Depremin üzerinden 6 ay geçti: Su sorunu hala sürüyor!

Maraş merkezli depremin üzerinden aylar geçse de depremzedeler neredeyse depremin ilk günü gibi birçok sorunla karşı karşıya. Hatay’ın Antakya ilçesinde bağımsız çadırlarda kalan aileler yılan, akrep korkusuyla yaşam mücadelesi veriyor. Suların kirli olduğunu ve sürekli satın almak zorunda kaldıklarını belirten depremzede aileler, bir an önce bu sorunun çözülmesi için çağrıda bulundu.

6 Şubat’ta 7.7 büyüklüğünde yaşanan Maraş merkezli depremin üzerinden 6 ay geçti. Enkazın hala tamamıyla kaldırılmaması ve ağır hasarlı binaların hala yıkılmaması dikkat çekiyor. Deprem sonrasında birçok uzmanın ‘Yıkımlarda yayılacak olan asbest liflerinin toz halinde havada kalacağı ve hastalıklara neden olacağı’ uyarısı yapmasına rağmen deprem bölgesinde bu dikkate alınmadı. Yıkımlarda sürekli su kullanılmasının yanında insanlara maske ve banyo imkânı sunulması gerekirken depremzedelerin çoğu gün boyu toz bulutuna maruz kalıyor.

Öte yandan konteyner kentler bir nebze de olsa depremzedelerin bir kısmını güvenceye almış ancak bir kısım depremzede hala çadırlarda veya kendi imkânları ile oluşturdukları yerlerde yaşam mücadelesi veriyor. Şehirlerde oluşan istihdam sorunu da geçim sıkıntılarını arttırmış durumda. Görüştüğümüz depremzedelerin çoğu sürekli yardım istemekten rahatsız ve iş imkânı istiyor.

Konteynerlerde AFAD yönetiminde olan depremzedelere klima vs. İmkânı sunulurken diğer konteynerlerde sıcak havaların boy gösterdiği bugünlerde klima sorunu yaşanıyor. Her yanı ile ‘asrın felaketi’ diye tabir edilen durumda bile eşitsizlik tüm çıplaklığı ile gözler önünde.

Depremin yaşandığı kentlerin ortak şikayet ettiği diğer bir nokta da içme suyu sorunu. Pahalılık nedeniyle depremzedeler ihtiyacı olduğu kadar su satın alamıyor. Sonuç olarak da su sorunu beraberinde birçok hastalığa neden oluyor. Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Dağ Mahallesi’nde evlerinin ağır hasarlı olmasından kaynaklı çadırlarda kalan depremzedeler, yaşadıkları sorunları Serhat News’e anlattı.

‘Herhangi bir yardım destek verilmiyor!’

Hatay’ın İskenderun ilçesinde evleri ağır hasar gören 4 çocuk annesi Şirin Öztemel, Antakya ilçesine göç ederek ailesi ile birlikte toplam 8 kişi olarak çadırda yaşıyor. Öztemel, Dağ Mahallesi’ne kurdukları küçük bir çay bahçesinde geçimini sağlamaya çalışıyor. Depremin zorluklarını konuşurken yaşadığı hüznün yanında su sorunu hakkında şunları söylüyor: “Hala deprem şokunu üzerimizden atamadık. Sürekli deprem korkusuyla yaşıyoruz. Buraya geldik ancak herhangi bir yardım bir destek verilmiyor.  Su sıkıntımız çok fazla. Su bize yetiştiremiyorlar. Depremden sonra komşuların araçlarında bazen sokakta kaldık. Bize hemen yardım gelmedi çadır veremediler. Evimiz müstakil olmasına rağmen evlerimize geçemedik. Muhtar bize çadır ayarladı kurduk ama çadır yerlerimiz müsait değil. Burada iş yok. Herkes kendi imkânıyla çadır kurmuş. Buradaki insanlar çok mağdur…”

