin bu maddede “Türk toplumunun temeli” şeklinde yer aldığını, kadının kendi soyadını kullanması halinde bu temelin sarsılabileceği iddia edildi. Yine evlenen kadının hem kendi soyadını hem de evlendiği kişinin soyadını aynı anda alabileceği savunuldu.
Teklifte dikkat çeken bir diğer madde ise 16’ncı madde oldu. Bu maddenin yasalaşması halinde, baba ile çocuk arasındaki soy bağının reddi davasını açma hakkı anneye de verilecek. AYM’nin daha önce verdiği aynı yönlü karara düzenleme ile uyulmuş oldu. 21’inci maddede, “hakaret” suçuna dair. Buna göre bu suça dair şikayetler 2 yıl ile sınırlanacak ve üstündeki süreler dikkate alınmayacak.
Şirketlere kayyım ataması
Bir diğer dikkat çekici madde olan 35’ncı madde. Bu maddede, “Terörizm finansmanın önlemesi” kanuna dair değişikler içeriyor. Bu maddeye göre şirketlere dair bu yönlü bir şüphenin yer alması halinde 5 yıl içinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atanabilecek.
Düzenlemede yer alan Geçici Maddenin 3’üncü Fıkrası ise, belirli bir süre zarfında adli hizmet ve ceza infaz kurumlarının ormanlar üzerinde kurulmasına izin veriyor. AYM, buna benzer bir düzenlemeyi daha önce iptal etmişti ancak bu yeni düzenleme ile bunun önü yeniden açılmış olacak.
Serhat News