Dünya ekonomi politikasının kurgulamış olduğu sömürgeci ve azami kâr hırsı doyumsuzluğunun yaşandığı yeni dünya anlayışında en güçlü varlık haline gelen para, yeryüzünün en zeki canlısı olan insanı kendisine bağımlı kılmıştır.
Van ve bölge özelinde 90’lı yıllarda yaşanan köylerden şehire göç akınının yaratmış olduğu yeni bir insan profilinin şehir sefaletine sürülmesinden olumsuz etkilenen Van ve köyleri de coğrafik konumu ile payını almıştır.
Göçün gerçekleşmesi ile beraberinde oluşan ekmek mücadelesi de farklı bir yöne kaymıştır. Sosyo kültürel ve ekonomik yapısını ters düz ederek akıllara gelemeyecek mesleklere yöneltmiştir ve şehir hayatına entegre etmeye mecbur kılmıştır.
Yaşamının çoğunu atalarının yaşamış olduğu ve kültürünün hakim olduğu köylerde, doğal yaşamda geçirmiş insanlarımız; bu sefer yapay olan bir şehir hayatı içinde kendini komşu olarak görmüştür. Şehir hayatını idame edebilmek için sermayesiz olan günlük yevmiye veya hamallık işlerine yöneltmiştir.
Bu mesleklerden bir tanesi de, özellikle Van’nın şehir merkezinde çoğu kez gözümüze çarpan, üç tekerlekli hamal arabası olarak tanımlanan pedalli yük bisikletleriyle yapılan hamallıktır.
Köyde üç ayaklı sabanı öküze çektiren, topraktan ekmek çıkaran toprak dedelerinin torunları, malesef şehir hayatında üç tekerlekli hamal arabasıyla ucuz bir taşımacılık alternatifi ile ağır yüklerin altında ekmeğini çıkarma çabasına girmiştir.
Ancak; alın teri dökülen, el ve ayakların nasır bağladığı bu meslek çoğunlukla hor görülmüştür.
Bazen dar sokaklarda yokuş aşağı pedal ve fren boş bırakılarak “değmesin abii” diye sürücü tarafından anons edilse bile, bazen nahoş ufak kazalarada karışabilmektedirler. Bu doğrultuda kimisi bazen bir araba sürücüsü tarafından darp edilmiş, hatta bu mesleğin şehir hayatını ve trafiğini olumsuz etkilediği düşünüldüğü için yetkili kurumlar tarafından bazen de caddelere girmeme yasağı getirilmiştir.
Bunca olumsuz engellemelere ve zorluklara rağmen; ne kışın ocak soğuğunda pedale dokunan ayaklarının donması, ne de yazın ağustos sıcağında dudakların çatlaması; bu onurlu, binbir pedalle çevirilen ekmek mücadelesinden vazgeçirmedi.
Açlığın sebep olduğu hırsızlık ve kapkaççılığa yeltenmeden, Van’ımızın gururlu yüzü olan bu temiz yürekli gülyüzlü insanlarımız, günde 40 ile 50 tl kazanç karşılığı kıt kanat geçinip, Van’ın Haçort veya Şahbağı mahallesi gibi ucra mahallere pedal çevirdiler her daim.
Böylesi gururlu ve çalışkan üç tekerlekli araba emekçilerimizi görmezden gelip; sermaye düzeni arkasına sığınarak, Van ile İran sınır ticaretinin gelişmesi için herhangi bir pratik sergilemeden, bu şehirde yer edinmiş olan lidercikler, Van’ın sokak ve caddelerinde dolaşan bu onurlu üç tekerlekli motorsuz sanayii maliklerini gözardı edip, şehrin arka sokaklarını görmeden direkt caddelerin sokak lambalarına körükörüne odaklanmaktır.
Çevir dede, yine çevir pedalı. Araban üç tekerlekli olabilir, ama yüreğin kırk ayaklıdır…
Serhat News
(sg)