Yerel 2024 seçimlerinin “sathı mailine” girdiğimiz bu son bahar günlerinde, Van’da da aday adayları bir bir kamuoyuna deklere edilmeye başlanıyor. Zaman geçtikçe mail artacak gibi! Bir yerel kamu kurumu olan belediyelerin başındaki bir iki kişinin değişmesinin bu kadar önemli görülmesi, aslında bu ülkedeki yerel demokrasi anlayışının ve işleyişinin ne kadar kişi odaklı ve temelsiz olduğunun da göstergesidir. Sunulması gereken belediye hizmetleri, adaylar veya kişiler kadar tartışılmadıkça bir kısır döngü içinde olduğumuzu ve böyle kalacağımızı görmek zorundayız. Kim-lerin seçileceği kadar ne yapması gerektiği de seçimlerden önce net bir şekilde programlanmalıdır.
2016 yılından bu yana Van’da dahil bölge belediyelerinin zaten kayyım işgali altında olduğunu ve halk için bir hizmet politikasının asla öncelik olmadığını biliyoruz. Yandaş ve atanmış memurların önceliği “kendi bütçeleri” olacağını herkes bilir/bilmelidir. Böyle olmasaydı dünya genelinde yerel seçim gibi bir seçim sistemine ihtiyaç duyulmazdı.
Özetle AKP-MHP iktidarı “kendilerine yönelik” “15 Temmuz Darbe Girişimi’ni” bir Allah’ın Lütfu olarak yorumladı ve seçimle alamadığı ve bu koşullarda hiçbir zaman alamayacağı belediyeleri bir tür darbeyle yani kayyımla gasp etme yoluna gitti. Bu yazının konusu olmadığı için kayyım gaspının Van’daki yaklaşık 60 bin engelli yurttaşın nasıl olumsuz etkilediğine dair kapsamlı bir değerlendirme yapmayacağız. Ancak “aşağıdaki yapılacak işler listesinin” yaklaşık 8 yıldır ertelenmesinin en önemli etkenleri “etik dışı, hukuk dışı, sömürgeci ve anti demokratik olan kayyum rejimidir” diyerek asıl konumuza gelelim.
Bu yazı, 2024 Mart ayı sonunda, onurlu halkımızın, bu gaspa son vereceğini bilerek, seçilecek yeni yönetimlere şimdiden bir taslak öneri listesi sunmak, aday adaylarına, bu ilde ve tüm ilçelerde gerekli hizmetler sunulmadığı için ev hapsinde tutulan binlerce engellinin varlığını hatırlatmak amacıyla yazılmıştır.
* Belediyelerin kurumsal yapısı içerisinde engellilerin özne olduğu bir yapı yeniden kurulmalıdır.
Van’da ve birçok ilde engelli hizmetleri bağımsız bir daire başkanlığı olarak değil, sosyal işler veya sağlık işleri ile birlikte ele alınmakta ve kurumsal yapı bu şekilde işletilmektedir. Van Büyükşehir Belediyesi’nde mevcut haliyle “Engelli ve Yaşlı Şube Müdürlüğü” olarak kurum içinde yer bulan engelliler için var olan kurumsal yapının yeterli olmadığı bilinmelidir. On binlerce engelliye yaklaşımı gösteren bu kurumsal konumlanma yetersizdir. Engelli Hizmetleri Dairesi Başkanlığı özerk olmalı, sosyal yardım ve sağlık işlerinden bağımsızlaştırılmalıdır. Engellileri, salt yardım yapılacak yoksul insanlar olarak gören bu sağlamcı bakış açısı engellilere yönelik her türlü ayrımcılığı pekiştirmektedir.
60 bin engellinin yaşadığı Van’da, Van Büyükşehir Belediyesi’nin 2022 Faaliyet Raporunda sadece 33 kişiye tekerlekli sandalye verildiği, 5.183 kişiye “hijyen paketi” verildiği, 517 engellinin de hastalık durumunda taşındığı ifade edilmiştir. 100 milyondan fazla kaynağı harcayıp bu kadar az faaliyet yapan Kayyum idaresinin engelliler için reel bir hizmet sunmadığı gözle görünür düzeyde zaten açıktır. Engelliler için stratejik planda belirlenen ve tahsis edilen bütçe engellilere ulaşmamıştır. Bu yönüyle yeni seçilecek yönetimin ilk incelemesi gereken yolsuzluk başlıklarından birisi de bu alandaki harcamalar olmalıdır.
Ancak gelecek dönemde kapsamlı bir fizibilite, kadro ve bütçe ile, belediye hizmetlerinin tümünün ve şehrin, engelli yurttaşlar için de erişilebilir olması için alanında yetkin engelli bireylerin yönetici olduğu bir daire başkanlığı tahsis edilmelidir. Personelleri içinde her engel grubundan uzmanların olduğu, engellilik üzerine akademik ve pratik çalışmaları olan ilgili meslek dallarından kişilerin görev aldığı bu kurumsal düzenleme diğer başlıklardaki önerilerin uygulanması için de ilk şarttır.
