İnsan Hakları Derneği (İHD) Iğdır İl Temsilciliği bugün yaptığı basın açıklamasıyla, hak savunucusu ve siyasetçi Vedat Aydın’ın ölümünün 32. Yıldönümü öncesinde adalet talebini yineledi.
Açıklamada, “Vedat Aydın’ın insani değerlere bağlı mücadeleci tarzı ve kişiliği, aradan geçen 32 yıla rağmen insan hakları değerlerinin tanınması ve hukukun üstünlüğünü sağlama mücadelemizde bize güç veriyor. Vedat Aydın’ı ve cenaze törenine katılıp çıkan olaylarda yaşamını yitiren yurttaşları saygıyla anıyoruz” denildi.
İHD Iğdır Temsilcisi Musa Filizkıran’ın okuduğu basın açıklamasında şunlara dikkat çekildi:
“Kamuoyu Vedat Aydın’ın adını 28 Ekim 1990 tarihindeki İHD 3. Olağan Genel Kurulu’nda Kürtçe konuştuğu için tutuklanmasıyla duydu…
1990 yılında İHD Diyarbakır Şube Başkanı seçilen Vedat Aydın, İHD Genel Kurulu’nda Kürtçe konuşma yaptığı sırada, konuşmayı Türkçeye çeviren Avukat Ahmet Zeki Okçuoğlu ve Mustafa Özer ile birlikte gözaltına alındı. Günlerce süren sorgulamanın ardından tutuklandı.
Tutuklu yargılanan Aydın, 19 Aralık 1990’da ilk duruşmada da Kürtçe ifade verdi ve beraat etti.
Vedat Aydın, 1991 yılı Haziran ayında HEP Diyarbakır İl Başkanı seçildi. Aydın, 5 Temmuz 1991 tarihinde kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından “ifadesinin alınacağı” gerekçesiyle evinden gözaltına alındı.
Ailesinin ve avukatlarının girişimlerine karşın gözaltına alındığı kabul edilmedi. 7 Temmuz 1991 tarihinde Elâzığ’ın Maden ilçesi yakınlarında bir köprü altında cesedi bulundu. Aydın’ın işkence yapılarak öldürüldüğü belirlendi.
10 Temmuz 1991’de Diyarbakır’da yapılan cenaze törenine katılan on binlerce insanın üzerine ateş açıldı. Resmî açıklamaya göre üç kişi (dönemin Diyarbakır Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Hanefi Avcı’nın açıklamalarına göre 23 kişi) hayatını kaybetti, aralarında milletvekilleri ve gazetecilerin de bulunduğu yüzlerce kişi yaralandı.
İtiraflarıyla gündeme gelen JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan’ın 2000’li yıllarda Aydın cinayeti konusunda verdiği bilgilere rağmen faillerin kimliği “tespit edilmedi”. 2021 yılında ise Vedat Aydın cinayet soruşturması zamanaşımı gerekçesiyle kapatıldı.
Vedat Aydın’ın öldürülmesinden tam bir yıl sonra, Kürt aydını, gazeteci Musa Anter yine aynı odaklar tarafından katledildi.
Vedat Aydın ve Musa Anter cinayetlerini izleyen 90’lı yıllar, zorla kaybetmelerin, “faili meçhul” cinayetlerin yoğunlaştığı karanlık yıllar olarak anılıyor. Kaybedilen binlerce insanın akıbeti hala meçhul; “faili meçhul” cinayetlere kurban giden binlerce kişinin cesetleri ise bugün bölge coğrafyasına yayılmış toplu mezarlardan çıkıyor. Soruşturma ve dava dosyaları, zaman aşımı süresinin dolması için adliye raflarında adeta çürümeye bırakılıyor.
İHD olarak, Vedat Aydın’ın insan hakları ve özgürlükler temelinde yürüttüğü demokratik ve siyasi mücadele nedeniyle devlet içerisinde organize olmuş karanlık yapılar tarafından hedef alındığını söylüyoruz, söyledik… Yıllar sonra bu yapıların deşifre olması ve faillerin itirafları bunu doğruladı. Tekrar ediyoruz: Failler meçhul değil, bellidir…
Binlerce insanın zorla kaybedildiği, akıbetlerinin henüz ortaya çıkarılmadığı, olayların gerektiği gibi soruşturulmadığı bir ülkede, insan haklarından ve hukuktan bahsedilemez.
Kürt sorununun demokratik yollardan çözümünün ve Kürt halkının demokratik taleplerinin ret ve inkarına dayalı politikalar sonucu Vedat Aydın ve sonrasında binlerce insan ne yazık ki hayatlarını kaybetmiş ve toplumsal barış ciddi anlamda zarar görmüştür.”
“Hakikat ve adalet komisyonları kurulmalı”
İHD açıklamasında, taleplerini şöyle sıraladı:
*Yargı organlarında cezasızlığın yaygınlaşmış hali artık son bulmalıdır.
*Soruşturma ve davalar etkin bir şekilde yürütülmeli, işkence ve insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zamanaşımı kaldırılmalıdır.
*Adaletin tesisi için failler yargı önüne mutlaka çıkarılmalı ve hak ettiği cezaya çarptırılmalıdır.
*Kürt sorununun demokratik yollardan çözümüne ve toplumsal barışın inşa edilmesine imkân verecek politikalara dönülmeli, “Hakikat ve adalet komisyonları” kurularak geçmişle yüzleşme süreçleri başlatılmalıdır.”(Iğdır Doğuş)
Serhat News