Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam saatlerinde herkesin merakla beklediği yeni kabinesini açıkladı. Daha bürokrat ve siyasetçi ağırlıklı kabinede İç Anadolu Bölgesinden 6 (Bunların dördü Konya’dan), Karadeniz’den 6, ‘Doğu-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden 4 Bakan bulunuyor. ‘Reyiz’, yeni kabinesinde kendisine en çok oy veren bölgelere en çok bakanlığı verirken kendisine Kılıçdaroğlu’ndan daha az oy veren Akdeniz ve Marmara Bölgesine birer bakanlık verdi.
Erkek egemen kabine de sadece 1 kadın bakan bulunuyor. Kabinede hiç Alevi olmaması ise ayrıca dikkat çeken hususlardan biri. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni kabinenin tüm kesimleri kapsayacağını söylemişti.
İçişleri Bakanlığına 22 yaşında Kaymakam olmuş, Şırnak-Ağrı ve son olarak İstanbul Valisi olarak görev yapmış olan Konyalı Ali Yerlikaya atandı. Yeni kabinede tam bir ‘Konya havası’ hâkim diyebiliriz.
Kabinde 4 ‘Kürt Kökenli’ Bakan bulunuyor. Bingöllü Cevdet Yılmaz Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Vanlı ama Ankara Nüfusuna kayıtlı Hakan Fidan Dışişleri Bakanı, Aslen Erzurum-Tekman’lı Yaşar Güler Milli Savunma Bakanı, Batmanlı Mehmet Şimşek ise Hazine ve Maliye Bakanı oldu.
Bu isimlerden Yaşar Güler ilk çıkışını 2010 yılında protokolde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrunnisa Gül’ün elini sıkarak yaptı. Güler bu çıkışıyla o güne kadar tabu olan bir konuyu yıktı.
Yaşar Güler ile ilgili bildiğimiz en vahim durum ise hükümet yetkilerinin ‘Yanlış istihbarat’ bahanesine sığındıkları Roboski katliamında Genelkurmay İstihbarat Başkanı olması.
İşte o günden sonra yükselişe geçen Yaşar Güler ödülünü önce Genelkurmay Başkanı şimdi de Milli Savunma Bakanı olarak aldı.
Erdoğan tarafından Dışişleri Bakanı olarak atanan MİT müsteşarı Hakan Fidan’ı ise bütün kamuoyu yakından tanıyor. Özellikle Oslo görüşmeleri, çözüm süreci ve 15 Temmuz gecesi, Fidan ile ilgili aklımızda kalan önemli olaylar. Ayrıca bir görüşmesinde söylediği ‘Diğer taraftan bu tarafa kaç füze attırır, Suriye’ye gireriz’ şeklinde ki sözleri ise hafızalarda ki tazeliğini koruyor.
Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Mehmet Şimşek ise ‘Ben de Kürdüm ama Kürt sorunu yoktur, terör sorunudur’ diyenlerden. Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanan Cevdet Yılmaz’da, Şimşek ile aynı düşüncelere sahip.
Kabinenin kritik bakanlıklarında dört ‘Kürt kökenli’ Bakanın bulunması bazı çevrelerde pozitif duygular uyandırdı. Ama biz Kamuran İnan, Hikmet Çetin, Abdülkadir Aksu ve Bekir Bozdağ’ın bakanlık dönemlerini yaşamış bir milletiz. Dayandıkları sisteme daha fazla yaranmak ve daha çok Türk olduğunu ispatlamak için ne kötülükler yaptıklarını da gördük.
Yeni kabine de olumlu hiçbir şey yok mu, var! beni olanlar değil, olmayanlar sevindirdi. Süleyman Soylu, Hulusi Akar, Sinan Oğan ve MHP’ye yakın isimlerin kabine de yer almaması ileride olumlu sonuçlara yol açacak mı, yaşayıp göreceğiz. Erdoğan bu kabineyi tamamen AKP’li kadrolardan oluşturarak uzun süredir ortaklık ettiği Avrasyacılara ‘Benden uzak durun’ demiştir.
Bu kabineden yola çıkarak Erdoğan’ın yeni dönem politikalarına baktığımızda şunları görüyoruz:
- Erdoğan’ın açıkladığı kabine, yeni dönemde ekonomiyi düzeltmek için kısmi de olsa normalleşme adına bazı adımların atılacağını gösteriyor. Hazineyi boşalttılar ve şimdi yeniden doldurmanın yollarını arıyorlar. Bunun yolu da Washington’dan geçiyor.
- Hakan Fidan’ın Dışişleri Bakanı, Yaşar Güler’in Milli Savunma Bakanı yapılması ise Suriye’de ve bölgede savaş politikalarının sürdürüleceği anlamına geliyor.
-Kabine dört Kürt bakanın bulunması yerel seçim çalışmasıdır. Genel seçimlerde Kürt oylarını büyük oranda kaybeden Erdoğan, yerel seçimlerde Kürt oyları olmadan metropol Belediyelerini kazanamayacağını biliyor. Bu da gösteriyor ki, Erdoğan yerel seçim stratejisini Kürt oyları üzerinden belirleyecek.
Hem nalına hem mıhına siyaseti devam edecek. Ancak bu sefer ABD-AB dengesi göz önünde bulundurulacak. Ekonomik olarak zor durumda olan Erdoğan, milliyetçi dengeyi fazla zorlamadan ekonomiyi rayına oturtmaya çalışacak. Bu kabine ekonomiyi iyileştirme kabinesidir. Ekonomide ki bu zorlanma bazı olumlu gelişmeleri beraberinde getirir mi, çok iyimser olmamakla beraber bekleyip göreceğiz.
-Uzun bir süredir sürdürülen savaş politikaları devleti her anlamda fazlasıyla yıprattı. Şimdi resterasyon zamanı. Sistem kendini revize edecek. Zaten mevcut devlet geleneği mecbur kalmadığı sürece iyi bir şey yapmaz.
Gelgelelim Kürt meselesine; kısa ve orta vadede bu konuda herhangi bir adım atılması mümkün görünmüyor ve Erdoğan’ın böyle bir niyeti de yok.
Ahmed Arif’in dediği gibi; …Gelgelelim/Beter, bize kısmetmiş/Barışa, bayrama hasret/Uykulara, derin, kaygısız, rahat/Otuziki dişimizle gülmeğe/Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri/Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret/Ve asıl biz biliriz kederi…
Serhat News
Bu yöntemlere kürtlerin nasıl bakacağı meçhul.Birincisi bu saydığın daha önceki dört bakandan ibaret bir kesim kürt politiktir ne yapacağı belidir diyer kalan kesim akşam yer yatar Sabah kalkar düşünce ar yoksunu bir kesim başkalarıyla gurur duyan naletlilerdir.
Bu yöntemlere kürtlerin nasıl bakacağı meçhul.Birincisi bu saydığın daha önceki dört bakandan ibaret bir kesim kürt politiktir ne yapacağı belidir diyer kalan kesim akşam yer yatar Sabah kalkar düşünce ar yoksunu bir kesim başkalarıyla gurur duyan naletlilerdir. Başarılar
Bazı bakanlar hakkında bilgi sahibi oldum. Güzel bir değerlendirme ve yorum
Güzel bir değerlendirme ve anlatım olmuş. Teşekkürler kalemine sağlık.