1. Haberler
  2. Güncel
  3. AKP’li İsmet Ölmez Van ve Hakkari’den sonra Diyarbakır’da doğa katliamına başladı

AKP’li İsmet Ölmez Van ve Hakkari’den sonra Diyarbakır’da doğa katliamına başladı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dicle ilçesinde AKP’li İsmet Ölmez’e ait şirket, çalışanı olan kişileri “köylü” olarak göstererek kapasite arttırımı için bakanlıktan onay aldı. Bölgedeki kapasite arttırımı nedeniyle de bölgedeki üzüm bağları kurudu.  Ölmez Van’da ruhsatsız olarak yaptığı yapıdan dolayı gündemdeydi.

 

Diyarbakır’ın Dicle ilçesine bağlı kırsal Pirejmo ve Herido mahallelerinde, 31 Mart seçimlerinde AKP’nin Hakkari Belediye Başkan adayı olarak gösterdiği İsmet Ölmez’in sahibi olduğu Ölmez Doğu Madencilik Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yürütülen maden arama çalışmaları devam ediyor. Faaliyetlerde ise, kurşun ve çinko madenleri çıkarılıyor.

Bölgede ilk olarak 3 Ağustos 2011 tarihinde Bir Yıldız İnşaat Maden Nak. Gıda Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi tarafından “ÇED Gerekli Değil” kararı alınarak, çinko ve kurşun işletmesi kuruldu. 27 Kasım 2019’da Ölmez Doğu Madencilik Şirketi’ne devredilen ocak için kapasite arttırma talebiyle 26 Temmuz 2022’de Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuru yapıldı. Bakanlık tarafından 24 Ağustos 2022’de “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı verilirken, böylece 24,94 hektarlık alanda yapılan aramaların kapsamı 532,77 hektara çıkarıldı.

Usulsüzlük toplantı tutanağında çıktı

Şirketin başvurusunda yer alan raporda, bölgede yaşayan yurttaşların onayının alındığı belirtilse de konuya dair yapılan halk toplantısına 4 kişi ve 2 muhtarın katıldığı tutulan tutanakta ortaya çıktı. Ayrıca tutanakta “köylü” olarak gösterilerin de o dönem şirkette çalışanlar olduğu, tutanaktaki Ahmet Aküzüm’ün maden çalışanı, Halit Birkan’ın şirkette yağcı ve Mustafa Güzel’in ise aşçı olarak çalıştığı öğrenildi.

 

Öte yandan ÇED raporuna itiraz eden 19 köylünün talebinin bakanlık tarafından görmezden gelindiği belirtildi.

Ağaçlar kesildi, üzüm bağları kurudu

Yaklaşık iki yıldır kapasite arttırılarak sürdürülen maden faaliyeti nedeniyle bölgede yüzlerce ağaç kesilirken, ekim alanları zarar gördü. Maden arama çalışmalarında patlatılan dinamitler mahallelerde tahribata neden oldu. Oluşan tozdan kaynaklı üzüm bağları kurudu.

Bölgede inceleme

Halkın başvurusu üzerine Diyarbakır Barosu Kent ve Çevre Komisyonu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şube Ekoloji Komisyonu, Makine Mühendisleri Odası, Pirejmon Derneği ve Ziraat Mühendisleri Odası, 20 Ekim’de bölgede incelemelerde bulundu. İncelemelerde yer alan Diyarbakır Barosu Kent ve Çevre Komisyonu üyesi Ahmet İnan, bölgedeki duruma dair konuştu.

Kanser arttı

Pirejmo ve Herido mahallelerinde 10 yıla yakın bir süredir kurşun madeni faaliyeti olduğunu belirten İnan, “Bu faaliyet nedeniyle tarımda inanılmaz bir düşüş yaşadı. Yanı sıra bronşit ve akciğer kanseri (tozdan kaynaklanan) hastalığında artış söz konusu. Mahalleliler, madenin zararlarını yaşam alanlarının yok olmasıyla acı bir şekilde tecrübe etti. Pirejmo’nun su kaynakları kirletildi. Mahallelilerin gösterdiği çeşme suyun zaman içinde nasıl yok olduğunu gösterdi” dedi.

İptal davası açılacak

Bölge halkının bilgisi dışında kapasite artışına gidildiğine dikkati çeken İnan, “Bize yapılan başvurunun ardından maden sahasını gördük, halkla konuştuk. Talep ve şikayetlerini dinledik, bilgi aldık ve bilgi verdik. Amed Barosu’nun Çevre Komisyonu olarak kapasite artışına giden ÇED ile ilgili iptal davası açacağız. Sadece bu işin hukuki boyutu değil toplumsal boyutu da çok önemli. Halkın o yönde bir duruşu var” ifadelerini kullandı.

