“Siyasette normalleşme, yumuşama” tartışmaları siyaset gündeminin ana başlıklarından biri olmaya devam ediyor. Hakkari’de atanan kayyım’dan sonra yaşanan tartışmalar devam ederken, BBC’ye konuşan AKP kurmayları Van’da belediye başkanın görevden alınması durumunda meclisin kendi içinde birini seçeceği değerlendirmesinde bulundu.
CHP lideri Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaretiyle başlayan sürece, temkinli yaklaşanlar olsa da, bir “bahar havası” estiği yorumları da sıkça yapıldı.
28 Şubat hükümlüsü askerlerin tahliye edilmesi, yeni sürecin ilk olumlu adımı görülse de, Kobani yargılamasından çıkan yüksek cezalar ve ardından DEM Partili Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanması, “Yumuşama süreci bitiyor mu?” sorularını gündeme taşıdı.
Gözlerin çevrildiği iktidar partisi kulislerinden yansıyan hava, Erdoğan’ın “partide değişim ve siyasette yumuşamada” kararlı olduğu yönünde.
Hakkari belediyesine kayyum atanmasının, “yenilerinin atanacağı” anlamına gelmediğini belirten bazı parti yöneticileri, “Mesela Van’da, eğer belediye başkanı seçilme yeterliliğini yitirirse, belediye meclisinden yeni belediye başkanı seçilir” yorumunu yapıyor.
Yerel seçimlerden sonra “değişim, reform, yumuşama” açıklamalarının arka arkaya geldiği iktidar partisinin, yeni dönemdeki rotası da merak ediliyor.
Geçen hafta Erdoğan’ın başkanlığında, milletvekillerinin katılımı ile yapılan Kızılcahamam kampında, olağan kongre sürecinin başlatılması kararı alındı.
Seçimlerden sonra parti kulislerinde olağan büyük kongrenin sonbaharda olacağı ve Erdoğan’ın da parti yönetimindeki büyük değişimi kongre ile birlikte yapacağı konuşuluyordu.
Ancak Kızılcahamam kampında kararlaştırılan kongre takvimine göre olağan büyük kongrenin Mayıs 2025’te yapılması planlandı.
‘Siyasal değişim ve dönüşüm’
Bu durum, Erdoğan’ın seçimden sonra vaat ettiği “değişim”in zamana yayılacağı yorumlarına da neden oldu. Parti kulislerinde ise Erdoğan’ın kongre sürecinden bağımsız olarak zaten istediği zaman parti ve kabinede değişiklik yapmasının mümkün olduğu, ancak asıl hedefin “yapısal, siyasal değişim ve dönüşümü sağlamak” olduğu ifade ediliyor.
Sürecin altyapısını oluşturmak için ise kapsamlı bir saha çalışması yapılıyor. Kulislere yansıyan bilgilere göre genel Başkanvekili Efkan Ala başkanlığında bir ekip bu çalışmayı yürütüyor.
Kamuoyu araştırma şirketleri aracılığıyla, her il ve bölgenin beklentilerinin tespit edilmesi amaçlanıyor. Bu saha çalışmasının yaklaşık 1 ay sonra tamamlanması ve Erdoğan’a sunum yapılması planlanıyor.
Gerek parti yönetimi, gerekse kabinedeki isim değişimin yanı sıra, yeni anayasa, eğitim, sağlık, ekonomi alanındaki beklenti ve taleplere göre yeni parti politikasının şekillendirilmesi hedefleniyor.
‘Siyasette normalleşme de değişimin parçası’
Siyasette “normalleşme, yumuşama” adımlarının da partideki “değişim” sürecinin yansıması olduğuna dikkat çekiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu süreçte sadece CHP Lideri Özgür Özel ile değil, farklı siyasi aktörlerle özellikle yeni anayasa ve normalleşme sürecine ilişkin görüşmeler yapabileceği ifade ediliyor.
Erdoğan’ın, İYİ Parti’nin kurucu genel başkanı Meral Akşener’le görüşmesi de bu sürecin parçası olarak görülüyor.
AKP kurmayları, CHP Lideri Özgür Özel’in Erdoğan’ı ziyaretiyle başlayan normalleşme sürecinin halkta ve parti tabanında da olumlu karşılık bulduğuna dikkat çekiyorlar.
Benzer tespit CHP’de de var
Kulislere yansıyan bilgiye göre CHP’nin yaptırdığı ölçümlere göre, “normalleşme” sürecine kamuoyu desteği yüzde 70’ler civarında ve en çok destek ise DEM Parti’lilerden.
Bu nedenle iktidar partisinde de başta yeni anayasa olmak üzere CHP’nin “normalleşme”ye dönük adımlara kayıtsız kalmayacağı beklentisi hakim.
Kayyum politikalarına dönüş mü?
İktidar partisindeki iyimser havaya karşın, DEM Partili Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın görevden el çektirilip, yerine kayyum atanması muhalefet tarafından “kayyum politikalarına dönüş” olarak nitelendiriliyor.
Bazı AKP yöneticileri ise Hakkari’deki durumun, “genel bir politikanın yansıması olmadığını” savunuyorlar.
BBC Türkçe’ye konuşan AKP kurmayları, el çektirilen Akış ile ilgili şu iddiaları dile getiriyorlar:
“Akış hakkında 2014’te açılmış bir dava var. Bu davadan yüksek ceza alacağını düşündüğü için yurt dışına kaçma ihtimali görüldü ve bu nedenle duruşma günü beklenmeden gözaltına alındı.
“Bu konuda önemli istihbarat bilgileri var. Para ve evrak hazırlanmış ve kız kardeşinin evinde gözaltına alınmış. Ayrıca adaylığı sırasında ve seçilmesinden sonra süren bir soruşturma var. Terör bağlantısı ve eylemleriyle ön plana çıkmış bir isim.
“Terör örgütü, Irak’ta, Suriye’de büyük sıkıntı yaşıyor, yeni bir alan açmak istiyor. Belediye Başkanı’nın eylemleri, bağlantılarıyla alan açma durumu var. Akış’ın durumunu diğer belediye başkanları gibi değerlendirmek doğru olmaz.”
‘Van’da Belediye Meclisi’nden başkan seçilir’
Yeni kayyum ataması beklemediğini ifade eden bazı partili kurmaylar, “mazbata” tartışmasının yaşandığı Van’ı örnek gösteriyor.
Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan’ın seçilme hakkını da içeren “memnu haklarının iadesi” kararına itirazla ilgili hukuki sürecin devam ettiğini anımsatan bir AKP yöneticisi, “Van belediye başkanı bu itiraz nedeniyle seçilme hakkını kaybedebilir. Bu durumda kayyum atanmaz, belediye meclisinden bir belediye başkanı seçilecek ve kalan süreyi tamamlayacak” değerlendirmesi yaptı.
DEM Partili Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan, yargılandığı dava nedeniyle tahliye edildikten sonra, “seçilme hakkını” da içeren “memnu (yasak) haklarının iadesi” kararını alarak adaylık başvurusunu yapmış ve YSK da bu başvuruyu kabul etmişti.
Ancak seçime iki gün kala Adalet Bakanlığı’nın memnu haklarına yaptığı itiraz gerekçe gösterilerek il seçim kurul Zeydan’ın mazbatasını iptal ederek ikinci sıradaki AKP adayı Abdulahat Arvas’a verilmesini kararlaştırılmıştı.
Muhalefet ve kamuoyunda tepkiye neden olan bu karar YSK’dan dönmüş ve Zeydan mazbatasını alarak belediye başkanlığı koltuğuna oturmuştu.
Serhat News