Halkı, anadili ve kültürünü kadın bilinciyle yeşerten Dengbêj Xalide, “Yürüdüğüm bu dengbêjlik ve Kürt kültüründeki yolda, en büyük hizmet kendi halkıma cevap olmaktır” diyor.
Bir “rüya” ile başlayarak “Xewn”le yaşam bulan anadili taşıyıcısı Dengbêj Xalide’nin anadili, Kürt kültürü ve kadın bilinciyle ördüğü yaşamına ışık tutuyoruz.
Kürt halkının belleğini yeşertiyor
Jinnew’in haberine göre, Elâzığ Palu’lu olan Dengbêj Xalide, daha önce Lice şimdi ise Diyarbakır’a bağlı olan Kocaköy’de doğdu. Bêrtiyan aşiretine bağlı Koçer bir ailenin ferdi olan Xalide, küçük yaşta stran ve dengbêjle tanışıyor. Henüz çok küçükken Kürtçe stranlar dinleyen ve seslendiren Xalide, bu durumun kendisini oldukça heyecanlandırdığını ve mutlu ettiğini kaydediyor. Xalide bu süreçte, kaval çalan ve dengbêjlik kültürü üzerine derin araştırmalar yapan babasından da hayli etkileniyor. Dengbêj sesleri ile büyüyerek Kürt halkının belleğini de yeşerten Xalide, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Sabah uykudan uyandığımızda dengbêj sesi ile uyanır, akşam yatana kadar da hep dengbêjleri dinlerdik. Bizler dengbêjlerin sesi ile büyüdük, kulağınızda dengbêjlik hafızası kalıyor.”
Dengbêjliğe giden yol
Bahar aylarında ailesi ile birlikte Bingöl’ün Şerevdin dağlarına koçerlik için giden Xalide, okul tatillerinde ise “dayê” dediği ninesi ile vakit geçirerek özgür, ayakları üzerinde duran Kürt kadın bilincini öğreniyor. Xalide, “dayê” ile anılarını şu cümlelerle anlatıyor: “Dayênin kendine özgün doğal bir yaşamı ve kültürü vardı. Kendinden emin, özgüveni olan bir kadındı, özerk bir yapısı vardı. Toplumun ve eşinin etkisi altında kalmazdı, nenem beni bu kültürle büyüttü. Bana, ‘Hiçbir erkeğe karşı başını eğme’ derdi.” Canlılarla birlikte sürdürdüğü doğal yaşamdan etkilenen Xalide’nin yaşamı, kuzuların çıkardığı seslerle, bir çocuk doğduğunda üç gün üç gece halaylar çekilip, stranlar söylendiğinde, farklı kültürlerle harmanlanarak dengbêjlikle ilmek ilmek örülüyor.
Stranlarla harmanlanan bellek
Yeni stranlar öğrenmek için farklı kültürlerin etkinliklerini iple çeken Xalide, katıldığı eğlenceler ve etkinliklerden heybesinde yüzlerce stran biriktiriyor. Henüz çocukken harmanladığı belleğinin bugünkü birikiminin zeminini hazırladığını söyleyen Xalide, “Derler ya bir hamuru ne kadar iyi yoğurursan o kadar iyi ekmek yaparsın. İşte o yüzden ben çocukluğumda ne aldıysam şimdi dengbêjlik kültürümün gelişmesinde etkili oldu. Çok güzel bir çocukluk geçirdim, şimdi bir şey aklımdan çıktığında ya da moralim bozulduğunda kalkıp evin içerisinde stran söylüyorum. Bundan dolayı çocukluğuma bağlıyım” diye anlatıyor.
Kürt kültürü ve kadın tarihi ile tanışma
Kapitalizmin getirdiği popülist kültürün, yüz yıllardır asimilasyon politikalarına karşı direnen kültürlerin kaybolmasına yol açmasından yakınan Xalide, kirli bir sistem içerisinde ancak kendi kültürü ve doğal yaşamdan aldığı güç ile kendisini güçlendirebileceğini söylüyor. Uzun yıllar Kürt kültürü, kadın tarihi ve yaşamı üzerine yoğunlaşan Xalide, çocukken kadınlar ve erkeklerin eğlencelerde stranlar söylediği doğal ve kolektif yaşama duyduğu özlemle yaşamını şekillendiriyor.
