‘Hedefe konulması gereken Müslümanlar değil hükümetin kendisidir’

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tarikat ve cemaatlerde yaşanan istismar olaylarını değerlendiren HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve PİA Genel Başkan Yardımcısı Menice Gülmez, yaşanan olayların kabul edilemez olduğunu ve bu olayların üstünün örtülmesinin daha vahim sonuçlara neden olabileceğini söyledi.

İsmailağa Cemaati‘ne bağlı Hiranur Vakfı Onursal Başkanı Yusuf Ziya Gümüşel‘in, kızını 6 yaşında “evlendirdiğini” ve 13 yaşında nişan yaptığını kanıtlayan fotoğrafların ortaya çıkması üzerine tarikat ve cemaatlerde yaşanan istismar olayları tekrar gündeme geldi.

‘Hedefe konulması gereken Müslümanlar değil hükümetin kendisidir’ - hiranur vakfi

H.K.G.’nin ailesi tarafından 6 yaşında iken Kadir İstekli’nin evine gönderildiği sırada cinsel istismara uğradığını, 13 yaşında nişanlandığını, 14 yaşında doktora gittiğinde durumun ortaya çıkması üzerine 17 yaşında olduğu söylendi. Kemik tespiti için yerine bir başka kadının tahlillerinin konulmasıyla 21 yaşında olduğuna dair sahte belge hazırlandığı açığa çıktı. 17 yaşında anne olan H.K.G. 18 yaşına geldiğinde resmi olarak evlendirildi. Daha sonra kadın örgütleriyle irtibata geçen H.K.G. evden ayrıldı ve ailesine karşı dava açtı. Bu olaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ömer Faruk Gergerlioğlu, hem ailenin hem de bakanlığın bu olayın üstünü örtmesinin vahim bir husus olduğunu söylerken, Menice Gülmez ise suçlunun devlet olduğunu söylüyor.

‘Bu olaylar çok sık yaşanıyor’

PİA Genel Başkan Yardımcısı Menice Gülmez, H. K.G.’nin yaşadığı olayın evlilik değil tecavüz olduğunu söylüyor. Gülmez, “6 yaşındaki bir kız çocuğunun evlendirilmesi ve bunun İslami bir kılıfla yapılması olayın vahametini arttırıyor. Burada kız çocuğunun hayatına müdahalenin çirkinliği kadar İslam’a olan müdahalede çok çirkindir” diyor. Gülmez, bu olayların çok sık yaşandığını söyleyerek, bunun cemaatler içerisinde olmasının ise çok daha vahim olduğunu vurguluyor. Gülmez, insanların cemaatleri güvenli yerler olarak gördüğünü belirtiyor. Cemaatlerin yaptığının kişinin hürriyetine müdahale olduğu kadar İslam’a da zarar verdiğini savunuyor Gülmez.

‘Hedefe konulması gereken Müslümanlar değil hükümetin kendisidir’ - istismar tarikat degerlendirme 2
PİA Genel Başkan Yardımcısı Menice Gülmez

‘Her şeyi İslam’a bağlamak doğru değil’

Peygamberin 9 yaşında bir çocukla evlendiği bilgisinin doğru olup olmadığının sorgulanması gerektiğini belirten Gülmez, “Bu bilgi, erkek zihniyeti olan tarihçilerin ve tefsircilerin ortaya koyduğu bir şeydir” diyor. Gülmez, peygamberin ya da peygamberlerin o zaman yaptıkları her şeyi İslam’a bağlamanın doğru olmadığını da vurguluyor. Aynı zamanda bunun bir Arap kültürü veya bir gelenek olabileceğini de söylüyor. Gülmez, bunu günümüze taşımanın doğru bir şey olmadığını ve 6 veya 8 yaşındaki kız-erkek çocuklarının evlendirilmesini doğru bulmadığını söylüyor.

‘Suçlu devlettir’

Gülmez, bu tür olayları devletin örttüğünü bu yüzden devletin suçlu olduğunu söylüyor. Gülmez, “Gerekli olan müdahaleyi yapmayan, cezayı uygulamayan ve disiplini korumayan sistemler ve hükümetler suçludur” diye vurguluyor. Bu olayın 2020 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na intikal ettiğini ve o tarihten itibaren bir müdahalenin olmadığını söylüyor. Gülmez, hükümetin bunu büyük bir propaganda aracı yapacağını söyleyerek, “Maalesef küçücük kızın bedeni üzerinden siyasi bir rant devşirmeye çalışacaktır hükümet. Örneğin Ensar Vakfı’nda bu yapıldı ve örtüldü. Bu hükümetin suçudur. Dolayısıyla bu konuda hükümeti hedef almak gerekir” diyor.

‘Hedefe konulması gereken Müslümanlar değil hükümetin kendisidir’ - hiranur vakfi ziya gumesl

Gülmez, hedefe konulması gerekenlerin Müslümanlar değil hedefe konulması gerekenin bunlara kayıtsız kalan, örten, koruyan hükümetin olduğunu söylüyor.

‘Olayın üstünün örtülmesi olayın vahametini arttıran hususlar’    

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da, 6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesinin hem dini açıdan hem de insani açıdan kabul edilebilir bir durum olmadığını söylüyor. Bunu korkunç bir olay olarak tanımlayan Gergerlioğlu, “Ailenin bunu örtmesi, kadının çaresiz kalması, üstüne bakanlığın iki yıl boyunca konunun üstünü örtmesi olayın vahametini daha da arttıran hususlar” diyor. Bu tür durumlarla mücadele edilmesi gerektiğini belirtiyor. Gergerlioğlu, “Kadının okuma yazmasının dahi olmaması ve daha sonra öğrenmesi ve yıllarca buna sessiz kalması. Ardından evi terk edip bir sığınma evine sığınması kadınların uğradığı ihlallerin vahameti açısından çok üzücü” diyor.

