1. Haberler
  2. Güncel
  3. Sanık halen görevde, cinsel saldırı davası ise zaman aşımından düşürüldü

Sanık halen görevde, cinsel saldırı davası ise zaman aşımından düşürüldü

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 2015’te cinsel saldırıya uğrayan S., sanık hemşire S.Ö. tarafından tehdit edildi, mobbinge maruz bırakıldı ve işten çıkarıldı. Zaman aşımı gerekçesiyle dava düştü, sanık ise hâlâ görevde.

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan S., 5 Ekim 2015’te aynı serviste çalışan erkek hemşire S.Ö.’nün cinsel saldırısına uğradı. S.’nin, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmasının ardından S.Ö. hakkında 6 Aralık 2015’te dava açıldı. Mersin 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi, 2016’da S.Ö.’yü ‘cinsel saldırı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 2016’da 3 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ancak Yargıtay, 8 yıl sonra 10 Eylül 2024’te verdiği kararla davayı zaman aşımından düşürdü. S., avukatı aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

‘Bundan sonra konuşmayız olur biter’

Artı Gerçek’e konuşan S., yaşadıklarını şöyle anlattı:

 

“Göreve başladıktan iki gün sonra nöbete kaldık. S.Ö. benimle aynı serviste çalışıyordu. Nöbete kaldığımız gece diğer kız arkadaşlarla beraber biraz dinlenmek ve uyumak için içeri geçtik. S.Ö. fotoğraflarımızı çekiyordu uyurken. Onun fotoğraf çekme sesiyle uyandım ve ne yaptığını sordum. Uyuyoruz diye bizi şikâyet edecek diye düşündüm. Kızları kalkmaları için uyardım ve fotoğrafımızı çektiğini söyledim. Arkadaşlarımdan biri onunla tartışmaya başladı. Arkadaşıma yumruk atmaya kalkıştı ve eli duvara değdi. Elinde kırık oluştuğu için 45 gün rapor aldı. 45 gün sonra hastaneye döndüğünde de yine ilk nöbeti benimleydi. Tuvalete gittiğim sırada arkamdan geldiğini fark ettim ve önceki olay yüzünden panikledim, hemen çıktım. Ama kapıyı kapatıp beni duvar dibinde sıkıştırdı fiziksel temasta bulundu. Kendime geldiğimde çığlık attım ve kapıyı açar açmaz orayı terk ettim. Şikayetçi olmadan önce hastanede çalışan diğer arkadaşlar bizi yüzleştirdiğinde “bir anlık erkeklik şeyime denk geldi, bundan sonra konuşmayız olur biter” dedi. Olayı hemen aileme anlattım ve ailem hemen polisleri aradı. Hastanede polis ve güvenlik olmasına rağmen olayın şokuyla onları çağıramadım. Ertesi gün hastaneye polis gelince şikayetçi oldum ve dava açıldı.”

‘Tehdit edildim, mobbinge uğradım, işten çıkarıldım’

İkinci duruşmada S.Ö’nün ceza aldığını belirten S., “Mahkeme salonunda onunla karşılaşınca bile geriliyordum. İkinci duruşmadan sonra ceza aldı. Ama bu sürede ne açığa alındı ne de hâlâ görevinden ayrılmış değil. Hatta dava süreci boyunca aynı hastanede farklı yerlerde çalıştık ve hastane için de o değil de ben mobbinge uğradım. O memur ben taşeron işçiydim. Sürekli değişik gerekçelerle benim hakkımda tutanaklar tutuluyordu. Stresten sağlığım bozuldu. Mermi fotoğrafları paylaşarak beni tehdit ediyordu. Başhemşire beni arayıp ‘çıkışını yaptık, artık işe gelme’ dedi. Meğer beni üç gün işe gelmemiş gösterip işten çıkarmışlar. Kadro almak üzereyken bir anda kendimi KPSS çalışırken buldum” dedi.

‘Zaman aşımı kararıyla daha da mağdur oldum’

Sekiz yıl Yargıtay’dan çıkacak kararı beklediğini ifade eden S., “İlk aldığı cezayı az bulurken bu defa Yargıtay’ın karar aşamasına kadar dava zaman aşımına uğradı. Ben bu yılın başında CİMER’ e davamın zaman aşımına uğramasından korktuğumu ve bu duruma ilişkin kararın bir an önce verilmesine ilişkin başvuru bile yaptım. Çok kötü günler geçirdim. Ama şimdi bu kararla daha da mağdur oldum” diye konuştu.

‘Böyle kararlar toplumun adalete olan güvenini zedeliyor’

Artı Gerçek’e konuşan S.’nin avukatı Nazmi Ayaz ise “Müvekkilimin yaşadığı mağduriyet üzerinden bir kez daha toplumsal adaletin işleyişine dair yaşanan sorunları rahatlıkla görebiliyoruz. Müvekkilimin yaşadığı olayda adaletin gecikmesi onun psikolojik travmalarını tetiklerken, böylesi kararlar toplumun adalete olan güvenini de zedeliyor. Bir ülkenin hukuk sistemi, yalnızca yasaları uygulamakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal huzurun ve güvenin teminatıdır. Müvekkilimin yaşadığı olay, Türkiye’deki hukuki gecikmelerin sadece bir örneğidir. Yargı sürecinin uzun yıllara yayılması, sadece kişisel hakların ihlaliyle sınırlı kalmamaktadır. Adaletin ertelemesi, devletin ve hukuk organlarının sorumluluğunu yerine getirememesi, insan hakları açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor” dedi.

Sanık halen görevde, cinsel saldırı davası ise zaman aşımından düşürüldü - Avukat Nazmi Ayaz
avukatı Nazmi Ayaz

‘Sanığın görevine devam etmesi toplum açısından sorun’

Sanık hemşire S.Ö’nün hâlâ görevine devam etmesinin hastalar ve iş arkadaşları açısından da tehdit olduğunu dile getiren Ayaz, “Sanığın kamu görevlisi olması, bu davayı sadece bireysel bir mağduriyet meselesi olmaktan çıkarıp, toplumsal bir mesele haline getirmektedir. Sanığın dava süreci boyunca ve sonrasında da görevine devam etmesi, toplum açısından da sorunlu bir durum ve herkes açısından da tehdit oluşturuyor. Bu dava, Türkiye’deki adalet sisteminin hızla gözden geçirilmesi gerektiğine dair güçlü bir mesaj vermektedir. Hukukun hızlı, etkin ve adil bir şekilde işlemesi, toplumun temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alınması gerekiyor. Müvekkilimin hakkını aramak ve bu hak ihlallerinin giderilmesini sağlamak adına Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunduk. Umuyoruz ki Anayasa Mahkemesi, anayasal güvencelerin ihlal edildiğini tespit ederek müvekkilimizin mağduriyetini giderecek bir karar verecektir” diye konuştu. Kaynak: Zelal Sahidenur Sari -Artı Gerçek

 

Serhat News

 

Tepki Ver | _a_rm_2
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
2
_a_rm_
Şaşırmış
Sanık halen görevde, cinsel saldırı davası ise zaman aşımından düşürüldü
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Erciş Haberleri