Van’da KESK üyesi PTT çalışanı idari amirleri tarafından darp edildi. Karara tepki gösteren sendika üyeleri, sorumluların yargılanmasını istedi.
https://x.com/serhat_news/status/1824443382871232530
Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Van Şubeler Platformu Beşyol PTT Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. “Bu iş yerinde şiddet var! Emekçiye yönelik şiddeti kınıyoruz” pankartın açıldığı açıklamada konuşan Haber Sen 7 No’lu Şube Başkanı Hamit Aker, PTT emekçileri olarak ülkenin dört bir yanında ağır baskı ve mobbing altında çalıştıklarını söyledi. Aker, “Geçtiğimiz günlerde Erzurum da bir PTT emekçisinin yaşadığı şiddet sosyal medyaya yansımıştı. Yine geçtiğimiz gün Şanlıurfa da bir vatandaşın PTT emekçilerine yönelik saldırısı sosyal medyaya yansıdı. Cuma günü ise şubemize bağlı Muş ilinde işyeri temsilcimiz amirinin küfürlerine maruz kalmıştır. 2018 yılından beri personel almayan PTT yönetimi bir emekçiden iki kişilik, üç kişilik iş istemektedir. Sayı dayatması ile emekçilere cezalar yağdırmaktadır. PTT emekçileri geçici görevlerde, zor şartlar altında hem idarenin hem de vatandaşların saldırısı tehdidi ile hizmet üretmeye çalışmaktadır” diye konuştu.
Van’da şiddet
Açıklamasında Van’da yaşanan şiddete de dikkat çeken Aker, “13 Ağustos Salı günü Van Beşyol PTT Müdürlüğü emekçisi ve aynı zamanda Haber-Sen 7 No’lu şube yöneticisi Nesrullah Coşkun müdür ve şefinin fiziki saldırısına uğramış, bu fiziki darp sonucu parmağı çatlamıştır. Olay akşamı Nesrullah Coşkun idareciler tarafından aranmış, görev yerinin geçici değiştiği söylenmiş, çalıştığı Adliye PTT Şube yerine merkezde çalışması gerektiğini söylemişlerdir. Şube yöneticimiz sabah müdür vekili Aydın Çılgın’ın odasına girerek konuşmak istemiştir. Nesrullah Coşkun’a karşı müdür vekili, bir idareciye yakışmayan üslup ile kendisini tersleye çalışmış ve odasından çıkarmak istemiştir. Tartışmanın müdür vekili tarafından çirkinleştirilmesi ve kamu yöneticisi adabı dışına çıkması sebebiyle şube yöneticimiz seviyesini koruyarak görev yerine dönmüştür. Şube yöneticimiz, gerekli tanımlamalar yapması ve ekran şifrelerini vermesi için şef görevlisi Fatih Yaşar’ın yanına gitmiştir. Şef görevlisi Fatih Yaşar, tartışmayı bu kez burada açmıştır. Şube yöneticimize bu kez de Şef görevlisi baskı yapmaya başlamıştır. Kraldan fazla kralcılığı, yalakalığı, üstlerine şirin görünmeyi bir yaşam biçimi haline getiren, ömrü hayatı boyunca bir kere bile alın terini savunmamış bu anlayıştan başka ne beklenir? Kendisinin üstlerine gösterdiği ezikliği, şube yöneticimizden de bekleyen, dik durduğu, kanuni haklarını sorguladığı için şube yöneticimizin bu tavrına karşı çıkan şef görevlisi, müdür vekili Aydın Çılgın’ın verdiği kabul edilemez tepkilerin benzerini kendisi vermeye başlamıştır.” dedi.
Aker açıklamasında şu soruların cevaplandırılmasını da istedi: “
*Şube Yöneticimiz bu Vandal davranışı hak edecek ne yapmıştır? Bu nobran, şiddet yanlısı kişilerin kızdığı asıl şey nedir?
* Soruyoruz, PTT ‘nin idarecileri bu gücü nereden almaktadır? Emri altında çalışan emekçilere küfürler edecek, mobbing uygulayacak bu cesareti nereden almaktadırlar?
* PTT nin Daire Başkanları, Başmüdürleri müdür ve başdağıtıcılara, şeflere firma personellerine hukuksuz emirler verip kanunları yok sayarlar ise olacağı budur elbette.
*7201 Sayılı Tebligat Kanunu’na rağmen kurumda halen firma personelleri tebligat dağıtmaktadır. Eğer el altından , sözlü emir verilmese şefler , müdürler, başdağıtıcılar buna nasıl cesaret edebilir?
*Usulsüz SLA cezalarını emekçilerden el altından kesme emri yukarıdan verilmiyor ise , müdürler, şefler emekçilerden hukuksuz para kesintisi yapabilir mi?
*Her gün durmadan artan sayılarda teslim yapılması istenen emekçilere görev tanımında yazmayan bir dayatma yukarıdan gelen talimatlar sonucu olmuyor ise , görev tanımı dışında dayatma sadece şefler, müdürler ve başdağıtıcıların keyfiyeti olabilir mi?
*Yandaş ve yetkilendirilmiş sendikanın kadrolaşma ile atadığı liyakatsiz yöneticiler ne kanun tanıyor, ne hukuk biliyor. Yukarıdan başlayan bir silsile yoluyla aşağılara kadar kanunsuzluk, hukuksuzluk, usulsüzlük bir yönetim biçimi olarak karşımıza çıkıyor. Bu gibi istenmeyen sonuçlar olarak dışa vuruyor.
*Kurumda ne huzur kaldı, ne iş barışı. Emekçilerin sağlığını bozan bu çalışma ortamında verimlilikten, insanca çalışma ortamından bahsedilebilinir mi?
*Kendini hukuktan üstün görenler şunu iyi bilmelidir ki, sendikamızın her bir üyesi, ferdi, her yöneticisi bugüne kadar hiçbir baskıya, tehdide boyun eğmemiştir! Bundan sonra da eğmeyecektir.
*Şube yöneticimiz Nesrullah Coşkun yalnız değildir. Ona kamu personeli adabına ve insanlığa sığmayacak şekilde küfürler ederek, gözü dönmüş bir öfke ile şiddet uygulayanlardan yargı önünde hesap soracağız!
*Şube yöneticimize yapılan bu saldırıyı kendimize, hepimize yapılmış sayıyoruz. Bu barbar davranış, kendini külhanbeyi zanneden emekçilere saldıran bu kişiler gereken cezaları alana kadar sendikamız konunun takipçisi olacaktır.
*Şube yöneticimiz zaten darp raporu almıştır, hem idari hem de hukuki yargılama talep eden yöneticimizin talebinin savunucusuyuz!
*PTT emekçilerine karşı şiddet uygulayan her kim olursa olsun, sendikamız bu şiddeti kendisine yapılmış sayarak, bu şiddetin cezalandırılması için mücadele edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın!
Açıklama alkış ve sloganlarla son buldu.
Serhat News