Ormanlık alan yok edildi

Maden arama çalışması yapılan alanın ise “ormanlık alan” olduğunu belirten İnan, “Ağaçlar kesilerek alan açılıyor ve maden çalışması yapılıyor. Yani öyle çorak, taşlı bir arazi de değil. Buda bir doğa katliamıdır. Arayıp da bulamadıkları veya artık madeni tamamen çıkarttıkları yerlerden ayrıldıklarında hiçbir şekilde düzenleme, tekrar bir ağaçlandırma veya o çukurları kapatma gibi bir girişimde de bulunulmuyor. Yükümlülükler yerine getirilmemiş. Bu açılan çukurlara insanların düşme riski de var. Mahalleliler daha önce o çukurlara hayvanların düştüğünü ve derinliğinden kaynaklı kurtarılamadığını ifade etti. Yani anlayacağınız böyle bir sorumsuzluk söz konusu” diye belirtti.

Hukuki denetim

İnan, 10 yıllık maden için gerekli prosedürün uygulanıp, uygulamadığı ve ilgili izinlerin alınıp alınmadığı yönünde bir denetim mekanizmasının oluşturulacağını söyledi. İnan, “10 yıl önceki madenle ilgili şuan bir iptal davasının açılması hukuken imkanı yok. Ancak mevcut kapasite artışı ve devam eden faaliyetin hukuki olarak denetlenmesi için bütün girişimlerde bulunacağız” dedi.

Amaç göçertmek

Pirejmo Mahallesi’nden Hatun Akay, oluşan toz ve dumandan artık nefes alamaz hale geldiklerini söyledi. Akay, “Meyvemiz, sebzemiz, ağaçlarımız kalmadı hepsi kurudu. Topraklarımızı bırakıp gitmemizi istiyorlar. Ancak topraklarımızı bırakmayacağız. Benim için Pirejmo her yerden güzel” diye belirtti.

Yapılan maden çalışmaların çok büyük tahribata neden olduğunun altını çizen Ramazan Aküzüm, şunları belirtti: “Özellikle ağaçlar kurudu, bağlar üzüm tutmuyor. Bunun sebebi ise kullanılan kimyasallardır.  En az 20 ton patlayıcı kullanılıyor. Bu da 20 ton kimyasalın doğaya yayılması demek. Bu kimyasallar karıştığı doğayı katlediyor. İnsanlar buna maruz kalınca solunum yolları tıkanıyor ve birçok hastalığa sebep oluyor.” Maden arama çalışmalarının hukuka aykırı bir şekilde sürdürüldüğünün altını çizen Aküzüm, “Rastgele, kafalarına göre çalışma yapıyorlar. Köylüler, doğa bir zarar görecek mi umurlarında değil.  Devlet, 90’larda bizi zorla buralardan, topraklarımızdan sürdü. O günleri bire bir yaşadım. Askerler geldi köyleri yaktı, köylülere işkence etti. Aradan uzun yıllar geçti ama hiçbir şeyi unutmadım. Zulümden kaynaklı bende göç etmek zorunda kalanlardanım. Evimi yapmıştım içinde 2 yıl kalmadım köyümden edildim. Bu mağduriyeti ikinci kez yaşamayı kabul etmiyoruz. Gerekirse canımızı veririz ama yine müsaade etmeyeceğiz. Köyü insansızlaştırmaya çalışıyorlar. Ama mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti.

Dinamitler deprem etkisi yaratıyor

Bölgedeki patlamaların 6-7 şiddetinde deprem etkisi yarattığını söylen Ali Rıza Altınok, “Her defasında deprem olduğunu sanıyoruz. Biz bu toprakları çocuklarımıza miras olarak bırakacağız. Bu gün hakkımızı ve köyümüzü savunmasak kimse savunmaz” dedi.

Astım ve kalp rahatsızlığı olan Emine Akdut, maden faaliyetlerin nedeniyle oluşan toz ve dumanının sağlığını olumsuz etkilediğini söyledi. Akdut, “Bu tozdan hepimiz hastalandık ölecek gibiyiz. Dinamitler patlatılınca çıkan sesten kapı ve penceremiz sallanıyor. Maden çalışmalarının yapılmaması için her türlü mücadele etmeye hazırız” diye belirtti.

84 yaşındaki Akkum: mücadele edeceğim

Maden çalışmasından kaynaklı hem mallarından hem de sağlıklarından olduklarını ifade eden Emine Akkum, şöyle devam etti: “Sağlığımız zarar gördüğü halde toprağımızı bırakıp gitmiyoruz. Çünkü toprağımızı seviyoruz. Temiz hava ve tarım için buraya geliyoruz ama ne tarımdan verim alıyoruz nede temiz hava solabiliyoruz. 84 yaşındayım ama madene karşı mücadele edeceğim.”

Erken yaşta ölümler arttı

Maden çalışmalarından sonra astım rahatsızlığının oluştuğunu söyleyen Meryem Olgaç da, “Bölgemizde erken yaşta ölümler yaşanmaya başladı. Çünkü maden çalışmaları hastalıklara sebep oluyor. Haberimiz olmadan çalışmalar yapıldı. Sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi. Kaynak: MA / Heval Önkol

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
AKP’li İsmet Ölmez Van ve Hakkari’den sonra Diyarbakır’da doğa katliamına başladı
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir