Kürt müziğinin önemli isimlerinden biri olan Dengbêj Kazo, müzik hayatını ve yürüttüğü çalışmalarını Serhat News’e anlattı.
Dengbêjliğin önemli isimlerinden biri olan Dengbêj Kazo, kasetlerin revaçta olduğu dönemde her dükkânda, her evde posteri asılı olan bir müzisyen. Van denince akla ilk gelen ve Kürtler arasında “Heta kî Mirîşkên Mala Kazo Jî Dengbêjin” (Kazo’nun evindeki tavuklar dahi denbêjdir) deyimiyle anılan bir isimdir. Dengbêj Kazo 1950 yılında Van’ın Güvelek (Ermanis) Köyü’nde dünyaya geliyor. Müzikle iç içe bir ailede dünyaya gelen Dengbêj Kazo, babasının kavalının ezgisiyle ve dedesinin hikayeleriyle büyüyor.
‘Bize anlatılan her şeyi içselleştiriyorduk’
Hayatının büyük bir bölümünü İstanbul’da geçiren Dengbêj Kazo’yla sosyal mesafeli bir röportaj gerçekleştiriyoruz. Yaz aylarında Van’da bulunan köyüne dönen Dengbêj Kazo, son süreçte bazı sağlık sorunları yaşasa da müzikten henüz kopmadı ve üretmeye devam ediyor. Çocukluk yıllarını, “Okumadık, bilmiyorduk. Bu yüzden bize anlatılan her şeyi aklımızda tutuyor ve içselleştiriyorduk. Babam iyi bir kavalcıydı ve sesi güzeldi. Dedem iyi bir anlatıcıydı. Bizi etrafına toplar hikayeler anlatırdı. Bize Rüstem-i Zal’dan söz ederdi. Bazen ona Rüstem-i Zal kim diye sorardım. ‘Kürt bir kahraman’ derdi” şeklinde anlatıyor.
Dedesi yalnızca torunlarına hikâye anlatıp klam söylemiyor. Hem kendi köyünde hem de civar köylerde her gece bir evde kurulan divanlara katılıyor hikâye anlatıyor ve klam söylüyor. Ecemê Kının Zor Hüseyin Paşa’nın divanında da dengbêjlik yapıyor. Dengbêj Kazo ise çocukluk yıllarında bile babasıyla çocukların alınmadığı divanlara katılıyor klam söylüyor.
Dengbêj divanlarından bir çocuğun sesi yayıldı
Dengbêj Kazo o günleri şu sözlerle aktarıyor: “Her gece bir evde 7’den 70’e insanın toplandığı divanlar kuruluyordu. Hikayeler anlatılıyor, klamlar söyleniyor ve eski anılardan söz ediliyordu. Bu divanlara genelde çocuklar alınmazdı. Ama babam beni kendisiyle götürürdü. Babamın ismi Dursun’du. Divandakiler babama oğlunu niye getirirdin diye sorardı. Babam, ‘Oğlumun sesi çok güzel. Size klam söylesin’ derdi. Yüksek bir sandalyeye oturturdular beni. Çok klam bilmezdim ama bildiğimi de iyi söylerdim. Bu yüzden her divana davet edilirdim. Ama çocukların o divana alınmaması beni çok rahatsız ediyordu. Beni duvar dibinde dinliyorlardı.”
11-12 yaşlarında düğünlere giden Dengbêj Kazo, her geçen gün repertuarının genişlediğini ve dengbêjliğe âşık olduğunu söylüyor. O dönemde sadece köy muhtarında radyo olduğunu ve onun yanına gittiklerini aktaran Dengbêj Kazo, çeksin diye yüksek bir yere koydukları radyoda sırasıyla Radyoya Bexdayê (Bağdat Radyosu), Radyoya Êrîvanê (Erivan Radyosu) ve Radyoya Kirmanşanê (Kirmanşah Radyosu) dinlediklerini söylüyor.
