Eczacılar, ilaç yoklarının arttığını, stokların tükendiğini ve şu anda ilaçların dörtte birinin piyasada olmadığını vurguluyor.
Kış mevsiminin etkisiyle başlayan salgın döneminin yaşandığı şu günlerde eczacılar pek çok ilacı bulamadıklarını ifade ediyor. İlaç krizinin giderek derinleştiğini söyleyen Eczacı Bilal Tarcan, şu an ilaç stoklarının tükendiğini ifade ediyor. Tarcan, genelde ithal ilaçlara ulaşamadıklarını söylüyor. Bunun yanında yerli ilaçlarda da sıkıntı yaşadıklarını da ifade eden Tarcan, “Şöyle bir iddia var; firmalar eczanelere ürünü satıp daha sonra eczaneler üzerinden geri çekip yurtdışına gönderiyor. Artık o düzeye geldik” diyor.
‘Hastalarla karşı karşıya geliyoruz’
Eczanelerdeki ilaç sıkıntılarının döviz kurundan kaynaklandığını Bilal Tarcan, şu anki kurun 20 TL’ye yaklaştığını bunun hammadde alımını etkilediğini belirtiyor. İlaç yoklarından kaynaklı hastalarla karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Tarcan, “Biz hastaya yok deyince sanki biz ilacı stokluyormuşuz gibi görünüyor” diyor. İlaçlara yapılan zamların çözüm olmadığını aktaran Tarcan, “Zammın oranı da çok önemli. Zam geliyor, ama diğer giderlerimize; kira, fatura gibi gelen zamlar da yüzde 150, yüzde 200. Sadece eczanelerde değil firmalarda ve sanayide de aynı şey oluyor; ambalaj, şişeye çok fazla zam geliyor” diye belirtiyor.
‘Şu anki stoklarımız tükendi’
Şu an mevcut ilaç stoklarının tükendiğini belirten Tarcan, “Stoklar bitiyor. Bir daha alamıyoruz. Bir ay önceden firmadan ilaç istememiz gerekiyor” diye vurguluyor. Stoklarında çocuk ateş düşürücüleri ve antibiyotiklerin olmadığını söyleyen Tarcan, zaman zaman doktorlara müdahale ettiklerini vurguluyor. Tarcan yaşadıklarını şu şekilde özetliyor: “Diyoruz ki, bizde bu ürünler kalmadı yazmayın. Doktor başka bir ilaç yazıyor, bu sefer hastalarda alerji gelişiyor. Bu ciddi bir sağlık sorununa yol açıyor. Ya da o ilaç olmadığı için muadilini yazıyor doktor, fiyat farkı çıkınca hastayla karşı karşıya kalıyoruz” diyor.
‘İlaç bulunmaması stresi ve gerginliği artırıyor’
Şu anki salgının ilaç yoklarıyla biraz daha yayıldığını vurguluyor Tarcan. Aynı zamanda hastanın eczaneleri gezip ilaç bulamadığını bu yüzden gergin, stresli olduğunu ve bu durumun kendilerine yansıdığını söylüyor. “Sağlıkta şiddeti, biz eczacılar da yaşamış oluyoruz. İlaç yokları arttıkça sağlıkta şiddet olayları da artıyor” diyor kaygıyla.
‘İlaçların dörtte biri yok piyasada’
Van Bitlis Hakkari Eczacılar Odası Genel Sekreteri Ersin Karaman da, kış mevsimiyle beraber salgın döneminin başladığını ve halk sağlığının en iyi şekilde korunması gereken bir dönemde ilaçların dörtte birinin piyasada olmadığını söylüyor endişeyle. Bunların içerisinde hiçbir zaman yoka girmeyen çocuk ateş düşürücüleri, antibiyotikler, ishal ve kusmada kullanılan ilaçların olmadığını vurguluyor. Aynı zamanda kronik hastalıklarda kullanılan ilaçların çoğunun da şu an piyasada olmadığını da ekliyor. “Aslında şu mevsimde, salgında kullanılacak hiçbir ilaç yok” diyor Karaman.
‘Firmalar ilaç göndermiyor’
Karaman, bütün eczacıların belli bir stokunun olduğunu ve mevcut stokların tükenmek üzere olduğunu hatta çoğu eczanenin stokunun tükendiğini söylüyor. Firmaların ilaç göndermediğini, depolarda ilaç olmadığını söyleyen Karaman, bundan vatandaşın etkilendiğini ve eczacıların bir çıkmaza girdiğini belirtiyor. Karaman, “Aynı firma, aynı ilacı Türkiye’ye 40’a veriyor, diğer tarafa 200’e veriyor. Çünkü firma, Türk firması değil. Yerli ilaç firmamız çok az. Hep dışarıdan ithal ediyoruz. Dışa bağımlıyız bu konuda. Dışarıdaki firmalarda kurdan dolayı sınırlı sayıda ilaç veriyor” diyor.
Karaman, ikinci nedenin ise ilaç zamları olduğunu belirtiyor. Türkiye’de her yıl Şubat ayında ilaç zammı olduğunu belirten Karaman, “Fakat şu an Türkiye’deki enflasyon ortada. Geçen yıl Şubat ayında yapılan zammın etkisi iki ay sonra görüldü, firmalar zarar etmeye başladı. Böyle olunca firmalar üreteceğinden çok daha az ilaç üretiyor ve bir sonraki zammı bekliyorlar” diye kaydediyor.
‘İFK vatandaşı mağdur etmeyecek şekilde güncellenmeli’
Kış olduğu için çocuk ateş düşürücülerinin, antibiyotiklerin, kronik ilaçların acilen bulunması gerektiğini belirten Karaman, “Bunun için; İFK (İlaç Fiyat Kararnamesi) vatandaşı mağdur etmeyecek şekilde, ilaçları yoka düşürmeyecek şekilde güncellenmeli. İlaç zam oranları, günün koşullarına göre belirlenmeli. Beş ay önceden zam yapacağım derlerse olmaz. Böyle olunca firmalar o zamma endekslenip ilaçları son iki üç ay hiç piyasaya sürmezler” diyerek çözüm önerilerini sıralıyor.
Karaman son olarak, bu haliyle giderse ilaca erişimin daha da zorlaşacağını vurguluyor. Giderlerin giderek katlandığını ve yerli üretimin çok az olduğunu vurgulayan Karaman, halk sağlığının tehdit altında olduğunu söylüyor.
Serhat News