Son yıllarda düzenli olarak göç veren ve ekonomisi her geçen gün gerileyen Ağrı, istihdam, ulaşım, alt yapı, tarım, hayvancılık, sağlık hizmetleri alanında çeşitli problemler yaşıyor. Tüm bu sorunların gölgesinde halk seçimi tartışıyor.
Ağrı halkı, uzun zamandır kademeli olarak önce köyden kente, daha sonra batı metropollerine göç ediyor. Öyle ki kentin nüfusu, bir önceki yıla göre yüzde 10,791 azalmış durumda. Ancak son yıllarda bu göçün güzergahı değişti. Artık Ağrılı gençlerin yeni şaşmayan güzergahı Avrupa ülkeleri, Kanada veya Amerika. Hatta bu göç serüveni kent sakinleri için bir geleneğe evirildi ve son iki yılda otuz bini aşkın genç ülkeyi terk ederek Amerika veya Kanada’ya göç etti. Bu sayı kentin Hamur veya Tutak gibi ilçelerin nüfusundan fazlasına denk geliyor.
Umutsuz gençlerin yeni rotası: Kanada veya Amerika
Kentte 18 yaşını dolduran gençlerin yapmaya koyulduğu ilk şey, yurt dışına gitmek için gerekli evrakları toplamak. Konuştuğumuz bir genç, Fransa’ya gitmek için hazırlık yaptığını söylüyor. Okula devam edemediğini belirten genç, ailesini geçindirmek için buna mecbur olduğunu dile getiriyor. Birçok akrabasının daha önce gittiğini söyleyen genç, kendisinin de onların yanına gideceğini ekliyor.
Kentin en işlek bölgesi olan Cumhuriyet Caddesi dışında genç görmek oldukça zor. Sohbet ettiğimiz her gencin gözlerinde derin bir umutsuzluk görmek mümkün. Konuştuğumuz bir başka genç, kentin uzun yıllardır bu kötü kaderi yaşadığını söylüyor. Şu sözleri kullanıyor: “Ağrı, eskiden beri fakir. Son iki yıldır kimse geçimini sağlayamıyor. Ağrı’da genç kalmadı. Kardeşim de şu an Amerika’da. Bu saatten sonra da düzelmez, ne yapsan boş. Biz de salıverdik, hiçbir şey ile uğraşmıyoruz.”
Yurtdışına gitmek için uğrak iki yer: Tefeciler ve Paravan şirketler
Yurt dışına gitmek isteyen gençler, gitmek için borç para aldıkları bilgisini veriyor. Kimi aileler çocuklarını göndermek için araç, arazi, hayvan ellerinde ne varsa satmaya çalışıyor. Yetmeyince de kentte bir sektöre dönüşen tefecilere başvuruyor. Tefecilerden para alan gençler veya aileleri, belirledikleri vade geldiğinde çok daha fazlasını ödemek zorunda kalıyorlar. Dile getirilen bir başka iddia ise yurtdışına insan göndermek için kurulan paravan şirketler. Ağrılı bir yurttaş tam da bu konuda konuşuyor ve şu sözlere yer veriyor: “Sadece bizim ailede yüzün üzerinde genç gitti. Paravan şirketler kuruluyor ve 10-15 bin dolar para alıyor kişi başına, herkes de bunu biliyor. İlkbahardan bu yana yüz bine yakın insan gitti. Tefecilerden para alarak gidiyorlar. Gidip otellerde kalanlar da var, perişan olanlar da.”
Gençler kadar esnaf da dertli. Birçok esnaf batmanın eşiğinde olduğunu söylüyor. Hatta kentin işlek caddelerinde kepenk indirmiş dükkân veya işyerleri göze çarpıyor. Züccaciye dükkânının önde öğle güneşinin altında bekleyen bir esnafa doğru gidiyoruz. Kentin ekonomisini sorduğumuz anda, “Ne diyeyim” diyerek önce sözümüzü kesiyor sonra anlatmaya başlıyor: “Öğleyi geçmiş hala siftah yapamamışız. Herkes aynı durumda. Ağrı’da iş imkânı bitti. Türkiye’nin ekonomisi güzel diyorlar, hâlbuki sıfır. Batmışız, vallahi batmışız.”
