Van Eğitim Sen Yürütme Kurulu, yaptıkları açıklama sonrasında kendilerini hedef alarak sert ithamlarda bulunan Eğitim bir Sen’e yönelik sert ifadeler içeren bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “Her açıklamayı bağlamından koparıp vatan, millet, inanç gibi kavramlar üzerinden cevap veren, kamu kurumlarına yapılan eleştirilerde onların savunma makamına dönüşen hormonlu sarı sendikaya, onun emir eri gibi davranan idarecilere inat; Eğitim Sen geçmişinden aldığı güçlü mücadele mirasıyla her türlü haksız, hukuksuz ve antidemokratik uygulamanın karşısında durmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Eğitim Sen Van Şubesi, yazılı bir açıklama yaparak Eğitim Bir Sen’e sert ifadelerle yüklendi. Şube Başkanı Murat Atabay tarafından yapılan açıklamada, “Eğitim Sen Van Şubesi olarak 08.08.2024 tarihinde Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yaptığımız basın açıklamasında; ilimizde geçici görevlendirmelerin sendika üyeliği üzerinden yapıldığına, soruşturmalara dışarıdan müdahale edildiğine ve bu soruşturmalar neticesinde talimatlarla cezalar belirlendiğine, yine bu soruşturmaların neticesinde ayrımcı bir biçimde yer değişikliği ile kişilerin nasıl cezalandırıldığına değinmiştik” hatırlatmasını yaptı.
Açıklamanın devamında, Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit’in açıklamamızdaki iddialar ile ilgili TBMM’ye bir soru önergesi sunduğunu aktararak, “Bu durumu X hesabı üzerinden sendikamızın resmi sosyal medya hesaplarını da etiketleyerek kamuoyunun bilgisine sunmuştu. Hemen ardından, bu paylaşımın altına onlarca yorum yapılmış, hem biz hem de Sayın Gülcan Kaçmaz Sayyiğit için birçok mesnetsiz ifade kullanılmıştı. Aynı anda düğmeye basılmış olmalı ki çok kısa bir süre sonra bir medya sitesine bu durum ile ilgili bir de röportaj verilmiş ve aynı mesnetsiz ifadeler orada da sürdürülmüştür” bilgisini paylaştı.
‘Yıllardır kurum amirleri sendika temsilcileri kurum amirleri gibi davranıyor’
Atabay, yaptığı açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı:
“Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki açıklamamız; Van’da yıllardır yaşanan sendikal ayrım, çifte standart ve kurum amirlerinin sendika temsilcisi gibi davranması, kadrosu İl Milli Eğitim Müdürlüğünde olduğu halde farklı ilçelerde çalışan onlarca personel olmasına rağmen ilçe temsilcimizin görevlendirmesinin özellikle iptal edilmesi, yürütülen soruşturmalarda üyelerimize karşı ölçüsüz yer değişiklikleri verilmesi, kurum amirlerinin partizanca yaklaşımları ve tarafgirlikleri ile ilgiliydi.
‘açıklamalarımıza kurum amirleri yerine malum yapı cevap verdi’
Basın açıklamasında ortaya koyduğumuz iddiaların asıl muhatabı olan kurumlar yerine, malum bir yapı onların avukatlığı görevini üstlenmiştir. Sosyal medyaları siyasi paylaşımlarla dolu olan yöneticileri ile onlara ait trol hesaplar, açıklamamızın muhatabı olan bürokrasiyi savunma telaşına düşmüşlerdir. Basın açıklamamızdaki iddialar üzerine de (açıklamamamız ile alakalı olmayan, tamamen siyasileri ve bürokrasiyi savunmaya yönelik, kayyum belediyelerini öven ve siyasi içerikli) bir açıklama yapmışlardır.
‘Alakasız olmasına rağmen kayyım belediyeciliğini övdüler’
Ancak açıklamalarının içeriğine bakıldığında konu ile alakalı olmamasına rağmen kayyum belediyelerinin çalışmalarını sıralamış, ‘Siz belediyelerde 14’te 14 yaptınız ama biz de sendika yetkisinde 14’te 14’ gibi bir ifade kullanarak (ki bu yetkilerin nasıl alındığı eğitim emekçileri arasında çok net olarak bilinmektedir) ne kadar siyasi olduklarını ve sendika olmaktan ne kadar uzak olduklarını kendi ifadeleri ile ispat etmişlerdir. Valiliği övmüş, İl Müdürlüğünün ne kadar iyi çalışmalara imza attığını açıklamışlardır. Yine dillerine pelesenk ettikleri ve çıkarları için sürekli kullandıkları ‘milli, manevi, vatan, millet, din, iman’ gibi kavramlarla süslemeyi de ihmal etmemişlerdir.
Sendika olduklarını varsayarak yapmaları gerekenin eğitim emekçilerinin ekonomik, özlük ve demokratik haklarını savunmak olduğunu ve kamu kurumları ile siyasileri savunmak veya onlara avukatlık yapmak gibi bir görevlerinin olmadığını hatırlatarak, açıklamalarında çarpıttıkları birkaç konuyu netliğe kavuşturmamız gerekmektedir:
‘Haddinize değil’
Kendileri dışında herhangi bir sendikanın adını anarak ‘Üyeleri eğitim ile ilgilenmiyor’ demek kimsenin haddine değildir! Eğitim ile ilgili yaşanmış eksiklikler sendikal değil, kişiseldir. Sadece sendika adına yetkili olan kişilerin eylemleri, paylaşımları ve kullandıkları dil sendika adına yapılmış kabul edilir. Eğitim Sen üyesi idarecilerin oldukları okullarla ilgili iddialar ise tam bir iftiradır. Eğitim camiasının büyük bir çoğunluğu; üyemiz olan idareci arkadaşlarımızın görev yaptıkları okullarda eğitime, öğrenciye ve eğitim emekçilerine yaklaşım konusunda örnek olduklarını bilmektedirler. Özellikle üye sayımızın fazla olduğu bir okulun ismi verilerek, üye sayısının fazla olmasını mobbinge dayandırmak da en basit tanımıyla akıl tutulmasıdır. Öyleyse kendi üyelerinin fazla olduğu her okulda mobbing ve baskı vardır. Bu söylemlerinden yola çıkarak bir değerlendirme yaptığımızda; sendikalarında yönetici pozisyonunda olan kişilerden milli eğitimde görevlendirilip trol hesapları kullanma görevi üstlenen/verilen, sosyal medya profilini bir siyasi parti temsilcisi gibi kullanan/kullandırılan, geçmiş dönemde açıkta olan üç eğitim emekçisi ile ilgili şikayetini geri çekmek için para isteyen idareci üyelerine bakmaları gerektiğini net bir biçimde ifade etmemiz gerekir.
‘Şu sendikaya üye olursanız görevlendirmenizi yaparız’
Eğer mobbingin tanımı yapılacaksa; göreve yeni başlayan memurlara ve sözleşmeli öğretmenlere görevlerine başladıkları süreçte uygulanan baskıya, bazı ilçelerde fiili sendika temsilciği görevi üstlenen ilçe ve şube müdürlerine, görevlendirme yapılırken ‘Şu sendikaya üye olursanız görevlendirmenizi yaparız.’, ‘Şu sendikaya üye değilseniz yurt dışı görevine gidemezsiniz.’, ‘Şu sendikaya üye olursanız hakkınızdaki soruşturma daha rahat yürütülür.’ diyen kurum amirlerine bakmak gerekir.”
AÇIKLAMANIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKİ TIKLAYINIZ
1