O zamanlar en çok Mihemed Arîfe Cizîrî’yi sevdiğini söyleyen Dengbêj Kazo, o dönemlerde en çok radyoda Eyşan û Elî’yi dinlemeyi beklediğini aktarıyor. O yıllarda bağlama çalmaya başlayan Dengbêj Kazo, Şeroyê Biro, Xerapet, Reşîdê Basi gibi müzisyenleri dinlediğini söylüyor. 15-20’li yaşlarda artık tanınıyor ve düğünlere davet ediliyor. Bağlamanın yanı sıra erbane alan Dengbêj Kazo, erbane çalmak için çayıra indiğini söylüyor fakat yorgunluktan ona bile mecali kalmıyor.
Dengbêjliğin öğretildiği medreseler
Sesi güzel diye babası tarafından imamlığa teşvik edilen Dengbêj Kazo, 13-14 yaşlarında medreseye gidiyor. İki yıl medresede eğitim gören Dengbêj Kazo, Melayê Cizîrî, Elî Herîrî ve Cegerxwîn okuduklarını söylüyor ve bunun bir kazanım olduğunu da ekliyor.
Artık Van’da neredeyse Kazo’suz düğün yapılmıyor. Asıl adı Rızgan Kazo olan dengbêj, 6 çocuklu bir ailede büyüyor. Başta Hecî Evdilkerim, Abdulselame Koçîkî ve Tahiro olmak üzere çok sayıda dengbêjle dostluklar kuruyor. Kaset doldurulmaya başlandığı dönemlerde ise kaset doldurduklarını belirten Kazo, Koma Şirvan’ı (Grup Şirvan) kuruyor.
Koma Şirvan, 1990 yılında kuruluyor ve artık Kazo’nun namı Van’ın dışına yayılıyor. Grupta yeğeni Hozan Fate ve oğlu Emrah’la birlikte sayısızca Kürtçe şarkı seslendiriyor Dengbêj Kazo.
Bir ömre 32 albüm sığdırdı
Bugüne kadar 32 albüme imza atan Kazo, yıllar içinde ününün yurt dışına yayılmasıyla orada da çeşitli konserler veriyor. Kazo, Arif Sağ’la olan bir anısını şöyle anlatıyor:
“Arif Sağ’ın HEP’den milletvekili aday olduğu dönemlerdi. Üç ay boyunca beraber kaldık. Beni çok severdi. Sürekli gel Xezal’ı anlat diyordu. Büyük bir sanat aşığıydı. Şivan’ın bir kaseti vardı, dinliyorduk. Bu yüzden 1980-85 yıllarıydı 100 gün hapis yattık kardeşimle. HEP mitinginde sahneye çıktık kardeşimle ve sahneye çıktığımız için 18 yıl ceza verdiler. Bu yüzden Rojhılat’a geçmek zorunda kaldım.”
Kasetler kadar kıymetli değil
Dengbêjliğe dair görüşlerini aktaran Dengbêj Kazo, dengbêjliğin eskiye göre değer kaybettiğini söylüyor. Dünyaya sesini duyurmak için sahnelerin divanlardan daha iyi bir araç olduğunu belirten Kazo, babası ve dedesi kadar annesinden de etkilendiğini ifade ediyor. Annelerin en önemli öğretmenler olduğunu vurguluyor.
Bugüne kadar 700 şarkıya nefes veren Dengbêj Kazo, 2020 yılından beri albüm yapmıyor. Sosyal medyanın klip ve kasetlerin yerini tuttuğunu belirterek kasetlerin daha kıymetli olduğunu söylüyor. Kürt müziğinin sesini dünyaya duyurduğunu belirterek, daha da ileriye taşınabileceğini belirtiyor.
Son olarak henüz basılmayan iki kitap yazdığını ifaden eden Dengbêj Kazo, bu yıl içerisinde ikisini de yayımlamayı planlıyor.
Serhat News