Zamanın birinde bir bakan ne yapsa kendini gazetecilere sevdiremez. Bu durumdan oldukça rahatsız olan Bakan, gazetecilere kendini sevdirmek ve bu duruma son vermek için basın mensuplarını etkilemeye karar vererek bir basın bildirisi yayınlar:
“Pazar günü saat 10:00 da bakan denizin üzerinde yürüyecek…”
Pazar sabahı saat 10:00 da tüm basın mensupları belirtilen yerde toplanır… Bakan gelir ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başlar. Karşı kıyıya kadar da yürür… Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okunur: “Bakan yüzme bilmiyor!”
Gazeteciliğin esprisi aslında biraz da budur. En önemli kuralı ise olayı hükümetin, bürokratın gözünden değil yurttaşın gözünden görmektir. Gazetecinin esas görevi, yurttaşlara doğru, güvenilir, kamu yararını gözeten haberi sunmaktır.
Medya Obdusmanı Faruk Bildirici ve Gazeteci Nevşin Mengü’nün arasında yaşanan ‘Reklam’ tartışmasını hayretler içinde takip ettim.
Sebebi şu; Nevşin Mengü ufak bir reklam paylaştı diye kıyametler kopuyorsa bizim Van yerel basınında yapılanlara ne diyeceğiz?
Faruk Bildirici Van yerel basının halini görse herhalde kahrından ölür.
Van Büyükşehir Belediye Basın Müdürü ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanı; bazı yerel gazetelere neden reklam vermediklerini “ Onlar bizim aleyhimize haber yapıyor” diyerek savunuyor. Bu sözlerin meali şudur: “Bize size reklam-ilan parasını boşuna mı veriyoruz. Bizi övün diye veriyoruz, eleştirin diye değil”… Yerel haber siteleri ve gazetelere niye reklam verdiklerini resmen itiraf ediyor.
Nevşin Mengü’nün dediği gibi, evet basın bir mecradır ve ekonomik olarak ayakta kalması lazım. Basının desteklenmesi ve gelir kaynaklarının artması için maddi her türlü teşvik sağlanmalıdır. Basının olmadığı yerde pervasızlık olur, medya denetçiliği olmaz, başıbozuk kişiler türer, başına buyruk birey ve sınıflar oluşur. Yasama, Yürütme ve Yargı kadar medya da demokratik yaşamın olmazsa olmasıdır.
Ama Van’da bu durum biraz daha farklı işliyor. Birçok kamu kurumu, bazı basın kuruluşlarını reklam pastasından faydalandırdıktan sonra o gazeteleri reklam parasını kesmekle tehdit ediyor. İşte basın ahlaksızlığı dediğimiz şey tam da burada başlıyor. Reklam-ilan geliri yerel gazetelerin üzerinde demokrasinin kılıcı gibi sallanıyor.
Tabi bu reklam-ilan parası kayyumlar tarafından bol bol dağıtılınca Van’da yeni bir ‘Gazetecilik’ türedi. Kamu kurumunda çalışan bir memur, haber sitesi kurarak bu reklam ve ilan parasından kendine pay koparmaya çalışıyor. Yani aslında bir nevi trol görevi yapıyorlar, parayı kapıyorlar. Bununla da yetinmiyorlar. İktidar yanlısı siyasetçi, iş adamı ne varsa bir şekilde iletişime geçiyorlar. Basın toplantılarına ‘Gazeteci’ olarak davet ediliyorlar.
Bu şahıslar kayyum belediyelerinde basın müdürlüğü yaparken aynı zamanda kendilerini gazeteci olarak tanıtıyorlar. İşi o kadar abartmışlar ki; kayyumun düzenlediği basın toplantılarına kayyumların basın müdürleri hep beraber gazeteci olarak katılıyor.
Devlet memuru olarak kamu kurumunda çalışıyor ama hakiki manada gazetecilik yapmak isteyen gazetecileri de ‘İdeolojik haber’ yapmakla suçluyorlar. İdeolojik haber nasıl oluyor, açıklayabilen varsa beri gelsin.
Bunun son örneklerinden biri de Süleyman Çomak. 657’ye tabi devlet memuru olmasına rağmen kendisini duayen gazeteci olarak tanıtıyor. Hatta geçtiğimiz Ekim ayında İstanbul’da düzenlenen bir törende aşiret lideri olduğunu söyleyen İskender Ertuş’a ‘Barış Elçisi’ ödülü dahi verdiler.
Eğer İskender Ertuş barış elçisiyse demek ki ben 2021 Nobel Barış ödülü sahibiyim (!)
Süleyman Çomak isimli devlet memuru şimdi de Van’ın Enleri diye yeni bir kampanya başlatmış. O da yakında Van’ın en başarılı insanlarını düzenlenecek bir ödül töreni ile açıklamaya hazırlanıyor. Oldum olası bu Van enleri gibi yarışmaları hiç sevemedim. Memleketin bu kadar başarılı insanı var ise eğer memleket niye bu halde açıkçası anlamış değilim.
Burada iş adamlarına ve sağduyulu kamu yetkililerine büyük bir görev düşüyor. Hakiki manada gazetecilik yapmayan, sizden biraz para koparmak için sözde gazetecilik yapmayan çalışan insanlara itibar etmeyin. Yanınıza gelip “Ben gazeteciyim’ diyenlere şu soruyu mutlaka sorun: “ Bugüne kadar hangi haberleri yaptın, yaptığın haberlerin linkini bana atar mısın?”… Bunu sorduğunuz anda gerçek yüzlerini görmüş olacaksınız.
Van medyası ve bu meslekten kirli ellerinizi çekin!
Bir karar verin; ya tüccar olun ya gazeteci