İpekyolu Belediyesi’nde Kayyım Sinan Aslan döneminde çalışan ve mobbinge maruz kalan Ayşe Türk, belediyeye açtığı mobbing davasını kazandı. Mobbinge maruz kaldığı, mahkeme tarafından doğrulanan ve işe iadesi istenen Türk, mahkeme kararına rağmen işe geri alınmadı.
2015 yılında İpekyolu Belediyesi’nde zabıta personeli olarak çalışmaya başlayan ve 2021 yılının Temmuz ayına kadar kesintisiz olarak çalışan Ayşe Türk’ün iş akdi FETÖ’den ihraç edilen kayyım Sinan Aslan tarafından herhangi bir nedene dayanmaksızın feshedildi.
İş akdinin feshedilmesinin hukuka aykırı olduğunu aktaran Türk, İpekyolu Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğü bünyesinde çalışırken iş koşullarında esaslı değişiklik yapılarak temizlik görevlisi olarak görevlendirilmesine karar verildiğini söylüyor. Türk, Belediye Başkanlığı’na, noter aracılığıyla İş Kanunu’nun 22’inci maddesi gereği bu pozisyonda çalışmayı kabul etmediğini ve asıl görev yerinde çalışmaya hazır olduğunu belirten ihtarname gönderdi.
‘Mobbinge maruz kaldık’
2017 yılında yapılan kayyım atamalarından sonra birçok hukuksuzluk yaşandığını aktaran Türk, “2017’de atanan kayyımla birlikte iş arkadaşlarımızın çoğu ihraç edildi. İhraç edilmeyenler de benim gibi iş tanımı dışında çalışmaya zorlandı ve mobbinge maruz kaldı. Ki bu süreç hala devam etmekte. Biliyoruz ki bölgede maalesef yönetim değişiklikleri seçimle olmamaktadır. Siyasi herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın atanmışlar eliyle yönetilen yerel yönetimler, halktan uzak, personellerinin özlük haklarını gözetmeyen bir yapıya sahip. 2019 kayyım süreci de mobbingle devam etti. Bu uzun süreçte de hepimiz mağdur olduk” diyor.
Tüm vasıflı çalışanların bu iki dönemde pasivize edildiğini aktaran Türk, 2019 yılında yapılan yerel seçimlerden sonra Eşbaşkanlık’ta sekreterya görevini üstlendiği için sistematik olarak hedef gösterildiğini belirtiyor.
‘İşime son veren kayyım, FETÖ’den ihraç edildi’
İş akdi feshedilmeden ve belediyeye ihtarname göndermeden evvel iş pozisyonunun defalarca değiştirildiğini ve son çare olarak bu yönteme başvurduğunu aktaran Türk, “Çalışma birimim sürekli değiştirilmesine rağmen istifa etmeyerek işime devam etmeye çalıştım. Üniversite mezuniyetimin yanı sıra pilates eğitmeni olmam sebebiyle belediye bünyesinde Gençlik ve Spor Müdürlüğü’nde görevlendirmem yapıldı. Sporcu kişiliğime rağmen görevlendirildiğim spor salonunda geri hizmette çalıştırılmaya zorlandım. Zaten mücadele sürecim tam olarak burada başladı” diyor.
“İşime son veren Kayyım Sinan Aslan, bir sonraki yıl aynı tarihte FETÖ’den ihraç edildi” diyen Türk, bu süreçte çok zorlandığını ifade ediyor. İş akdinin feshinden sonra mahkemeye başvuran Türk’ün, bir yıl sonra lehine karar verilerek mahkeme işe iadesine karar verdi. İdarenin bu karara itiraz etmesi üzerine istinafta görülen mahkemede de aynı karar çıktı. Fakat Türk, bu karara rağmen de işe alınmadı.
‘Kendimi ifade etmekte zorlandım’
Bu süreçte maddi ve manevi olarak yıprandığını belirten Türk, “Bu süreçte maddi olarak zorlandığım kadar manevi olarak da çöküş yaşadım. Planlamadığım bir ekonomik süreçti. Kredilerim ve destek olmam gereken bir ailem vardı. Tabii iş bulma sürecim de kolay olmadı. 8 yıllık belediye tecrübemden sonra özel sektörde iş bulmakta zorlandım. İşten ayrılma sürecinde toplumsal baskıyı da üzerimde sonuna kadar hissettim. Her ne kadar siyasi saiklerle işime son verilmiş olsa da sosyal hayatımda toplumsal baskıyı sonuna kadar yaşadım. Bu yaşadığım süreç, benim iş hayatımdaki başarım ya da başarısızlığımdan kaynaklı olmasa bile kendimi ifade etme noktasında eksiklikler yaşadım” diye kaydediyor.
Mağduriyet giderilmedi
Mahkeme kararının ardından Türk’ün işe alınması için belediye ile görüştüklerini aktaran Avukat Cihat Durmaz, “Yaptığımız görüşmede Ayşe ile çalışmak istemediklerini belirterek tazminatının verilmesine karar verdiler. İşçiyle çalışmama gibi bir hakları var fakat Ayşe iki yıldır işsiz. İşe iade davalarında davayı kazanmanız durumunda size sadece dört aylık bir tazminat veriyorlar. Bu süreç içerisinde bütün mağduriyet sadece buna denk geliyor. Karşı taraf mahkeme kararını uygulamadığında ise bu tazminat sekiz aylık oluyor, ama bu da bu mağduriyeti telafi etmeye yetmiyor. Ki hukuken işe iade davalarının dört ay içerisinde bitmesi gerekiyor, ama bu mahkemeler o kadar uzun sürüyor ki bazen bir yılı buluyor. Biz artık kıdem tazminatı için hukuki sürecimizi sürdürüyoruz” diye konuşuyor.
‘Hukuki değil siyasi bir yaklaşım’
Durmaz, “Bu hukuki bir yaklaşım değil siyasi bir yaklaşımdır. Bu uygulamaların temel nedeni işçiyi yıpratmaktır. İşçiye yönelik böylesi onur kırıcı hareketlerde bulunmalarının nedeni ise işçiyi, işi bırakmaya zorlamaktır. Ayşe’nin durumu da böyleydi. İdarenin size verdiği işi kabul etmediğiniz sürece böylesi durumlarla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. İşçi istifa etmediği sürece de mobbing devam ediyor” diyor.
Serhat News