Van’ın Gürpınar ,ilçesinde 8 yıl önce cenazesi babası tarafından çuvalda taşınan Muharrem Taş davasında Anayasa Mahkemesi, ‘idare mahkemesinde açılan tazminat davasının sonucu beklenmeden başvuru yapıldığından başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle’ kabul edilemez buldu.
8 yıl önce Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca Köyü Çeli Mezrası’nda yolların kardan kapalı olması nedeniyle hastaneye kaldırılamadığı için yaşamını yitiren ve cenazesi babası tarafından çuvalda taşınan 2 yaşındaki Muharrem Taş’ın, Anayasa Mahkemesi’nde devam eden davasında çıkan kararda, bütün yolların tüketilmemesi nedeniyle, reddedildi. Bilirkişi raporunda tespit edilen Sağlık Bakanlığı ve İl Özel İdare yetkililerin kusur oranların tespit edilerek cezalandırılmasına yönelik açılan davanın reddedilmesi üzerine ailenin avukatı Murat Timur Davayı Anayasa Mahkemesine taşımıştı. Ailenin avukatı Murat Timur AYM’nin kararını, toplum vicdanını yaralayan bir olay olarak değerlendiriyor. Kararın aynı zamanda toplum vicdanını derinden yaralayacak nitelikte olduğunu söylüyor: “Anayasa Mahkemesi kararı, olayın sorumlularını aklamaya yöneliktir.”
‘Sağlık Bakanlığı yüzde 80 kusurlu’
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı değerlendiren Avukat Murat Timur, kararda 112 Acil görevlilerinin Muharrem’in acil sağlık hizmetine ihtiyaç duyduğu konusunda malumat sahibi olmadığı tespitini yaptığını söylüyor.
Danıştay’ın bilirkişi raporu talep etmesi üzerine, Van 1. İdare Mahkemesi tarafından 30 Ocak 2022 tarihli 25 sayfalık bilimsel bir rapor hazırlanıyor. Raporda; ailenin olayı geçici köy korucusu ve kolluk kuvvetleri üzerinden 112’ye bildirmesine rağmen 112 Komuta Kontrol Merkezi tarafından acil vakanın ciddiyete alınmadığı tespiti yapılmış. Aynı raporda 112 Komuta Kontrol Merkezi’nin helikopter seçeneğini herhangi bir veri ve iletişime dayanmayan öngörülerle devre dışı bıraktığı, ambulans ve askeri destek imkânlarının da es geçildiği bu şekilde ölüm olayının gerçekleşmesinde Sağlık Bakanlığı’nın asli kusurlu olarak kusurunun yüzde 80 olduğu, araç ekipmanın da gerekli özeni göstermediğinden kar ile kapanan yolu açmayan İl Özel İdaresi’nin de yüzde 20 kusurlu olduğu ifade ediliyor.
Bilirkişi raporuna değinen Timur, bu bilgiler ışığında, 112 acil görevlilerinin olayın ciddiyeti ile ilgili malumatının olmadığı değerlendirmesi bilirkişi raporu ile değerlendirildiğinde gerçeği yansıtmamaktadır diyor.
‘Mahkemenin kararı ara bir yoldur’
Timur, mahkemenin verdiği ‘kabul edilemez’ kararına ilişkin ise “Başvuru yollarının tüketilmediğine dair Anayasa Mahkemesi’nin değerlendirmesine katılmak mümkün değildir. Olayın kamuoyunda ciddi bir biçimde tartışılması ve kamuoyu vicdanını yaralaması nedeni ile mahkeme, kamuoyu önünde tekrar tartışılmaması için ara bir yol olarak böyle bir karar vermiştir,” diyor.
‘Cenazenin taşınmasında bile devlet sorumluluğunu yerine getirmedi’
Öte yandan somut olayda Muharrem bebeğin ölüm nedeni kendisine sağlık hakkı ile ilgili önemli bir ihbar yapılmasına rağmen sorumluluk sahibi kurumların hareketsiz kaldığını vurgulayan Timur, “Küçük Muharrem öldükten sonra bile cenazenin taşınması için yapılan ihbarda devlet yükümlülüğünü yine yerine getirmemiştir. Bu sebeple şikayetçilerin şikâyeti yeterli araştırma yapılmaksızın olayın ehli olmayan kişilerce hazırlanan rapora dayanılarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonlandırılmıştır. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılması amaçlı Van 1.Sulh Ceza Hakimliğine yapılan itiraz tek cümle ile gerekçe gösterilmeksizin reddedilmiştir” ifadelerine yer veriyor.
‘Bu kararla insanlık onuru ayaklar altına alınıyor’
Timur, en nihayetinde, Muharrem bebeğin sağlık hakkının devletin ilgili kurumlarınca sağlanmaması nedeniyle yaşamını yitirdiğini söylüyor. Çocuğun ölümünden sonra ise cenazenin taşınması konusunda yine devletin ilgili kurumlarınca gerekli destek sunulmadığı için cenazenin çuval içerisinde baba ve diğer akrabalarının sırtında taşındığını belirterek, bu görüntünün kamuoyu vicdanını ciddi bir biçimde zedelediğini belirtiyor. Kendi çocuğunun cenazesini çuvalda taşıyan baba ve anne de travmatik bir durum oluştuğunu babanın aynı zamanda yaşamının en ağır yükünü taşıdığını ve insanlık onurunun bu olay ile ayaklar altına alındığını kaydediyor.
Timur, son olarak şunları söylüyor: “Anayasa Mahkemesi’nin adaletten ve hakkaniyetten uzak kararına karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulunacağız. Muharrem bebeğin yaşam, sağlık ve etkili soruşturma hakkının ihlal edildiği dosyada AİHM’nin kamuoyu vicdanını tatmin edecek karar vereceğini umut ediyoruz”
(ro)