Toplumun hafızası: Dengbêjlik
Dengbêjliği bir toplum hafızası olarak ele alan Xalide, “Kadınların yaşama karşı ilkesi ve ölçüleri olmalı ki kültürümüzü, stranlarımızı özgür söyleyelim. Kadınlar olarak yaşama karşı sorumluluğumuz var çünkü yaşamı çoğaltmak gibi bir derdimiz var. Dengbêjliği bir toplum hafızası olarak ele alıyorum. Yaşayan ve ayakları üzerinde olan bir tarihtir dengbêjlik. Bundan dolayı bu kültüre değer vermeliyiz. Müzik neden var? Müziği icra eden sanatçı mesajını topluma vermek için müzik yapar. Dengbêj ise stranın içerisindeki detayı, açıyı, sevinci, elemi, derdi yani yaşanan tarihi vermek için vardır. Bunun için divan kurulur. Zilan, Dersim Katliamı gibi birçok olay üzerine dengbêjler söylenirdi, biz her şeyi dengbêjlerin sesinden öğrenir, haberdar olurduk. Erivan’da veya farklı yerde yaşananları biz Amed’de öğrenirdik” diyor.
Kadın öncülüğü
Dengbêjliğin öncüsünün kadınlar olduğunu söyleyen Xalide, bebekleri emzirirken ninniler söyleyerek dengbêjlik kültürünün kadınlarca günümüze dek geldiğini belirtiyor. Kadınların bugün de kendi gerçekliklerinden uzak durmaması gerektiğine değinen Xalide, “Kadınların bu orijinal yaşamları söze dönüşmeli. Dengbêjlik kültürü sahipsiz değil, çok kişi var fakat sadece dengbêjlik tarihine kimse hakim değil. Kadın bu tarihinin üzerine daha fazla düşünmeli, yoğunlaşmalı ve derinleştirmeli” dedi. 1600-1700’lü yıllara kadar kadınların dengbêjlik divanında yer aldığını aktaran Xalide, dengbêjler divanında stanlar söylendiğini, erbane, cümbüş, kanun gibi çalgılar çalarak dans ettiklerini belirtiyor. Kadınlar yine medreselerde kaside ve mevlüt okuyarak dengbêjliğin adımlarını attığı bilgisini veren Xalide, öte yandan 1700’lü yıllarda kadınlar, savaşta yaşamını yitirenler için yaşadıkları acıyı, üzüntüyü, gam ve kederi ninni ve stanlarla seslendirdiklerini belirtiyor. Xalide, erkeklerin de bu öncülükten esinlenerek stranlar seslendirmeye başladığını ifade ediyor.
Bir rüyadan gerçekliğe
Kadınların öncülüğünde dengbêjliği yaygınlaştırmaya başlayan erkeklerden Evdalê Zeynikê, Sürmeli Mehmet Paşa’nın divanında dengbêjlik yapar. “Dengbejlik aslında kadının işi ve sanatı” diyen Xalide, tüm Kürt halkının kültürüne sahip çıkması çağrısında bulunarak şunları kaydediyor: “Bugün Ortadoğu’da, Kürdistan’da kirli bir savaş var. Bir günde onlarca kişi katlediliyor, tutuklanıyor, gözaltına alınıyor. Bu esaslar üzerinden bizler kendi değerlerimize sahip çıkmalıyız.” Xalide bir gün çocukken rüyasında sanatçı olduğunu, sahnede stran söylediğini görüyor ve sonunda da rüyası gerçekleşiyor… Anadili Kürtçeyi, Kürt kültürü ve yaşanmışlıklarıyla stranlar eşliğinde yaşatmak isteyen Xalide’nin çıkardığı ilk albümünün adı da Kürtçe “Xewn” anlamına gelen “Rüya” olur.