Ağrı bu dar boğazdan nasıl kurtulur?
Peki son yıllara kadar ülkenin et ve süt piyasasını belirleyen kentlerden olan Ağrı, bu sıkışmışlıktan nasıl kurtulur? Herkesin sorduğu ve muhatap aradığı soru bu. Biz de aynı soruyu önce esnafa sonra da kentteki ilgili STK temsilcilerine sorduk. Kent sakinlerinin işaret ettiği temel konu son yıllarda neredeyse bitme noktasına gelen hayvancılık. Herkes köylerin boşaldığını, arazilerin ekilmemekten çoraklaştığını, yayla ve meraların terk edildiğini hatırlatıyor.
Görüşünü sorduğumuz Ağrı Girişimci Sanayici İş Adamları Derneği Başkanı Mehmet Akbaş, hayvancılık dışında kentin diğer potansiyellerine değiniyor ve şöyle devam ediyor: “Tabi ki Ağrı’nın potansiyeli var. İklimsel sorunları var ama Rusya’nın da var ve orası gelişebiliyor. Bu dinamikleri ortaya çıkarabilmemiz için bir planlamanın olması gerekiyor. Kalkınma programlarının uygulanması gerekiyor. Devletin kendine göre bir yatırım, bir teşvik veya eğitim programı olmalı. Ağrı’nın turizm potansiyeli var veya inanç ve kış turizmi potansiyeli.”
Kentten köye dönüşleri sağlamak ve insanları üretime teşvik etmek için bazı çalışmalar yapılsa da bunlar devasa bu sorunu ortadan kaldırmaktan oldukça uzak. İki gün önce çalışmak için gittiği İstanbul’dan gelen orta yaşlarında bir Ağrılının sözleri tam da bunu özetliyor: “Kentte bir şey yapılmıyor. Bana bir kredi versinler, şu hayvanı al git bu köyde üretime başla deseler namerdim giderim. Allah için bu insanlar için kentin vekilleri bir çözüm arasın. Bu insanlar neden Kanada’ya gidiyor? Bir insan ekonomi için ülkesini terk etmek zorunda kalır mı?”
Yatırımlar devasa sorunu ortadan kaldırmaktan uzak
Hayvancılık dışında kentte başka yatırımlar da yapıldı. 2018 Haziran ayında Valilik öncülüğünde devlet desteği ile kurulan ve 20 bine yakın insanın istihdam edileceği belirtilen Tekstilkent bunlardan biri. Öte taraftan 2019’daki yerel seçimlerde oyların yüzde 56’sını alarak belediye başkanlığına seçilen Savcı Sayan’ın seçimlerden önce vaat ettiği yatırımlar da olmuştu. Vadi Projesi, Ahır Projesi, tekstil fabrikaları bunlardan birkaç tanesi.
Savcı Sayan’ın bu vaatlerini ve 3 yılı aşkın hizmet süresinde belediyenin yaptığı hizmetleri sorduğumuz Ağrılıların çoğu yorum yapmamayı tercih etti. Konuşanların bir kısmı yapılan hizmetlerden memnun olduğunu söylerken büyük bir bölümü memnun olmadığını dile getirdi. Halkın memnun olduğunu söylediği hizmetlerin başında kentte uygulanan ulaşım ücreti tarifeleri ve temizlik. Memnun olmayanlar ise Sayan’ın belediye başkanlığı icraatları yerine sosyal medyada ülke gündemine dair söylemlerini hatırlatıyor. Yine Ağrıspor yöneticileriyle yaşanan çekişmeler, belediye ihale ve işçi alımlarında yaşandığı iddia edilen kayırmalar kent sakinlerinin gündeminde olan diğer konu başlıklarıydı. Bir yurttaş, “3 yıldır belediye başkanı ama bir gün bu sokaktan geçtiğini görmedik. Sadece sosyal medyada şovmenlik yapıyor. Memleketin çöpü alınıyor, başka bir çalışma yok” sözlerini kullanıyor.
