Türkiye’de 171 rüzgar santralinden biri de Van’ın Gevaş ilçesinde. Yaşam alanlarının uzağında yapılması gereken Rüzgar Enerji Santrali (RES) ile ilgili dünya ülkeleri, bir çok yola başvuruyor. Onlardan en önemlisi yerleşim, tarım ve kuş yollarından uzak yapılması. Uzmanlara göre Türkiye’de yapılan RES’ler, arkasında on binlerce kesilmiş ağaç bırakıyor ve ormanların yanında hayvanlar da zarar görüyor.
Van’ın Gevaş ilçesinde 2 Aralık 2020 tarihinde, 55 milyon dolarlık yatırımla 14 rüzgâr türbininin yer aldığı Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) kuruldu. FİBA Grup tarafından 2 bin 900 rakımlı Van’ın Gevaş bölgesinde kurulan, 53,2 megavatlık RES ile 50 bin hanenin elektrik ihtiyacının karşılanacağı öngörülüyor. RES’ler iklim değişimine karşı alternatif enerji kaynağı olarak ortaya çıktı. Bilindiği gibi küresel ısınmanın temel nedeni, enerji üretiminde kullandığımız fosil (kömür, petrol, doğalgaz) yakıtların havadaki karbondioksit oranın sürekli arttırmasıdır. Türkiye’de toplamda 171 rüzgar santrali bulunuyor. Kurulduğu bölgeler itibariyle hem yararlı hem de zararlı görülüyor. RES’lerin iklim değişimine karşı alternatif enerji kaynağı olarak ortaya çıktığını belirten İnşaat Mühendisi Ulaş Tamur, küresel ısınmaya karşı çözüm olarak bulunan RES’lerin, küresel ısınmayı azaltma potansiyeline sahip olan ormanlar üzerine kurulduğunda varoluş nedeninin ortadan kalkacağını söyledi: “RES’ler ‘ormana değil başka yere kurulsun’ demek sorunu çözmüyor. Kurak alanlara RES yapmak yerine ağaçlandırabiliriz.”
‘RES’ler yaşam alanlarından uzaklıkta yapılmalı’
Yapılan son araştırmalarda, yenilenebilir enerji kaynakları mevzuatları ve yönetmeliklere göre yeni nesil türbinlerin yaşam alanlarından, ova gibi düz alanlarda en az 2 km, tepelik alanlarda ise en az 3 km mesafelerde yapılması gerekir. Yerleşim alanlarına 1 km ve daha yakın olan RES’lerin, gürültü, düşük frekanslı ses ve gölge etkileri olumsuz anlamda gözlemlenmekte. Pek çok ülke, özellikle bu sağlık etkilerinin meydana gelmesinin engellenmesi için RES’lerin yaşam alanlarından uzaklıklarına ilişkin yasal düzenleme yapıyor. Bunun yanı sıra özel şirketlerin yerel kamu kurumlarına başvurduğu ÇED raporu sonrası izinler alınabilmekte. İzmir’de Çandarlı’ya 2 kilometre uzaklıkta yer alan RES’lerden birisinin pervanesi 2016 yılında kopmuş ve RES direğinin evine kuş uçuşu 220 metre uzaklıkta olduğunu belirten İbrahim Halil Mancı, faciaya ramak kaldığını, ölümden döndüklerini söylemişti.