İlk beste, ilk stran…
2004 yılında bir prodüksiyon şirketi Xalide’ye dengbêj albümü yapmak istediğini söyler ve bunun üzerine Xalide ile birlikte üç kişi bu albümde yer alır. Daha sonra 2004 yılında bestesini ve müziğini yaptığı “Keleş Kibar” ve Mıhemede Serhedê ile “Werî Yeman” stranlarını seslendiren Xalide, “Derweşe Evdî” stranını da yorumlar. Xalide, bu çalışmalarla dengbêjlik üzerine bir gücü ve yoğunlaşması olduğunu fark eder ve bir grup genç dengbêjle İstanbul’da gerçekleştirdikleri bir performansla Kürt halkında güçlü bir etki yaratırlar. Yaşanmışlıkları tüm çıplaklığıyla Kürtçe stranlarla seslendirdiklerini aktaran Xalide, “Bizler birkaç tane yaşlı dengbêj getirip onları oturtuyorduk, biz de onların yanında öğrencileri gibi oturuyorduk, divan oluşturup konsere çıkıyorduk. Biz şunu anladık, yaşamın içerisinde birçok olay gelişiyor ve akıllarda kalmıyor fakat yaşananları söze döktüğünde dengbêjliğe döktüğünde kalıcılaşıyor ve tarihe mal oluyor” ifadelerini kullanıyor.
İlmek ilmek örülen ‘Dengbej Xalide’
Bir konserde sahne alan Xalide, “11 erkeğin içerisinde tekliğini korudu” başlığıyla gazetede manşet olur ve bu durum Xalide’ye büyük bir güç verir. Birçok kesim tarafından büyük ilgi görmeye başlayan Xalide’nin stranlarının kaynağı annesi ve yaşlıları olurken, birçok Kürt kadını da “Werî Yeman” stranıyla çocuklarını uyutmaya başlar. Dengbêj Xalide, ilmek ilmek ördüğü dengbêjliğini şu cümlelerle anlatıyor: “Tüm bunlar bende büyük bir etki yarattı ve kararlaşmamı sağladı. Bu olaydan sonra artık sadece düğüne gideyim slow, günlük stran söyleyeyim gibi bir amacım olursa tarihte kalıcılaşmam dedim. Bir şey daha fark ettim, eğer dengbêjlik kadınların işi ise işte o zaman ben bu işi yapmalıyım dedim. Her şey gitsin, tek bir yol ve kültürümüz olan Dengbêjlik kalsın onu yapayım, hiç olmazsa bu kültürün çalışanı olayım. Baktım ki birçok kadın sanatçı var ama sadece sanatçı olmak istiyorlar, kimse dengbêjlik yapmak istemiyor. Ben de ‘Dengbêj Xalide’ adı ile dengbêjlik yaptım. Ne olursa olsun, ben dengbêj olmasam da dengbêj sözü ismimin önünde olsun, günde üç kere de olsa insanlar Dengbêj Xalide dese dengbêjlik gündeme girecek. Böyle bir amacım vardı.”
‘Amacım kadın dengbêjlerin çoğalması’
Her dengbêjin öğrencisi olması gerektiğini söyleyen Xalide, “Dengbêj ustalaşarak yeni öğrenciler yetiştirmeli. Kadın dengbêjlerin ise daha fazla olması için daha orijinal ve güzel dengbêjlik yaparak gençlere örnek oluşturmak gerekir ki kadın dengbêjlerin sayısı çoğalsın, benim amacım da bu” diyor. Dengbêj Fatma İsa’nın tarihte yalnızca tek bir stranı kaldığını paylaşan Xalide, “Bu insanı acıtan bir durum, Meryem Xan gibi birinin binlerce stranı olması gerekir, maalesef yok. Radyo Erivan sayesinde bu sesler bize kaldı, Sûsika Simo ne kadar güzel bir ses, keşke bu kadar güzel ve doğal sesler yine olsa ve dinlesek. Neden Sûsika Simo, Meryem Xan, Fatma İsa gibi sesler çoğalmasın. Dengbêjliğin sadece birkaç sesle sınırlı kalması bizler ve kültürümüz açısından iyi olmaz” şeklinde konuşuyor.