* Belediye binalarının fiziksel ve dijital erişilebilirliği arttırılmalıdır
Bir şehrin en erişilebilir binaları belediye hizmetlerinin sunulduğu binalar olmalıdır. Van’da Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin ve bunlara bağlı hizmet birimlerinin olduğu binaların çok önemli bir bölümü engelli erişilebilirlik mevzuatına uygun değildir. Kendi binalarını erişilebilir yapmamış belediyelerin engellilik alanına ilişkin diğer sözleri tamamıyla temelsiz olacaktır. Sadece fiziksel bir erişilebilirlik değil söz konusu olan aynı zamanda e-devlet ve belediye internet sitelerinin de engel gruplarına özgü erişilebilirlik kriterlerine uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Van’da bazı belediyelerin internet siteleri olmadığı gibi birçoğunun e-devlet entegrasyonu bile mevcut değildir. Sadece engellileri değil tüm yurttaşları ilgilendiren bu entegrasyon sorunu gecikmeksizin sağlanmalıdır. Dijital erişilebilirliğin tüm imkanları ancak bu alanda yetkin personellerin istihdamı ve kullanıcıların bu yönlü eğitimi ile daha mümkün olacaktır.
* Belediye eş “başkanları” dahil tüm personele engelli hakları farkındalığı eğitimi periyodik bir şekilde verilmelidir.
Bölgemizde ve yaşadığımız Ortadoğu’da engellilere ve haklarına dair yeterli düzeyde hak bilinci yoktur. Birçok engelli kamuoyunun önünde istismara, tacize ve her türlü hak ihlaline sistematik bir şekilde maruz kalmasına rağmen konu ile ilgili bireyler ve kurumların yeterli karşı duruşu sergilemediğine defalarca tanık oluyoruz. Yeterli düzeyde eğitim, sağlık ve ulaşım hakkı sağlanmayan, sosyo-ekonomik ve psikolojik rehabilitasyon hizmeti alamayan bireyler olarak engellilerin maruz kaldığı koyu bir ayrımcılık iklimindeyiz. Çoğu zaman sokakta, kahvede, yolda şiddete maruz kalan engellilere yönelik müdahalesizlik ve yaptırımsızlık kültürünü kırmak ancak kapsamlı bir hak bilinci eğitimi ile mümkün olacaktır. Başta BM Engelli Hakları Sözleşmesi olmak üzere bu alanda sağlamcılık ve ayrımcılığı azaltacak bir müfredat tüm belediye personeline, otobüs şoförlerine ve halka doğrudan hizmet sunan herkese zorunlu tutulmalıdır.
* İmar ve ruhsat işlerinde erişilebilirlik mevzuatı mutlak biçimde uygulanmalıdır.
Şehir erişilebilir hale getirilmelidir. Yıl dönümünde olduğumuz Van 2011 depreminden sonra şehrin bir inşaat şantiyesi görünümünü kazandığı bilinmektedir. Yol, kaldırım, geçit, üst-alt geçit, otopark gibi başlıklarda engelli yurttaşların erişim ihtiyacı önceliklendirilmelidir. Öte yandan tüm bina, işyeri, toplu taşıma araçlarında asansör, sesli-görsel ve Braille yazı ile uyarıcıların konumlandırılması, yapılara WC, Asansör, Tekerlekli Sandalye Geçitleri, Yol izleklerinin mevzuata uygun yapılmasının sağlanması gereklidir. Kentsel dönüşüm adı altında Van da diğer birçok il gibi çok hızlı bir değişim içindedir. Ancak engelli bakış açısı ile yeniden bir inşa yaklaşımı esas alınmadığı için kentler yeniden eskisi gibi erişilemez şekilde inşa edilmektedir.
* Belediyelerde zorunlu yasal istihdam kotası doldurulmalıdır.
Engellilerin en önemli sorunlarının başında işsizlik, yoksullaşma ve “görünmezlik” gelmektedir. Bu sorunların tümüne deva olabilecek en etkili yol, engelli istihdamının görünür kılınarak arttırılması olacaktır. Belediyeler zaten 4857 ve 657 sayılı yasalar gereği kurumlar engelli istihdam etmek zorundadır. Bu yönüyle engelli istihdam kotalarını doldurmayan belediyeler suç işlemekte, İŞKUR Van il müdürlüğü ve aynı zamanda Kayyum olan Vali de bu suçun gereği olan yaptırım sürecini işletmediği için suça ortak olmaktadır. Kayyum gaspının garabeti olan bu durumda, Vali’nin kendi kendisini yargılaması veya kayyumun hiyerarşik astı olan İŞKUR İl idaresinin üstlerine yaptırım uygulaması gerekiyor! Seçimlerden sonra bu garabet ortadan kalkacağından belediye idaresi doğrudan yasanın gereği olan kotalarını diğer resmi kurumlara örnek olmak için de doldurmalıdır.
* Belediye hizmet alanındaki tüm engellilere yönelik kapsamlı bir araştırma yapılmalıdır.
