Bu ülkede yaşayan bazı erkeklerden biri iseniz işinizin ciddi anlamda zor olduğunu belirtmek isterim.
Bir baba, bir ağabey, bir kardeş, bir eş olmak çok da kolay olmasa gerek, nasıl mı?
Her sabah acaba hangi çiçeğim açtı diye pencereye bakan bir kadının daha açmadan çiçeğini ezip geçtiğiniz kadınlarımız! Gün doğmadan hamurunu yoğuran ,güneş altında yüzü kırış kırış ama umutla evine aş yapan ,evini çekip çeviren ve yaptığı ekmeği, işlediği nakısı elinizin tersiyle hatta nankörce ittiğiniz kadınlarımızla baş etmek çok zor.
Makyajını yüzünden sildiğiniz, onları pamuklara sıkıca sardığınız bedenini sıkıca örttüğünüz sardıkça sardığınız kumaşlarla kuşattığınız, perdelerin ardına gizlediğiniz kapattığınız, zincirlediğiniz kadınlar!
Sokakta, yolda, çarşı pazarda tek bakışınızla etiketlemeler yaptığınız, isimler verdiğiniz hikayeler uydurduğunuz, omuz vurduğunuz anneniz, kız kardeşleriniz, ablalarınız ve eşleriniz evet işte tam da bahsettiğim gibi o kadınlar!
Nereye, ne zaman ve hangi koşullarla hangi saatlerde kiminle gideceğine karar vermeniz, planlamanız takip etmeniz onları yönetmeniz öylesine zor bir durum ki;
Tabularınızla kim olduğuna karar vermeniz gereken, inançlarınızla, namus kavramlarınızla nasıl davranmasını öğrettiğiniz kadınlarımız! Sistemin size bahşettiği destekten güç alarak nasılsa yeryüzünde var olan ve sizden yana olan o büyük adalet kavramıyla kişiliğinde, bedeninde, tüm düşüncelerinde kırılmalar ve benlik soykırımı yaşattığınız kadınlarınız!
Bu kavramlar ve günlük hayattaki rollerin içinde hatta rolden role girerken “Burada ben kimim ve hangi roldeyim?” sorusunu kendine sordurttuğunuz kadınlardan evet onlardan bahsediyorum.
İnançlarınız ve içi boş ahlak anlayışınız yüzünden size yalan söylemek zorunda kalan, zorbalığınız yüzünden sizi terk etmek üzere olan ve kendisine hiç bir seçim şansı bırakmadıklarınız…
Sözlü ya da güç kullandığınız şiddetiniz, üzerinde Gaslighting oyunları oynadıklarınız ve karakterinde büyük yarılmalar gerçekleştirdiğiniz…
Parçalarını çöplükten bulduğumuz ve bu çok mu gerçekçi oldu? Bu gerçekliği siz yarattınız!
Parçalarını yerin metrelerce altına gömdüğünüz ve çok mu iğrenç? Bu iğrençlik sizin ruhunuzla yıkandı ! Parçalarını balıklara yem ettiğiniz! Bu çok mu ürkünç? Bu ürkünçlük 21. Yüzyılda ne yazık ki rayından çıkmış bu ülkeye ait!
Bu ülkede yaşayan ve hala yaşam savaşı veren bir kadın iseniz…
8 mart dünya emekçi kadınlar gününüz saygı ve sevgiyle kutlu olsun.
Neslihan Arzum