‘Yaptığımız stranla bir annenin acısını alalım’
Dengbêjlikle ilgili bir boşluk olduğunu gören Xalide, verdiği emeklerle zamanla herkesin hafızasına kazınarak bir anadili taşıyıcısı olur. Kısa sürede dengbêjler divanında yer alan Xalide’nin kendi divanı da olur. Dengbêjlikle aynı zamanda Kürt halkının gönlünde yer edinmeyi de amaçladıklarını aktaran Xalide, “Pandemiden kaynaklı bir kadın arkadaşımız Viranşehir’e gitti. Dengbêjlik divanında üç kadın yedi erkek var. Hiç olmazsa kadın ve erkekler omuz omuza vererek dengbêjlik kültürünü kalıcılaştıralım, üzerine daha fazla ekleyerek çoğaltalım. Halkımıza moral verelim ve onların gönüllerinde yer edinelim, sesimizin dışında bu halka verecek başka bir şeyimiz yok. Yaptığımız bir stranla bir annenin acısını alalım, bu bizler açısından moral oluyor” değerlendirmesini yapıyor.
‘Kültürüm için söyleyecek sözüm olsun’
Babasının kendisini dengbêjliğe teşvik ettiğini dile getiren Xalide, dengbêjliğin hissettirdiklerini şöyle yorumluyor: “İstanbul’da bir gün çok sıkıldım, rahmetli Şakiro’nun stranını arabada açtım ve yol boyunca nasıl gittiğimi anlamadım. O kadar moral aldım, yüreğim ferahladı, hayallerim ve üzüntülerim dağıldı, geçti. İşte o zaman kendi kültürüm üzerine yoğunlaşayım, kültürüm için söyleyecek sözüm olsun dedim ve bunun sözünü kendime verdim. Zaten babam yaşamını yitirmeden önce bana dedi ki, ‘Kızım, yedi tane çocuğum var, söylediklerimi sen anlıyorsun. Beni dinlersen dikkatini dengbêjlere ver, sen evde bazen stran söylüyorsun, sesin insana feyz veriyor. Eğer sen istersen gücün var, dengbêjlik yapabilirsin’. Babam bilge bir insandı, bana bunu dediğine göre bildiği bir şey var dedim ve kulağıma küpe yaptım. Bugüne kadar getirdim. İyi ki bu sorumluluğu üstlendim. Oldukça zengin bir kültür. Hybeme döndüğümde her gün bana moral veren bir şey var ve oldukça da dolu.”
‘En büyük hizmet kendi halkıma cevap olmaktır’
Rüyasındaki hayalini gerçekleştiren anadili taşıyıcısı Xalide, kültürü ve dilinin yanı sıra Kürt halkının da önemine değinerek, “Öncelikle yürüdüğüm bu dengbêjlik ve Kürt kültüründeki yolda, en büyük hizmet de kendi halkıma cevap olmaktır. Her sanatçı kendi halkının aynasıdır, birinci amacım bu. Az da olsa, fazla da olsa, içerisinde eksiklik de olsa çocukluğumda gördüğüm rüyayı yazdım, daha sonra ürün oldu bir stran ortaya çıktı. Bu ürün adını da ‘Xewn’ olarak koydum, hayalimi gerçekleştirdim” sözlerini kullanıyor.
Yaşamı boyunca halkı, anadili ve kültürü için emek ve mücadele veren Xalide’nin bir diğer hayali ise şöyle: “Ben istiyorum ki tüm Afrikalı kadınlarla, Afrikalıların stranlarını oradaki kadınlarla birlikte söyleyelim. Fransız kadınlarla stran söylemek isterim, onlar da Kürtçe stranlar, dengbêjler söylesinler. Onlarla birlikte Kürtçe stranlar üzerine tartışalım, müzik, Kürtçe müzik nedir, onların müziği nedir, nasıldır, bu konu üzerine tartışalım, alışverişimiz olsun. Hayalim o ki dünyadaki kadınlarla müzik arenasında ortak müzik yapalım.”
Serhat News
(sg)