‘Hedefe konulması gereken Müslümanlar değil hükümetin kendisidir’ - istismar tarikat degerlendirme 1
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu

Tarikat ve cemaat yapılarının İslami düşüncelerle kurulduğunu söyleyen Gergerlioğlu, tarikat ve cemaat yapılarının içinde birçok bidat ve hurafenin yer aldığını vurguluyor. Bu tür anlayışlarla kurulan yapıların içinde; bidatler, hurafeler, mevzu bahis hadisler vb. birçok husus olduğu için bu tür yanlışlara, bu tür skandal olaylara zemin hazırlayabildiğini de aktarıyor. Ve herkesin kendi bildiği İslami anlayıştan hareketle tarikat ve cemaatler kurduğunu söylüyor.

‘Dini gelenekleştirmişler’

Gergerlioğlu, rasyonel İslami düşüncenin eleğinden geçmemiş bir anlayışı yoğun bir şekilde eleştirdiğini belirterek, “Ve maalesef bu anlayışların bir tezahürü olarak kurulmuş durumda” diyor. Gerçek İslamiyet tartışmaları ile ilgili ise şunları aktarıyor Gergerlioğlu: “Kuran ve sünnette belirlenendir gerçek İslamiyet. Gerçek İslamiyet; zulme, cahiliyeye, sömürüye karşı çıkmaktır. Peygamberlerin mücadelelerinde de; zulme, sömürüye, kadınların ezilmesine, köleleştirme çabalarına yönelik reaksiyonlar en ön plandadır. Bulundukları yüzyılda en önemlisi zorbalaşan güçlere karşı mücadele etmeleridir.”  

Peygamberlerin toplumdan ayrılmasından sonra genel olarak eski geleneklere, cahiliye adetlerine dönüş olduğunu ifade ediyor Gergerlioğlu. “Ve dini gelenekleştirmişlerdir. Gelenek din olunca iş çığırından çıkar, din de gelenek olunca iş çığırından çıkar. Gerçek anlam özünden sapar” diye belirtiyor. Bu sürecin temelindeki meseleleri anlamak için İslam tarihini, tefsiri ayrıntılı bir şekilde araştırmak ve toplumların belli bir statüko ve geleneğe nasıl saplandığı noktasında biraz araştırma yapmak gerektiğini söylüyor Gergerlioğlu.  Gergerlioğlu, bu tür olayların yaşandığı yapıların, İslami bir anlayıştan ziyade geleneklerle karartılmış, bulaştırılmış, bulandırılmış, kararmış bir anlayış olduğunu söylüyor.

‘Hedefe konulması gereken Müslümanlar değil hükümetin kendisidir’ - hiranur vakfi

‘Son yüzyılda kadın hareketleri daha etkili duruma geldi’

Peygamberin küçük yaşta Aişe ile evlendirildiği yönünde rivayetler olduğunu fakat bunların kuvvetli rivayetler olmadığını söylüyor Gergerlioğlu. Bu rivayetlere inanmadığını söyleyen Gergerlioğlu, “Hz. Peygamber tüm hayatı boyunca örnek, güvenilir, emin bir insan oldu. Ve tüm toplum onu, bu yönüyle çok net bir şekilde tanıdı. Uzun yıllar boyunca da önemli idealist bir mücadele sergiledi. Bir kadınla buluğ çağına erişmeden birlikte olmadığını düşünüyorum” diyor. Yaptığı araştırmaların da bu yönde olduğunu ekliyor.

Gergerlioğlu, kadının tarih boyunca ezildiğini ve son yüzyılda kadın hareketlerinin daha etkili bir duruma geldiğini söylüyor. Kadınların önemli bir mücadele içerisinde olduğunu ve kadınların ikinci üçüncü sınıf insan olmaktan kurtulması için almaları gereken çok mesafenin, vermeleri gereken çok mücadelenin olduğunu belirtiyor Gergerlioğlu. Gergerlioğlu, kadınların, İslam toplumlarında yoğun bir şekilde haksızlıklar yaşadıklarını belirtiyor. Gergerlioğlu, kadın erkek eşitliğinin gerçekleştirildiği bir toplumsal yapıya kavuşmadan, geleneklerin kadınları ezdiği anlayışlardan kurtulmadan bir yere varabilmenin mümkün olmadığını söylüyor.

‘Din yanlış yorumların boyunduruğu altında kalırsa bir afyona dönebilir’

Gergerlioğlu, tarikat ve cemaatleri çok eleştirmiş, aynı zamanda bu yapıların dışlamasına çok uğramış bir insan olduğunu söylüyor ve “Fakat tarikat ve cemaatlerdeki yanlışlar, bidatler, hurafelerin giderilmesi, tarikat ve cemaatlerin kapısına kilit vurmakla olmaz” diyor. Bütün bunların rasyonel bir şekilde değerlendirilmesi, İslam tarihi, tefsir çalışmaları ve âlimlerin tarikat ve cemaatlere yönelen insanların eğitmesiyle değişebileceğini aktarıyor. “Şurayı burayı kapatalım gibi önlemleri doğru bulmuyorum. Bunun bir toplumsal, sosyolojik mesele olduğunu düşünüyorum” diye ekliyor.

Zulme, sömürüye boyun eğen ve buna çağıranların, bu geleneksel çevreler ve yönetici elitin olduğunu ifade eden Gergerlioğlu, “Zalim idarecilerin kullandığı kesimler, bu kesimlerdir. Din bu tür yanlış yorumların boyunduruğu altında kalırsa bir afyona dönebilir” diyor.

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
‘Hedefe konulması gereken Müslümanlar değil hükümetin kendisidir’

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir