Dünya’nın en büyük sodalı, Türkiye’nin de en büyük gölü konumunda olan Van Gölü’nün kıyıları işgal altında. Kıyı mevzuatının hiçe sayıldığı kıyının sıfır noktasında yapılan kafe ve benzeri işletmeler, gölün dokusuna zarar verdiği gibi kirlilik yaratmakta da önemli bir etken.
Van Gölü son yıllarda yaşanan kuraklık nedeniyle ciddi bir çekilme yaşıyor ve her gün evsel ve kanalizasyon atıklarıyla kirletiliyor. Kıyı şeridi inşa edilen yapılardan kaynaklı da neredeyse kullanılamaz hale getirildi. Gölün etrafında Van, Muradiye, Erciş, Adilcevaz, Ahlat, Tatvan, Gevaş ve Edremit gibi nüfusu fazla olan yerleşim yerleri bulunuyor. Bu yerleşim alanlarının kanalizasyonlarının tamamı Van Gölü’ne akıyor. Aynı zamanda kıyılarda yapılan yapılaşmaların her geçen gün artması, gölün daha çok kirlenmesine yol açıyor.ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık gölün kirliliği ve kullanım biçimini değerlendirirken, “Bugün vali olmak üzere bütün resmî kurumlar savcılar, hakimler, kanun koruyucular, kanun uygulayıcılar hepsi denizi işgal etmişler” diyor.
3621 numaralı kıyı kanunu çiğneniyor
Kıyı mevzuatına göre dalganın vurduğu ilk 50 metreden önce hiçbir yapılaşmanın yapılmayacağına vurgu yapılsa da yaşanan manzara mevzuatın dikkate alınmadığını açıklıyor. 3621 numaralı kıyı kanunun altıncı maddesinde: “Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Kıyılarda, kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz; kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez. Kıyılara moloz, toprak, cüruf, çöp gibi kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez” ifadelerine dikkat çekiyor. Ancak Van Gölü’nün çevre kıyılarında yönetmeliğin aksine göre hareket ediliyor.
Gölün dibinde çöp aktarma tesisi
Muradiye İlçesi Karahan Mahallesinde yapılan çöp aktarma tesisi, Erciş, Muradiye ve Çaldıran ilçelerinin çöp toplama noktası olacak. Van Gölü’nün sıfır denilebilecek noktasında yapılan çöp toplama merkezinin çevresinde tarımsal alanların ve yerleşim alanlarının olması mevzuatın ihlal edildiği gerçeğini açığa çıkarıyor.
Belediyenin molozları göle dökülüyor
Erciş ilçesi Kasmabağı-Gölağzı mahallesindeki kıyılar molozlarla dolduruluyor. Kıyı kanunu aynı zamanda Hafriyat Yönetmeliğinin ihlal edilerek yaşanan kirliğe göz yumuluyor. Görüntü kirliliği yaratan hafriyat atıklarının çoğunlukla asfalt atıkları olması Van Gölü’ndeki canlılara büyük zararlar veriyor.
‘Sular bütün canlıların ortak alanıdır’
Van Gölü’nde yaşanan kirliliğe karşı bu güne kadar verdiği mücadelelerle tanınan ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık, kıyıların ve suların korunmasına yönelik uluslararası kararlar alındığını ifade ederek Türkiye’nin de bu kanunu kabul ettiğini dile getiriyor. Kalçık kanunda yer alan maddeleri şu ifadelerle aktarıyor: “1971 yılında Rio De Janeiro’da uluslararası bir karar alınıyor ve kıyı koruma kanunu adı altında bütün suların korunması uluslararası bir hukukla bir karara bağlanılıyor. Deniliyor ki,‘sular bütün canlıların ortak alanıdır. Hiç kimse hiçbir güç tarafından işgal edilemez el konulamaz.’ Böyle bir karar alınıyor. Bu karar da Türkiye’de 3621 sayılı kıyı kanununa çevriliyor. O iç kanunda der ki, savaş koşulunda dahil olsa kıyı kenarlarında sosyal tesis kuramazsın. Bir tarlan olduğunu düşün denize sıfır noktada. Sen o tarlanın sahibisin ama ilk 100 maddesini bütün canlılara bütün insanlara açıktır. Sen asla bunun etrafına tel engel çit moloz yapamazsın.”
‘Üniversiteden devlet su işlerine kadar herkes Van Gölü kıyısında’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde Van’ı ziyaret ettiği sırada göl kıyısında yapılan yapıları kast ederek, ‘Neredeyse gölün içine girecekler’ ifadeleriyle kıyı kanunun nasıl ihlal edildiğine dikkat çektiğini dile getiren Kalçık, dün yapılan eleştirinin unutulduğunu hatırlatıyor: “Bu şimdiki cumhurbaşkanının o günkü başbakanın söylediği söz. Ama şimdi gelişmelere bakıyorsun özellikle Karadeniz’de hızını alamadılar. Denizin üzerine alışveriş merkezleri, havaalanları yaptılar. Böylesi bir vahşete imza attılar. Şimdi genelde tüm Türkiye’deki denizin, suyun, gölün olduğu her yeri işgal ettiler özellikle resmî kurumlar kanun koruyucular tarafından kıyı kenarları işgal edilmiş, İn köyünden çıkıp geldiğimizde ta üniversiteye kadar. Üniversite, arıtma tesisleri, hava meydanları, emniyet, adliye, belediye, jandarma, karayolları, spor gençlik, il müdür, devlet su işleri, devlet tarafından işgal edilmiş. Sahiller tamamen işgal altına alınmış. Tel engellerle örülmüş.
‘Kanun koyucular Vangölü’nü işgal etmiş’
Kalçık, Van’daki yüksek rütbeli isimlerin göl kenarına yaptırdıkları mülklerle alan işgal ettiklerini, Van Valisi’nin göl kenarına yazlık inşa ettirdiğini belirtiyor. Yurttaşların girişlerine izin verilmeyen alanlar olduğuna da dikkat çeken Kalçık, “Oysa kanun 3621 sayılı yasa der ki ‘herkese açıktır senin tarlan dahi olsa ilk 50 metresine asla ve katiyen hiçbir şey yapamazsın.’ Sondaki 50 metresi günübirlik domates satarsın salatalık satarsın…o tür bir ticaret yaparsın. Şimdi Van Gölü çekildiği nokta değil en son vurduğu nokta.Bugün vali olmak üzere bütün resmî kurumlar savcılar, hakimler, kanun koruyucular, kanun uygulayıcılar hepsi denizi işgal etmişler.”
Kıyı çizgisi nedir?
Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında, suyun kara parçasına değdiği noktaların birleşmesinden oluşan meteorolojik olaylara göre değişen doğal çizgidir.
Tabii ve suni göllerde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce belirlenen maksimum su kotu kıyı çizgisini belirler.
Kıyı Kenar Çizgisi ne anlama gelir?
Deniz, tabii ve suni göl ve akarsuların, alçak-basık kıyı özelliği gösteren kesimlerinde kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturduğu kumsal ve kıyı kumullarından oluşan kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık benzeri alanların doğal sınırı; dar-yüksek kıyı özelliği gösteren kesimlerinde ise, şev ya da falezin üst sınırıdır.
haber: İdris Yılmaz
(ro)