Belediyeler kayyum gaspından kurtarıldıktan hemen sonra gerekli kurumsal dönüşüm sağlanmalı ve Van’da resmi verilerle 60 bin civarında olan engellilerin sosyo-ekonomik statüleri tam sayım yöntemiyle kapsamlı bir şekilde raporlanmalıdır. Bu çalışma yapılmadan sunulacak hizmetlerin önemli bir bölümü, herhangi bir ihtiyaç analizi yapılmadan kayyumun yaptığı gibi tekerlekli sandalye dağıtmaktan ibaret kalacaktır. Süreğen hastalıklar ve temel ihtiyaçlarını karşılayamayan yaşlılar dahil edildiğinde yüz bini aşan bu verinin engel gruplarına göre dağılımı, engel oranlarının ağırlığı, yaş-cinsiyet-eğitim-ekonomik durum ve ilçelere göre görünümümün tespiti yapılmalıdır. İlçelere ve hatta bazı mahallelere sunulacak engelli hizmetlerinin gerçekten ihtiyaç odaklı olması için bu çalışma bir ön fizibilite imkanı sunacaktır.
* İşaret dili tercümanı tüm etkinliklerde görevlendirilmelidir.
Engellilerin toplumun içindeki oranının çok altında sosyal yaşama, medyaya, siyasete ve genel olarak hayata dahil olamadıklarını biliyoruz. Korumacı muhtaçlık yaklaşımı, ailelerin, engelli bireyi bilinçsiz topluma karşı koruma isteği engellilerin önemli bir bölümüne tecrit koşullarını dayatmaktadır. Hem belediye hizmetlerinde hem de diğer kamu hizmetlerinde işaret dili tercümanı sadece işitme engellilerin erişim hakkını sağlamakla kalmayacaktır aynı zamanda engelliliği görünür kılacak ve söz konusu tecridi kısmen kıracaktır. Van özelinde her ilçe belediyesinde bir işaret dili tercümanının istihdam edilmesi, belediyelerin tüm etkinliklerinin işaret dili versiyonlarının kayıt altına alınarak da sunulması bu bağlamda çok faydalı olacaktır.
* Halk toplantılarında engelli katılımı ve gündemi için bir çalışma yürütülmelidir.
Kayyum döneminde halka beton bloklarla kapatılmış belediyelerin, gelecek seçimlerden hemen sonra kapılarını, salonlarını ve meydanlarını yeniden halka açması gerekmektedir. Ancak halk toplantılarının verimli olması ve hizmetlerde bir dönüşüm sağlayabilmesi ancak ilgili kişi ve kurumlarının alınabildiği platformlar olmaları ile mümkün olacaktır. Van genelinde engellilik alanında faaliyet yürüten 20-30 derneğin yürütme kurullarına, engellilerin tümüne ve engelli ailelerine özgü periyodik halk toplantılarının alınması hem engellilerin siyasal katılma ve siyasal davranış kalıplarını geliştirecektir hem de belediye hizmetlerine ilişkin temel eksikliklerin bizzat muhataplarınca ifade edilmesine alan açacaktır.
* Engelliler için ‘erdemli kamu hizmetleri’ kamusallaştırılmalıdır.
Her biri kapsamlı bir eylem planı gerektiren bu yazının maddelerinin sonuncusu ve belki de en önemlisi erdemli kamu hizmetlerinin kamusallaştırılması ve belediye eliyle yürütülmesi olacaktır. Engellilere sunulan rehabilitasyon, eğitim ve sağlık hizmetlerinin özel sektör ve piyasa vicdanına terk edilmesi engellilerin bu hizmetlerin çoğundan yararlanmamasına veya “kağıt üzerinde” yararlanmasına yol açmaktadır. Belediye bünyesinde her ilçede yeterli sayıda açılacak rehabilitasyon merkezleri ve Van merkezde açılacak tam teşekküllü bir rehabilitasyon hastanesi tüm engellilere hizmet sunmalıdır. Engelliler temel rehabilitasyon, eğitim ve sağlık hakları için herhangi katkı payı veya benzeri bir ödeme yapmadan bu hizmetlerden yararlanabilmelidir.
Yukarıdaki taslak liste engelli haklarının da temel insan hakları olduğu ve onurlu bir toplumsal yaşamın engelliler için de hak olduğu gerçeği ile yazılmıştır. Belediye yönetimleri için aday olan her başkan ve encümenin bu listeyi özümsemesi ve gerçekleştirilmesi için çaba harcaması gereklidir. Her geçen gün iş kazası, trafik kazası, savaş ve militarizm, yetersiz beslenme ve diğer birçok nedenle yaşamımızda sayısı artan engellilerin insan onuruna yakışır bir yaşam koşulu için hepimizin en yakınımızdaki engellilerden başlayarak bu listeyi ve uygulamalarını savunmamız gerekiyor. Uzun bir yazı oldu ama şu an tavana gözlerinin dikmiş binlerce engellinin bakışı kadar veya dört duvar arasındaki on binlerin tecridi kadar değil!
Serhat News
[…] işgalleri, sarı çizgilerin uygun yapılmaması, trafik ışıkları, rampalar, asansörlerin çalışmaması görme engellilerin toplumsal yaşama katılmasını zorlaştırıyor. Görme […]