Siyasi partilerden Savcı Sayan’a: Senin siyasetle ne işin var?
Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve altılı masaya ilişkin yorumlarıyla gündeme gelen Sayan’ın bu tavırları halkın yanı sıra kentteki siyasi parti temsilcilerin de gündemindeydi. Konuştuğumuz Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı İl Eş Başkanı Murat Öztürk, “Bir korku iklimi yaratılmış. İnsanlar kendilerini çok rahat ifade edemiyorlar. Belediye üç yılı aşkın bir süredir AKP’nin elinde. Bu şehre elle tutulur bir hizmet göremedik. Bu konuda ciddi tepkiler de var. Verilen sözlerle yapılanlar arasında uçurum var. Şu an belediye, belediye olmaktan çıkıp bir rant kapısına dönüşmüş. Hatta kendi aralarında da ciddi bir rant kavgası yaşanıyor” sözlerine yer verdi.
CHP Ağrı İl Başkanı Nihat Aslan ise “Belediyenin işi şehirciliktir. Hizmet getirmektir. Senin siyasetle ne işin var? Adam bırakmış belediyeciliği, sabah akşam siyaset yapıyor. İnsanlar korkutulmuş, dilenciliğe alıştırılmış. Ağrı halkı eğer konuşurlarsa belediyeye karşı aynı fikir ve düşünceyi taşıdığını görebiliriz. Belediyenin Ağrı’ya yaptığı bir hizmet yoktur. Sadece şov yapmayı çok iyi beceriyorlar. Genelde olduğu gibi kentte de yandaşları var. Onların dışında belediyelerin imkânlarından faydalanan yok” yorumunu yapıyor.
Seçimler ekonominin gölgesinde kalmış vaziyette
Ekonomiyle beraber 14 Mayıs’ta yapılması planlanan seçimler de kent halkının gündeminde. Seçimleri ve ekonomiyi sormak için girdiğimiz ve hepsi tıka basa dolu olan kahvehanelerdeki yurttaşların büyük bir bölümü seçimleri yine ekonomi üzerinden değerlendirmeyi tercih etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyeceklerini bildiren yurttaşların büyük bir kısmı ekonominin normal olduğunu savundu. Ekonomide yaşanan sorunları kabul eden bazıları da sorunların yine Erdoğan liderliğinde çözüleceğine dair inancını dile getirdi.
Ağrı’da 2018 genel seçimlerinde oyların yüzde 62’sini alan HDP, meclise üç vekil gönderdi. AKP ise oyların yüzde 29’nu alarak bir vekil seçtirebildi. HDP’ye oy vereceğini dile getiren yurttaşların bir kısmı partilerinin 7 Haziran 2015 seçimlerinde olduğu gibi dört vekili de alacaklarını savundu. AKP’yi desteklediğini söyleyenlerin tahmini ise Cumhur İttifakının en az iki vekil çıkaracağı yönünde. Hatta yurttaşların dile getirdiği bir diğer iddia ise Savcı Sayan’ın da Cumhur İttifakı’ndan aday olacağı oldu.
Diğer taraftan son seçimlerde kentteki oyların yüzde ikisini alan CHP, kentten bir vekil çıkaracağına inanıyor. İl Başkanı Nihat Aslan, yerelde güçlü olduklarını dile getiriyor ve seçimlerde meclise bir vekil göndereceklerini düşünüyor. Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) de kent halkı için yeni bir adres olma arayışında.
Serhat News