Dolar/TL, 15 seviyesinden başlayan ve 16.5’e doğru devam eden yükselişini sürdürüken kur başta olmak üzere ekonomi politikalarına yönelik endişeler artıyor. Piyasalarda bugün her ne kadar yön belirleyici olması beklenmese de Merkez Bankası’nın faiz kararı izlenecek.
Reuters anketine katılan ekonomistlerin tamamı TCMB’nin bugün politika faizini sabit tutmasını bekliyor. Bankacılar kamu kontrollü olarak niteledikleri kurda yeni döviz kaynağı olmadan dengenin nasıl sağlanacağını sorgulamaya devam ederken dolar/TL, IIF’in adil değer olarak hesapladığı 16.5 seviyesine artık neredeyse ulaştı. IIF Başekonomisti Robin Brooks dün adil değerinin aşılması ihtimalinin arttığını söyledi. Piyasalarda yaratacağı risklere rağmen 140 milyar dolara yakın bireysel döviz birikiminin kamuya kazandırılmasını amaçladığı tahmin edilen enflasyona endeksli Hazine tahvilinin ne zaman devreye alınacağı da izlenmeye devam ediliyor.
Yetkililer sadece seyrediyor
Istanbul Analytics’ten Güldem Atabay, “Açıklaması zor ancak TL değer kaybederken önlemesi gereken yetkililer sadece seyrediyor. Artık Türkiye’ye özel literatüre geçen ‘arka kapı döviz satışları’ devam ediyor olsa da artan döviz talebi- elbette cari açık ve dış borç ödeme baskısıyla- TL’yi dizginlemekte başarısız” dedi ve ekledi: “Bugünkü PPK toplantısından çıkacak karar ve açıklamalar ancak göz ucuyla bakılacak nitelikte olacak yine. Şapkadan süper bono bu hafta çıkmadı, ancak çıkmayacağı anlamına gelmiyor. KKM’de kalan vatandaşın hızla %90’a yönelecek enflasyon karşısında ezileceği gerçeği de süper bononun Hazine’ye yaratacağı dayanılmaz yüke rağmen en geç temmuz ortasına kadar devreye sokulmasını gerektirmekte.”
TL ay başından beri dolar karşısında yaklaşık yüzde 9 değer kaybı yaşarken yıl başından beri kayıp yüzde 20’ye yaklaştı. TL 2021 yılını da yüzde 40’ın üzerinde değer kaybı ile tamamlamıştı. Dolar/TL bu sabah saat 09.00’da 16.41/16.46 seviyesinden işlem gördü.
Rezervler
Öncü verilerden bankacıların yaptığı hesaplamaya göre, TCMB’nin Mayıs ayında piyasaya rezervlerinden yaptığı döviz arzı yılın ilk 4 ayına göre belirgin bir artış eğiliminde. Dolayısıyla TCMB’nin zaten negatifte olan kendine ait döviz rezervleri mevcut politikada her geçen gün daha çok eriyor.
TCMB’nin toplam rezervi 13 Mayıs itibarıyla 102 milyar doların altına, uluslararası net rezervler ise 11.5 milyar dolara geriledi. Swap hariç rezervler ise aynı dönemde eksi 52 milyar dolara kadar gerileyerek daha önce büyük siyasi ve ekonomik değişimleri beraberinde getiren eksi 60 milyar dolara bir kez daha yaklaştı.Bankacıların hesaplamalarına göre bugün 1430’da açıklanacak net rezervin 11.5 milyar dolardan 10 milyar dolara veya bir miktar altına gerilemesi bekleniyor. Benzer şekilde toplam rezervin ise 100 milyar dolara gerilemesi piyasadaki ana beklendi.
4 Haftada 7.6 milyar dolar eridi
TCMB ihracatçı döviz gelirlerinin yüzde 40’ını, hizmet ihracatı döviz gelirlerinin bir kısmını ve KKM uygulmasının döviz kısmını rezervlerine katsa da bankanın rezervleri aynı oranda artmıyor. Hatta bu döviz gelirlerine rağmen net rezervler son 4 haftada 7.6 milyar dolar eridi. Aradaki fark, kurda hükümetin tanımıyla “istikrar” için kullanılıyor. TCMB resmi olarak kurdaki müdahalelerini kabul etmezken hareketleri dalgalı kur rejimi olarak nitelendiriyor.
Sabit kur maliyeti 30 milyar doları aştı
Ekonomistlerin hesaplamalarına göre “stabil” kur politikasının maliyeti Ocak-Nisan döneminde 30 milyar doları aştıktan sonra Mayıs’ta daha da hızlandı.
Reuters’ın görüşlerine başvurduğu birçok döviz işlemcisi de benzer şekilde Mayıs ayı başından beri TCMB’nin döviz satışlarına hız verdiğini ve günlük net 0.5 milyar dolar üzerinde rezerv kaybına neden olacak döviz satışı yapıldığını ve bunun da geçtiğimiz aylara göre satışların arttığı anlamına geldiğini belirtiyorlar.
Piyasada Hazine’nin enflasyon endeksli tahvili haricinde yurtdışından kamuya yeni döviz kaynağı sağlanıp sağlanamayacağı da takip ediliyor.
2008 krizinden beri ilk kez
Türkiye’nin beş yıl vadeli borcunu iflasa karşı korumanın maliyetini gösteren CDS’ler bu hafta 730 puan ile Refinitiv verilerine göre 2008 yılındaki küresel finansal krizden bu yana rekor seviyeye çıktı. Bankacılar CDS yükselişinin Hazine’nin dolar borçlanma maliyetlerini çift haneye yaklaştırdığına dikkat çekiyorlar.
Serhat News
(sg)