‘Yenilenebilir enerji kaynakları insan faktörleri göz önünde bulundurularak yapılmalıdır’
RES hakkında, Van Makina Mühendisleri Odası (MMO), rüzgar türbinlerinin üzerine kurulduğu döngüsel rüzgar yollarının aynı zamanda bazı kuş türlerinin de göç yolları olduğunu, bu yüzden sağlıklı veya gerekli ölçüm ve izlemeler yapılmadığı zaman rüzgar türbinlerinin, göçebe kuş türlerinin zarar görmesine neden olabildiğini vurguluyor. MMO konuda dair görüşlerinde, “Ülkemizde enerji ihtiyacını karşılamak üzere genelde ithal enerji kaynakları kullanılmış, fosil kaynakların ithalatına dayalı yüksek maliyetli yatırımlar yapılmış, enerjideki dışa bağımlılık Türkiye için ciddi boyutlara ulaşmıştır. Bu temelde yenilenebilir enerji kaynakları doğa, çevre ve insan faktörleri göz önünde bulundurularak yatırımların kamu yararı ve halkın temiz enerjiye ulaşılabilirliğinin sağlanması günümüz şartlarında temel bir ihtiyaçtır” diyor. Temel enerji politikasının, enerjinin tüm tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve güvenilir bir şekilde sunulması, gerektiğini vurgulayan oda yönetimi, bu anlayış ve yaklaşımın, enerji ihtiyacının karşılanmasının, bir kamu hizmeti olarak yürütülmesi gereğini ortaya çıkardığını söyledi.
‘RES’ler ormanlar üzerine kurulduğunda varoluş nedeni ortadan kalkar’
RES’lerin iklim değişimine karşı alternatif enerji kaynağı olarak ortaya çıktığını belirten İnşaat Mühendisi Ulaş Tamur, küresel ısınmaya karşı çözüm olarak bulunan RES’lerin, küresel ısınmayı azaltma potansiyeline sahip olan ormanlar üzerine kurulduğunda varoluş nedeninin ortadan kalkacağını söyledi. Tamur, “RES’ler ‘ormana değil başka yere kurulsun’ demek sorunu çözmüyor. Kurak alanlara RES yapmak yerine ağaçlandırabiliriz” dedi.
‘RES’ler yalnızca ormanlara değil hayvanlara da büyük oranda zarar veriyor’
Tamur’a göre kapitalizm var olduğu sürece enerji ihtiyacı da hiç bitmeyecek. RES’e yatırım yapan sermayedarların da rüzgarın en fazla olduğu bölgeleri seçtiğini, bu yerlerin de en fazla ormanlarla kaplı dağlar ve tepelerin olduğunu aktardı. Ormanlık yerlere inşa edilen RES’lerle on binlerce ağacın kesildiğini de sözlerine ekledi: “Binlerce metre kare alanda ağaçlar kesilip beton dökülüyor. Kanatların taşınması için yollar geniş tutuluyor ve kilometrelerce yollar yapılıp ağaçlar kesiliyor. Üretilen elektriğin taşınması için yüksek gerilim hatları inşa edilir. Yüksek gerilim hatları için kilometrelerce uzunluğunda yollar açılır ve bundan dolayı on binlerce ağaç kesilir. RES’ler yalnızca ormanlara değil hayvanlara da büyük ölçüde zarar verir. Rüzgar tribünlerinin uğultusu, yedikleri böceklerle ekinlere fayda sağlayan yarasaların, göç yollarını engellemekte. Rüzgar tribününün hareketli kanatları çok sayıda yarasanın ve diğer kuş türlerinin ölümüne neden oluyor.”
‘RES’ler yerleşim, tarım alanlarında ve kuşların yollarında olmamalı’
Van ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık ise dünyanın en temel sorununun küresel ısınma olduğunu ve bu sorunun tek çözümünün fosil yakıtlardan vazgeçilmesi olduğunu söyledi: “Bugün tek alternatifin yenilenebilir enerji olması gerekiyor. Yenilenebilir enerji derken, GES ve RES’lerin olması gerekiyor. Özellikle güneş ve rüzgar kimsenin sahip çıkmadığı demokratik olarak herkese eşit şekilde yansıyan doğanın bize bahşettiği olağanüstü bir olaydır. Bu enerji santralleri, doğru yerde ve doğru alanda, su yollarına, kuş yollarına değil hava sirkülasyonu ile ilgili uygun yerlere kurulursa hiçbir sorun yok. Tarım alanlarına veya yerleşim alanlarına kurulursa bu ciddi bir tehlike doğurur.”
(ro)