22 Mart 1913’te Bursa’da dünyaya geldi.
Asıl ismi Hatun Cebilciyan’dır, Ermeni kızıdır ama resmi kaynaklar onun Bursa Vilayet Başkatibi Hafız Mustafa İzzet Bey ile Hayriye Hanım’ın kızı olduğunu söylüyor.
Atatürk’ün manevi kızıdır… Uçuş eğitimde gösterdiği başarılardan dolayı, Atatürk, kendisine şunları söyledi: “Beni çok mutlu ettin… Şimdi artık senin için planladığım şeyi açıklayabilirim…”
Dersim katliamına katılmadan önce brövesini aldı ve Eskişehir’deki 1. Hava Alayı’nda altı ay görev yaptı, bu sırada Trakya ve Ege manevralarına katıldı.
1937 yılında resmi makamlarca ‘Dersim Harekâtı’ adı verilen hava saldırısına katıldı. Bu harekâtta gösterdiği ‘üstün başarı’ sebebi ile Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın da katıldığı bir törenle kendisine “Türk Hava Kurumu Murassa (İftihar) Madalyası” verildi.
Sabiha Gökçen, Dersim’i nasıl bombaladığını 1956 yılında Halit Kıvanç’a verdiği bir röportajda şöyle anlatıyordu: “Canlı ne görürseniz ateş edin! Emrini almıştık. Dersim’i acımasızca bombaladık. Asilerin gıdası olan keçileri dahi ateşe tutuyorduk…”
Tan Gazetesine verdiği mülakatta ise “Dersim’deki uçuşlarım daha heyecanlı olmuştur. İnsan evvela bombalarını atıyor, bunlar bittikten sonra canlı hedef görürse makineli tüfeğe müracaat ediyor. Dersim’deki ilk bombardımanın heyecanını unutamam” sözleriyle yaptığı katliamı büyük bir övünç ve gururla anlattı.
Dersim katliamında yaptıklarının karşılığını fazlasıyla aldı. Türkiye’nin en büyük havaalanına, İzmir’de bir okula, Kocaeli’de bir caddeye, Bursa’da bir sokağa, İstanbul’da bir otele ismi verildi.
Sabiha Gökçen, doğum günü olan 22 Mart (2001) tarihinde Gülhane Askerî Tıp Akademisinde kalp yetmezliği sebebiyle hayatını kaybetti.
Ölümünün 21. yıldönümü nedeniyle bir anma yayınlayan CHP, Gökçen’i saygıyla andı.
Dersimli Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Helalleşme’ den söz ettiği bu dönemde Gökçen için yapılan anmalar CHP’nin hala tarihiyle yüzleşmek istemediğini gösteriyor. Peki, bu yüzleşme gerçekleşmeden ‘Helalleşme’ nasıl olacak?
Dersim katliamı, ne hiçbir siyasi ikbal uğruna manevra yapılabilecek ne de görmezlikten gelinecek bir insanlık trajedisidir.
Bir insanlık suçudur ve kanayan bir yaradır.