Van Barosu ve İHD Van Şubesi Karadeniz Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu paylaştı.
Van Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi ve Tuhay-Der Karadeniz Cezaevleri raporunu kamuoyuna açıkladı. Farklı tarihlerde ve farklı cezaevlerinde ailelerin başvuruları kapsamında yapılan ziyaretlerde yaşanan hak ihlallerine karşı harekete geçirildiği kaydedildi.
Van Barosu Hapishane Komisyonu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Hapishane Komisyonu’un ziyaret ettiği cezaevleri şu şekilde:
“-Bafra T Tipi Kapalı Hapishanesi,
-Kavak S Tipi Kapalı Hapishanesi,
-Kavak Çocuk Kapalı Hapishanesi,
-Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Hapishanesi,
-Bayburt M Tipi Kapalı Hapishanesi,
-Giresun Espiye L Tipi Kapalı Hapishanesi,
-Beşikdüzü T Tipi Kapalı Hapishanesi.”
Raporda ziyaret edilen hapishanelerdeki hak ihlalleri kısaca şöyle sıralandı:
“- Bütün cezaevlerinde, hastaneye sevk isteyen mahpuslar hastaneye çok geç götürülmekte, bazı cezaevlerinde hastaneye sevkler hiç yapılmamakta bazı cezaevlerinde ise hastaneye sevkler geç de olsa yapılmakta ve ancak kolluğun ağız içi araması veya doktorun kelepçeli muayene dayatmalarından ötürü mahpuslar muayene ve tedavi edilmeden geri hapishaneye götürülmekte oldukları tarafımıza aktarıldı.
-Cezaevlerinde doktorun bulunduğu, ancak yeterlilik konusunda eksikliklerin olduğu, sadece ilaç yazıldığı yazılan ilaçlarında geç geldiği, Özellikle raporumuzda isim ve hastalıkları yazılı Hasta Mahpusların tedavi koşullarının olmadığını veya oluşturulmadığı mahpuslarca tarafımıza aktarıldı. Bu anlamda mahpusların sağlığa erişim haklarının ihlal edildiğini vurgulamak gerekir.
– Yine ziyaret edilen bütün hapishanelerde bulundurulan kitap sayısına 3 ile 10 kitap arası kota uygulandığı, birçok hapishanede Kürtçe kitapların verilmediği ve hatta bazı hapishanelerde Kürtçe kitapların hiç verilmediği aktarılmıştır.
-Yapılan koğuş aramalarında keyfi olarak toplatılan kitap ve defterlerinin üzerinde isim yok, kime ait bilinmiyor gibi çeşitli bahaneler ile taraflarına verilmediği, bu kapsamda mahpusların yazımsal çalışmalarının ve okumalarının yarıda kaldığı tarafımıza aktarılmıştır. Bu husus Mahpusların eğitim ve ifade özgürlüğünün ihlali anlamı taşıdığı görülmektedir.
– Yine bahsedilen hapishanelerin tamamında yasal olarak günlük yayınlanan “Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün vb” gibi gazetelerin verilmediği ve yine ulusal yayın yapan muhalif TV kanallarının ziyaret edilen bu hapishanelerde verilmediği, gönderilen mektupların çoğunlukla verilmediği ve hatta verilen mektupların da sansürlenerek verildiği, özellikle Kürtçe yazılan mektupların tercüme olanağın olmadığı gerekçesi ile katiyen verilmediği tarafımıza aktarılmıştır. Bu anlamda mahpusların haberleşme haklarının ihlal edildiği görülmektedir.
– Raporda detayı yazdığı üzere ziyaret edilen hapishanelerin birçoğunda yemeklerin doyurucu olmadığı ve çok az verildiği veya yemeklerin kalorilerinin düşük olduğu, bazı hapishanelerde yemeklerin yenemeyecek kadar kötü olduğu, özellikle dışarıda yaşanan enflasyondan daha fazlasının hapishane kantinlerinde yaşandığı ve birçok mahpusun kantinde ki fahiş fiyatlardan dolayı kantin ihtiyaçlarını gideremediği hususları tarafımıza aktarılmıştır.
– Yine ziyareti yapılan birçok hapishanede her ay birkaç kez yapılan rutin oda aramalarının amacı dışına çıktığı ve yasaklı bir şey arama amacından ziyade odaların dağınık hale getirildiği ve bütün eşyaların her tarafa saçıldığı, söz konusu koğuş aramalarında mahpuslara askeri nizamın dayatıldığı, yine siyasi mahpusların kendi aralarındaki odaların değiştirilmesi taleplerinin keyfi olarak reddedildiği, siyasi mahpusların ayrı bloklarda ve birbirinden uzak yerlerde izole bir şekilde tutuldukları ve ortak hiçbir sosyal etkinliğin yapılmadığı, bu şekilde tecrit altında oldukları, başka cezaevlerine sevk taleplerine gerekçesiz şekilde olumsuz cevap verildiği aktarıldı.
