Yıllar önce ailesi üçe bölünün Orhan Emen, Van’a ve Urfa’ya göç etmek zorunda kalan akrabalarından Van’daki kısmını buldu: “Pes et diyen de oldu tabi. Van’daki akrabalarımı bulduğumda kanatlarım olsaydı uçardım. Şimdi Urfa’ya giden akrabalarımı bulacağım.”
Ekonomik kriz, işsizlik, binlerce hak ihlali haberi derken içimizi ısıtan bir haber düşüyor haber merkezimize ve keyifli bir hikâyeyi bırakıyoruz burada. Oldukça meraklı bir Kürdün akrabalarına ulaşma azmi…
Dedesinin, babasının ve aile büyüklerinin durmadan kendisine anlattığı aile geçmişi Orhan Emen’i, çocukluğundan beri derin bir meraka sürükledi. Osmanlı’nın henüz var olduğu süreçte Rusların Bitlis’i işgali sırasında ailesi üçe bölünüyor. Bir kısmı Bitlis’te kalıyor, diğer kısımları ise Van’a ve Urfa’ya göç ediyor. Van’a giden akrabalarını uzun uğraşları sonucu buluyor ancak Urfa’daki akrabalarından henüz bir haber yok. Aile bağlarına öyle önem veriyor ki işyerinde ve evinde ailesine ait bir soy ağacı tablosu bile var.
‘Çocukluğumdan beri bu merakla büyüdüm’
Van’daki akrabalarıyla buluşma öyküsünü ajansımıza anlatırken de Urfa’daki akrabalarını bulma umudunu taşıyor. Özellikle altını çiziyor hikayesini anlatmadan önce: “Biz geniş bir aileyiz.” Emen, odun doldurulmuş sobanın etrafına oturan çocukluğunu anlatıyor ilk olarak: “Çocuktuk ve bize devasa büyüklükte geliyordu savaş yılları anlatıldığı zaman. Tabi çocuğuz ve büyüyor gözümüzde mesele. O zaman dedem hep anlatırdı akrabalarımızla savaştan sonra koptuğumuzu. O yaşlarda gücüm olsaydı o zaman yollara düşerdim izci gibi. Bu zaman nasipmiş onları bulmak.”
‘Akrabalarımı bulmak için TV’ye bile çıkmayı düşündüm’
Dedesinden duyduklarını babası da anlatmaya devam edince içindeki kurt kemirdikçe kemirmiş içini Emen’in. Bitlis’in Adilcevaz ilçesinden kendisi. İlçenin Aydınlar Beldesi’nde de binlerce akrabası var halen. Kulaktan kulağa yayılan bilgileri hep not etmiş ve uzun telefon trafikleri, uzun yolculuklar derken asla yorulmamış. Televizyon kanallarına bile çıkmayı düşünmüş: “Pes et diyen de oldu tabi. Şimdi çocuklarıma anlatıyorum ben de. Aile bağlarına her zaman önem veriyorum. Bizdeki aşiret refleksi böyle bir şey. Yüz binlerce insan aynı aşiretten ve bağları her zaman güçlüdür. Uzun yıllar görüşmezsek bile birimizden haberdarız. Akrabalarımın kaybolan kesimine de bu bağlıkla meraklıyım. Onların da bizi merak edip etmediklerine hep kafa yordum.”
‘Van’daki akrabamı bulunca dünyalar benim oldu’
Van’a göç etmek zorunda kalan akrabalarına ulaşma hikayesini anlatıyor Emen. Van’daki ailenin en büyükleri şehirde televizyon tamirciliği yapıyormuş. Bitlis’ten yola çıkmış ve çalıştığı iş yerine girmiş öylece: “Sağ olduğunu öğrenir öğrenmez gelip kendisini ziyaret ettim. Kanatlarım olsaydı uçardım, öyle mutlu oldum. Dünyalar benim oldu. Beni görünce tanımadı. Ben de oturdum tek tek anlattım. Ben anlattıkça da gözleri doldu. Kendi babamı görmüş kadar mutlu oldum. O da kendi evladı gibi sarıldı bana. O zaman anladım ki ben iyi bir şey yaptım. Söz verdik birbirimize bundan sonra görüleceğimize. Kendi çocuklarını da çağırdı o gün oraya. Oturduk saatlerde sohbet ettik.”
Emen Van’daki akrabalarına ulaştığı için çok mutlu ve şimdi de Urfa’daki akrabalarına ulaşmak için tüm enerjisini harcamaya hazır.
Serhat News