Maraş merkezli depremin etkisiyle yıkılan onlarca binanın arasında ayakta kalan ve nasıl ayakta kalığı merak edilen binaların hikayesini anlatan İMO Başkanı Ökkeş Buğra Dalkıran, bu binalarda imar planlarının kontrolünün iyi yapıldığını ve zemin güçlendirmesine biraz daha ağırlık verilmesinden kaynaklandığını vurguladı.
Maraş ili 6 Şubat’a 7,7 ve 7,6 yıkıcı iki depreme maruz kalmış ve merkezi dahil 10 ilde büyük yıkıma neden olmuştu. Depremden sonra bir tarafta kader söylemleri yükselirken, diğer tarafta bilimin ışığında hareket edilmesi gerektiğini ve buna göre kentlerin inşa edilmesi gerektiği yönünde tartışmalar ön plana çıktı.
Böyle bir atmosfer içinde yıkımın en çok etkili olduğu noktalardan biri olan Maraş merkezde Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği’ne (TMMOB) ait olan ve yıkılmayan binası gündeme geldi. Binada tek bir çatlak bile oluşmazken, etrafındaki binaların tamamı yıkılmış ve ayakta kalan tek tük binada kullanılamaz halle gelmişti. Yıkılmayan tek yapı olan TMMOB binasını sorduğumuz Maraş İMO Başkanı Ökkeş Buğra Dalkıran, sürekli mühendislik ve fenni açısından dile getirdikleri gibi binaların olması gerektiği gibi yapılması halinde binalara hiçbir şey olmayacağının altını çizdi.
‘Mühendislik takibi sonucu göçme meydana gelmez’
Malzeme kalitesinin ve projelendirmeden sonraki inşaat yapım aşamalarının önemine dikkat çeken Dalkıran, yapılan binaların mühendislik takibinin yapılması halinde herhangi bir göçme söz konusu olmayacağına vurgu yaptı. Dalkıran, “Bunu da çok net bir şekilde sadece bizim binamızda değil, şehrin batı kısmında ve şehrin merkezinde de olmak üzere birçok binamızda verilen hizmetler sonucunda ayakta kalabildiğini görebiliyoruz” dedi.
Yamaç kısımlarda kurulan binalar sağlam!
Maraş merkezde dikkat çeken bir diğer nokta ise şehrin batısı olan ve yamaç kısmına yapılan binaların çoğunun ayakta kalması ve sağlam gözüküyor olması. Bunun nedenini Dalkıran’a sorduğumuzda, “Şehir merkezinin ova kısmında yıllardır toplanmış bir alüvyon zemine sahip. Dolayısıyla bu bölgede zeminle alakalı problemimiz olduğu için ya çok katlı binaları tercih etmeyecektik ya da yapılacaksa da zemin parametrelerini biraz daha dikkatlice irdelememiz gerekiyordu” diye cevapladı.
Dalkıran, mühendisliğe göre yapılan binaların hangi kat sayısında olursa olsun deprem sonrasında içerisinden yurttaşların tahliye edileceği şekilde tasarlanması ve yapılması gerektiğine dikkat çekti. Dolayısıyla buradaki sorunların bütünsel olduğunu belirten Dalkıran, “Bir kere daha imar planlarının kontrol edilmesi, gözden geçirilmesi ve akabinde varsa burada bir kat artışıyla alakalı planlama bunların da zemin güçlendirmesi yahut mühendislik çalışmalarına birazda ağırlık verilmesi gerektiğini görüyoruz” dedi.
Dalkıran son olarak şunu ekledi: “Çünkü sonuçları ne yazık ki ortada, binlerce insanımızı kaybettik. Tekrardan başımız sağ olsun.”
