HDP hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından açılan kapatma davasını değerlendiren HEP eski milletvekili Mahmut Alınak, “Devlet HDP’ye açtığı bu dava ile aslında, ‘Benim parlamentomu terk edin’ diyor” dedi.
Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine çok kısa bir zaman kalırken, seçim tartışmaları iyice kızışmış durumda. AKP ve MHP’in bir araya gelerek oluşturduğu Cumhur İttifakı ile CHP ve İYİ Parti tarafından oluşturulan Millet İttifakı, seçime yönelik çalışmalarını sürdürüyor: Seçimlerin kilit partisi olduğu yapılan bütün anket sonuçlarına göre sabit olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) ise cumhurbaşkanlığı seçimlerine kendi adayı ile katılma kararı aldı.
Partisinin Kars il kongresinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP olarak cumhurbaşkanlığı seçimine kendi adayları ile katılacaklarını duyurması ardından birçok çevreden bu konu hakkında olumlu ve olumsuz açıklamalar yapıldı.
Devam eden bu tartışmaların ışığında Halkın Emek Partisi (HEP) eski milletvekili, yazar ve avukat Mahmut Alınak, Serhat News’e gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Devlet kendisine yakışanı yapıyor!’
HDP hakkında Anayasa Mahkemesi’nde açılan kapatma davasına değinen Alınak, “HDP hakkında süren kapatma davası da yine devlete yakışan uygulamalardan biridir. Devlet kendisine yakışanı yapıyor! Ve muhalefete, özellikle Kürt muhalefetine nefes aldırmamaya çalışıyor” dedi.
“HDP hakkında açılan kapatma davası, devletin yüzyıldır sürdürdüğü asimilasyon politikasının bir halkasıdır” diye Alınak, Devletin HDP’ye açtığı bu dava ile aslında ‘Benim parlamentomu terk edin’ dediğinin altını çizdi. Alınak, “Yani parlamentodan dışarı atmaya çalışıyor. Ama ne gariptir ki biz ısrarla ama ısrarla parlamentoya çakılıp kalıyoruz. Yani devlet bizi kapıdan kovuyor, biz pencereden içeri girmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Ankara siyaseti yürütmemiz devletin işine geliyor’
Kapatma davasının aynı zamanda bir gözdağı verme aracı olarak kullanıldığını ileri süren Alınak, “Ama bu durumun başka bir yönü daha var. Her ne kadar devlet parlamentodan çıkarmak istiyorsa da, bunu bir sindirme ve gözdağı aracı olarak kullanmaya çalışıyor. Ama bizim parlamentoda olmamız, bizim Ankara siyaseti gütmemiz devletin işine geliyor. İddia ile söylüyorum ki bunu sadece HDP için söylemiyorum, genel olarak söylüyorum. Bugün Kürtler çok inandırıcı, güçlü bir ses ve somut projelerle ‘Biz parlamentodan çekiliyoruz ve parlamento dışı bir muhalefet başlatıyoruz. Ekonomik, siyasal ve sosyal alanda sivil itaatsizliklere girişeceğiz’ derse, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yalvar yakar ‘Mecliste kalın’ der. Çünkü böyle bir mücadele sözünü ettiğim bu sivil itaatsizlik mücadelesi, ruhsal kopuşu getirecektir. Ve bu ruhsal kopuşun arkasından bambaşka, yani hayal bile edilemeyecek gelişmeler ortaya çıkacaktır. Bunu da devlet göze alamaz” şeklinde konuştu.
‘Kürt sorunu 6 ay içerisinde çözülür’
Kürtlerin yukarıda ifade edildiği gibi yürütecekleri bir mücadele ile Kürt sorunun çözüme kavuşabileceğini söyleyen Alınak, devamında şunları dile getirdi:
“Küçük bir örnek vereyim. Biz bu güne kadar fiili bir referandum bile yapamadık. Fiili bir referandum sözcük olarak basit görünebilir. Ama sonuçları itibari ile son derece ağır olur. Devletin kaldıramayacağı çok ağır sonuçlar ortaya çıkarır. Bizim belki bir Spartaküs ya da Mahatma Gandhi’miz yok. Ancak tarihsel geçmişimiz Mahatma Gandhi hareketini aşacak büyük zenginliklere sahiptir. Biz bu zenginlikleri mercek altına alıp sistemi adım atmaya mecbur edecek sivil projeleri devreye sokarsak, iddia ile söylüyorum devlet 6 ay içerisinde Kürt meselesini ya çözmek zorunda kalır ya da devleti temsil eden partiler tarihin çöplüğünü boylar.”
‘Dava hayırlı sonuçlara vesile olabilir’
HDP hakkında açılan davanın hayırlı sonuçlara da vesile olabileceğini aktaran Alınak, konu hakkında ayrıca şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu nedenle HDP hakkında açılan kapatma davası aslında bir yönü ile de halkın çıkarları açısından, hayırlara vesile olabilecek bir durumdur. Eğer Ankara siyasetinde ısrar ediliyor ise de o zaman yapılacak fazla bir şey yoktur. Devletin temsil edildiği bu düzen ağır bir güç kaybına uğratılarak sorunu çözmeye yönelik adım atmaya mecbur edilmelidir.”
‘Yeni projeler devreye sokulmalı’
Kürt siyasetinin bugüne kadar yürüttüğü siyasetin Kürt sorununu çözmeye yetmediğini kaydeden Alınak, bu nedenle kendilerini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğinin de altını çizdi. Alınak, “Tarihe ve halka karşı özeleştiri yapmamız gerekiyor. Çok radikal ve özellikle halkıda tehlikeye atmayacak (ki bunun altını özellikle çizmek istiyorum) halkı sıkıntıya sokmayacak ve halkın bir takım provokatörlerin oyununa gelmeyecek şekilde çok güçlü projeler devreye sokulmalıdır. Ve bu sistem bir hallaç pamuğu gibi atılmalıdır’ diye vurguladı.