-Odaların çok kalabalık olduğu ve yeni gelen sevk olan mahpusların yerde yatmak zorunda kaldıkları, Adli mahpuslar ile siyasi mahpusların görüşleri aynı günde yapıldığı, adli mahpusların ailelerinin siyasi mahpusların ailelerini rahatsız ettiği, bu nedenle adli ve siyasi mahpusların görüş günlerinin ayrılmasını talep ettikleri, ancak cezaevi idaresinin bu talepleri dikkate almadığı, mahpuslarca tarafımıza aktarılmıştır.
-Bazı hapishanelerde “koşullu salıverilme” döneminde olan mahpusların “Hapishane Gözlem Kurulu”nun gerekçesiz kararları ile tahliyelerinin engellendiği gözlenmiştir. İdare ve Gözlem Kurulları yargılama makamının yerine geçerek zaten cezasını infaz eden mahpusları tekrar yargılamakta ve tamamen siyasi saiklerle hareket ederek keyfi olarak mahpusların koşullu salıverilme tarihlerinde bırakmayıp tahliyelerini ertelemektedir. Söz konusu idari ve Gözlem kurulları mahpuslara yargılandıkları suç kategorisine göre hareket etmekte ve siyasi mahpusların gerekçesiz olarak serbest bırakılmalarını engellemektedir. Kanuna aykırı olarak uygulanan bu durumun derhal son verilmesi ve koşullu salıverilme süreleri gelen mahpusların derhal bırakılması gerekmektedir.
– Bazı cezaevlerine girişte çıplak arama dayatmaların olduğu, Pandemiden dolayı yasaklanan kurs atölye spor vb. etkinliklerinin pandemi bitmesine karşın halen yasaklı olduğu, son 5 aydan bu yana sadece ayda bir futbol oynamalarına izin verildiği, kütüphane, santranç, resim, dönemsel eğitim kursları ve atölyelerinin kaldırıldığı, daha önceki dönemlerde mahpusların farklı koğuşlarla sportif etkinliklere katılabildikleri, ancak son dönemlerde sadece kendi koğuş arkadaşlarının kendi içlerinde bu etkinliklere katılabildikleri, diğer koğuşlar ile ortak spor faaliyetlerinin yasaklandığı.
– Mahpusların depremden hemen önce deprem olma, artçı olma ihtimaline binaen cezaevi idaresine dilekçe vererek sevk olmak istediklerini bildirmeleri üzerine aynı gün akşam saatlerinde Hatay Defne’de 6,4 şiddetinde deprem olmuş ve zaten psikolojileri depremler nedeniyle bozuk olan mahpus idareden kendilerini güvenli alana çıkarmalarını talep ettikleri, B.A. ve A.A.A. ile yapılan görüşmede, Halı sahaya çıkarılan bir grup mahpusun olduğu bilgisini alan tüm koğuşların cezaevi idaresinden aynı talepte bulunduğu, B.A. isimli mahpusun olduğu koğuşta cezaevi personelinin içeri cop ile girip koğuştakilere hakaretler ettiği, çıkan tartışmada mahpusları tehdit ettiği, koğuşta olan kişileri güvenli alana (halı sahaya) çıkarmadıkları belirtilmiştir.
-Mahpusların cop, demir, sopalar ile dövüldüğü, ağza alınmayacak sinkaflı küfürler, hakaretler ve tehditler savurulup aynı zamanda biber gazı sıktığı, bu olayda B.A. ve A.A.A.’nın da yaralandığını, B.A.’nın vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar ve şişkinlikler olduğunu, A.A.A.’nın cezaevinde arasının bozuk olduğu bazı personellerce bu olaylar fırsat bilinip darp edildiği, Halı sahada herkesin sabaha kadar sıraya dizerek diz üstü çöktürerek soğukta bekletilip, kafalarının öne eğdirilip, kafasını kaldırana, kıpırdayana sopa ile vurulduğu, darp edildiği kaydedilmiştir.”
Raporda son olarak, “Tüm bu hukuksuzlukların bir an önce kaldırılması için ilgili yerlere sesleniyor ve söz konusu yaşanan hak ihlallerine son verilmesi çağrısında bulunuyoruz” çağrısında bulunuldu.
Serhat News