8 kişi bir çadırda kalıyorlar

Çeşmeden her gün düzenli suların akmadığını belirten Öztemel, “2 gündür su akmıyor giyim banyo yok. Burada kaç bin insan var. Her bir çadırda 15 kişi kalıyor. Ben abimin ailesiyle kalıyorum benim de çocuklarım var. Sabun alamıyoruz. Sağlık hizmetlerinden yararlanamıyoruz sadece çadır kentte bulunan depremzedeler yararlanabiliyor. Sonuçta bizde depremzedeyiz bizde mağduruz. AFAD’ın konteynerlerine sağlık merkezi kurulmuş ancak bizler yararlanamıyoruz. Su alamıyoruz benim durumum yok olmadıktan sonra mecbur çeşmeden su alıyoruz. Burada çay ve gözleme yaparak geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz ancak müşteri yok. Kendi büyüdüğüm memleketin harabeye dönüşmesi çok acı. Burada bedava bir bina verilse içine giremeyiz korkudan. Burada her şey torpille işliyor. Muhtar seni tanıyorsa istediğin kadar su verir ama tanımıyorsa sadece bir su verir. Hem maddi hem de manevi olarak durumumuz kötü. 8 kişi bir çadırda kalıyoruz. Konteynerlerde klima da var ama çadırda hiçbir şey yok. Hiçbir yardımdan yararlanamıyoruz. Bize içecek su yetiştirsinler, temizlik malzemesi yetiştirsinler. Başka hiçbir şey istemiyoruz. Sadece ben değil herkes zor durumda” diye vurguluyor.

Çadır kentte olmayana yardım yok!

 50 yaşında 3 çocuk annesi olan Ayfer Orukçudağ da, depremde yaşadıklarını ve sorunlarını şu sözlerle dile getiriyor: “Depremin olduğu saate evdeydik. İnsanların çığlıkları sesi, gök gürültüsü, yağmur, kıyameti yaşadık o gün. Çocuklu olanlar, yaşlılar, bebekler vardı. 8 kişiyi taşların altında kaybettik. Bir hafta sonra halk çıkarttı. Bu tarafa AFAD’ın gelme lüksü yoktu. Çünkü insanlar dağlardan korktu. Tekrar mahallelinin gençleri o cenazeleri çıkarttı. Su sıkıntımız çok fazla şimdi çadırlardayız. Gençlerimiz çabaladı ardından aile başı çadırlar kuruldu. Ufak tefek yardımlar gelmeye başladı. Kahvaltılıklar ara ara verildi. Burası çadır kentten sayılmadığı için buraya düzenli bir yardım yapılmıyor. Parti kuruluşlarından ve KIZILAY’dan gelen yardımlarla insanlar yaşamlarını idame etmeye çalıştı. Ama tuvalet sorunumuz var su sorunumuz çok fazla. Kaynatıp öyle yemeklere kullanabiliyoruz. Kalabalık aile ve havaların sıcak olması, tozdan dolayı boğazımız çok çok kurudu. Çocuklar normalinden çok fazla su içmeye başladı. Şu anda belediye tarafından muhtarlara su veriliyor muhtara gittiğimiz zamanda çok fazla sıra oluyor. Muhtardan 20 kişi su alabiliyorsa 50 kişi alamıyor. Alan yetersiz alıyor, alamayan da hiç alamıyor.”

‘Çadırlar çürüdü’

Havaların ısınmasıyla beraber sivrisinek yılan, akrep ve birçok tehlike oluşturacak hayvanlardan rahatsız olduklarını söyleyen Orukçudağ, ilaçlamaların sık sık yapılması gerektiğinin altını çiziyor.

Orukçudağ yaşanan sıkıntılara dair endişelerini şu sözlerle dile getiriyor:

“Sineklerin giderilmesi için ilaçlama bir kere yapıldı ama sürekli yapılması gerekiyor. Çünkü ısırıkları basit değil. Çocukları ısırdığında günlerce deride yara ve iltihap oluşturuyor. Sahra hastanelerine gidince de bir kremle geçiştirdiler. İlaç bulamıyoruz. Çocukların ellerinde yüzlerinde hep yara izleri oluştu. Sular da mikroplu olunca o yaraya daha fazla etkisi oluyor. Derede giderlerden bataklık oluşuyor. Kuruyunca da çok kötü kokular oluşuyor. Çadırların içerisinde yılanlar dahi bulunuyor. Yılan, kene, örümcek gibi birçok canlı burada bulunuyor. Deprem öldürmediyse de burada yılan sokmasıyla öleceğiz. Yaşamımız çok zor. Yapılaşma varsa bir an önce konutlara yerleşmek istiyoruz. Öncesinden bir konteyner verselerdi çok iyi olurdu. Çünkü bu çadırlar çürüdü. Banyo yok su yok ve evde bir sürü insan var. Kış gelmeden depremzedelerin konutlara yerleşmesi gerekiyor.”

Serhat News