‘Altılı masanın iktidardan bir farkı yok’
Alınak, muhalefet partileri tarafından oluşturulan ve “altılı masa” diye tabir edilen muhalefet oluşumuna dair ise şunları dile getirdi: “Altılı masa bugüne kadar mevcut iktidardan farklı herhangi bir tutum sergilemedi. Yarın, bu ittifak iktidara geçsin en çok iki üç aylık bir yumuşama olur. Daha sonra bilindik devlet mekanizması devreye girecek ve şu an sürmekte olan zulüm politikalarını yeni biçimlerle devreye sokacaktır,”
‘HDP’nin kararı olumludur’
Konuşmasının devamında HDP’nin kendi adayı ile cumhurbaşkanlığı seçimine katılma kararını olumlu bulduğunu dile getiren Alınak, bu kararın HDP açısından olması gereken bir tavır olduğunu söyledi. Alınak, “Çünkü HDP aylardır tek aday üzerinde anlaşalım diye çağrı yapıyor. Ama millet ittifakı HDP’ye kulaklarını tıkıyor. Çünkü millet ittifakının ana gövdelerinden biri olan Cumhuriyet Halk Partisi, Meral Akşener’e teslim olmuş durumda. Meral Akşener’i rahatsız etmemek için HDP’nin bu çağrılarına sürekli kulak kapatıyor” dedi.
‘İmralı’nın kapısını çalabilirler’
Siyaset sahnesinde bundan sonraki süreçte yaşanması muhtemel gelişmelere ilişkin öngörülerini de paylaşan Alınak şöyle konuştu: “Şayet HDP kendi adayı ile seçime katılır ise ikinci turda da kendi seçmenlerine ‘Sandığa gitmeyin’ diye bir çağrı yaparsa ki böyle bir ihtimal görünmüyor. Bu halde Kobani davası zamana yayılır. HDP hakkında açılan kapatma davası zamana yayılır. Yok eğer HDP birinci turda adayı ile seçime katılır ama ikinci turda Millet ittifakını destekleme kararı alırsa ve AKP-MHP hükümeti bunu görürse, o zaman HDP kapatılır. Ve Kobani davasından da müebbet hapis cezasına varana dek ağır cezalar söz konusu olur. Bunun yanında eğer AKP ve MHP ittifakı ağır bir güç kaybı yaşadığını görürse ve kendileri açısından seçime dair büyük bir risk görürlerse Öcalan faktörünü devreye sokabilir, İmralı’nın kapısını çalabilirler.”
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri
Son olarak cezaevlerinde yaşanan ‘Çıplak arama’ iddialarına ilişkinde değerlendirmelerde bulunan Alınak, bu konunun biran önce çözülmesi gerektiğini dile getirdi. Alınak, “Cezaevlerindeki çıplak arama bütün rezilliği, bütün alçaklığı ve bütün şiddeti ile devam ediyor. Kendimi de içine katarak söylüyorum; biz bu çıplak arama rezaletini bile sona erdiremedik. Çıplak aramayı bile engelleyemeyen bizlerin Kürt meselesini çözme dirayetimiz ve kapasitemiz söz konusu olamaz” dedi.
Mahmut Alınak kimdir?
Kars’ın Digor ilçesinde 1952 yılında dünyaya gelen Mahmut Alınak ilköğrenimini Digor’da, liseyi ise Kars’ta tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi ve bu okuldan mezun oldu.
Hayatını avukatlık mesleği ile kazanan Alınak 1987 genel seçimlerinde SHP’nin Kars adayı olarak TBMM’ye girme hakkı kazandı. Dört yıl sonraki erken genel seçimlerinde ise HEP-SHP ittifakının Şırnak adayı olarak seçimi kazandı.
1994’te milletvekili iken dokunulmazlığı kaldırılan ve Orhan Doğan, Hatip Dicle, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Leyla Zana ile birlikte tutuklanan Alınak, cezaevinde ilk iki kitabını yazdı. 1997’de kaleme aldığı “Şiro’nun Ateşi” adlı kitap, DGM tarafından yasaklandı ancak yasak kararına rağmen büyük ilgi gördü.
2007’de yapılan genel seçimlerde DTP destekli bağımsız Kars milletvekili adaylığında istediği başarıyı elde edemedi. 2008’de yapılan DTP genel kurultayında başkanlığa aday olduysa da Ahmet Türk’ün adaylığı üzerine aday olmaktan vazgeçti. Gündem Gazetesi ile Radikal Gazetesi’nin “Radikal İki” adlı ekinde yazarlık yapan ve serbest avukat olarak çalışan Mahmut Alınak, yaptığı açıklamalarla sık sık gündem oluşturdu. 5 Ocak 2007’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği Kürtçe mektup yüzünden Siyasi Partiler yasasındaki “Türkçeden başka dil kullanmak” yasağına muhalefetten 6 ay hapis cezası aldı ve bu mektup, Demokratik Toplum Partisi’nin bölücülük odağı olduğu iddiasıyla kapatılmasına da delili olarak gösterildi
2011 yılının Aralık ayında KCK’ye yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Alınak, cezaevinde iki roman yazdı. Kandıra Cezaevinde bir süre tutuklu kaldıktan sonra 18 Temmuz 2012 tarihinde tahliye edilmiştir. Yazarlık serüvenini de sürdüren, Alınak’ın şu ana kadar yayınlanmış 9 kitabı bulunuyor.
Serhat News
