Taşımalı eğitimin sınırlandırılmasıyla Van’da iki köyün servisleri kaldırıldı. 220 öğrenci bir haftadır okula gidemezken veliler, yatılı bölge okullarındaki taciz ve şiddet olaylarına dikkat çekerek çocuklarını yatılı göndermek istemediklerini söyledi.
Tasarruf tedbirleri kapsamında Taşımalı Eğitim Yönetmeliğinde yapılan değişiklik 1 Ağustos’ta resmî gazetede yayınlandı. Değişiklikle, taşımalı eğitimin kapsamı 50 kilometreden 30 kilometreye düşürüldü. 30 kilometreden daha uzun mesafede ikamet eden ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerinin yatılı bölge ortaokulları (YİBO) ve pansiyonlu okullara yerleştirilmesine karar verildi. 10 öğrenciden daha az öğrencinin bulunduğu köyler de taşımalı eğitim kapsamından çıkarıldı. Bu durum sorunları da beraberinde getirdi.
220 öğrenci servissiz kaldı
Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Yolaşan ve Erkaldı köylerinin servisleri kaldırıldı. 220 öğrencinin bulunduğu iki köyde çocukların YİBO ve pansiyonlara gönderilmesi istendi. Aileler ise şiddet ve taciz olayları nedeniyle çocuklarını pansiyonlara ve YİBO’lara göndermek istemiyor.
Veliler, çocukların kişisel ihtiyaçlarını bile tek başına karşılayamadığına dikkat çekiyor ve ailelerinden ayrı yatılı okulda okumalarının psikolojilerine, eğitim hayatlarına zarar vereceğini vurguluyor. Veliler, Gürpınar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından soruna çözüm bulunmasını istiyor.
Şiddet ve taciz olayları
Velileri endişelendiren taciz ve şiddet olaylar geçtiğimiz yıllarda basına yansıdı. Van’ın Gürpınar ilçesinde 2017’de Yatılı Bölge Ortaokulu’nda okuyan erkek öğrencilerin öğretmen Hayrettin K.’nın cinsel istimarına maruz bırakıldığı tespit edildi. Hayrettin K., 68 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2022 yılında Gürpınar İlçesi Akpınar Mahallesi’ndeki okullar bölgesinde Burhan Öner Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi, Gürpınar Anadolu Lisesi ve Haluk Varlı Anadolu İmam-Hatip Lisesi öğrencileri arasında çıkan kavgada üç öğrenci bıçaklanarak yaralandı.
2014 yılında Çaldıran ilçesinde Zahide Mehmet Salih Tamince Meslek Lisesi’nin erkek öğrenci yurdunda kalan öğrenciler arasında çıkan kavgada bir öğrenci bıçaklanarak öldürüldü, bir öğrenci de yaralandı.
‘Çocuklarımızı koruyamıyorlar’
Yolaşan Köyü’nden Mustafa Tunç’un ortaokula giden dört torunu var. Torunlarını pansiyona göndermeyeceğini vurgulayan Tunç, şunları söyledi:
“Dinimizde, ‘hakkını aramazsan haksızlığa uğrarsın’ diye bir söz var. Bu yüzünden biz hakkımızı arıyoruz. Biz bu ülkeye vergi veriyoruz. Diğer köylerin servisleri çalışıyor ama bizimkileri iptal ediyorlar. ‘Çocukları yollayın’ dedikleri pansiyonlarda taciz olayları yaşanıyor, bıçaklanma olayları yaşanıyor. Tam bir çeteleşme var, başıboş bir yer. Çocuklarımızı koruyamıyorlar. Bizim köyümüz başarılı bir köy. Doktorumuz, savcımız, hakimimiz, öğretmenlerimiz var. Ama bu zihniyet bizi eğitimsizliğe maruz bırakmak istiyor. Servislerimizin yeniden verilmesi için başvuru yapıyoruz ama vermiyorlar. Servis verilmezse küçücük çocukları yatılı okula göndermeyiz. İlla çocukları yollayın diyen yetkililer önce çocuklarını o pansiyona yollasın” dedi.
Mustafa Tunç
‘Tasarruf değil rant peşindeler’
Yolaşan Köyü’nden Hüseyin Akbulut’un da iki çocuğu var. Akbulut, “Bir öğrencinin pansiyonda kalmasını basit bir usulle hesaplayalım. Sabah akşam birer dürüm yediğini düşünelim 140 TL yapıyor. Pansiyondaki diğer giderler hariç. Taşımalı eğitimde ise bir çocuğun günlük maliyeti 30 TL. Bu basit hesaba göre bile bu bir tasarruf tedbiri değil. Ortada bir rant var. Milli Eğitime gidip başvuruda da bulunduk. Sen devlet olarak tasarrufa gidiyorsun ama hâlâ benim çocuğum üzerinden rant elde etmeye çalışıyorsun” diye konuştu.
Hüseyin Akbulut
‘Cocuğum tırnaklarını bile kendisi kesemiyor’
Kızının beşinci sınıfa gittiğini vurgulayan Akbulut, “Beşinci sınıfa giden bir kız çocuğunu pansiyona gönderemem ben. Tırnaklarını bile hâlâ annesi kesiyor. Duşunu tek alamıyor. Dün bana ‘haftada bir banyo yapsınlar’ diyorlar. Sen kendi çocuğuna hafta bir banyo yaptırır mısın? Peki bu çocuk hangi psikolojiyle bir hafta anne babasından ayrı kalacak ve derslere adapte olacak? Başarı arıyorsa zaten başarılıyız. Bu benim çocuğumu geri düşürmek içinse, bu çocuğun geleceğiyle oynamak içinse burada sıkıntı büyük. Bu psikolojik bir savaştır. Ben kızımı kimseye kurban etmem. Biz artık teknoloji çağındayız. Bunların zihniyeti kötü. Bunlar doğaya, insana, kültüre düşmanlar. Bizim çocuklarımıza düşmanlar. Bizim çocuklarımız okumasın diye çıkardılar bunu” dedi.
‘Kimse sorumluluk almıyor, topu başkasına atıyor’
Erkaldı Köyünün muhtarı Şahin Yavuz, köylülerden İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne defalarca başvurduğunu ancak sonuç alamadığını dille getirdi. Erkaldı, “Hiç düşünmeden ya da bir program yapmadan direkt iki köyün öğrencilerinin servislerini iptal edip öğrencileri pansiyona gönderiyorlar. Durumdan dolayı şikâyet ediyoruz kimse sorumluluk almıyor, topu başka yerlere atıyor. Halbuki pansiyon tasarruf tedbirlerine göre daha pahalıya patlıyor. İl Milli Eğitim Müdürü bile İlçe Müdürlüğünü aradığında, ‘arkadaşlar abartmayın tasarruf tedbirleri böyle bir şey değil’ diyor. İlçemizde 119 tane servis iptal edildi. Biz yemek istemiyoruz. Bizim köyümüze taşıma versinler. Bunu yapmak zorundalar” diye konuştu.
Şahin Yavuz
‘Yatılı okulda büyüdüm, çocuklarımı göndermem’
Erkaldı Köyünden Şükrü Yavuz da iki çocuk babası. Yatılı okulda kaldığı için bu psikolojiyi bildiğini ve çocuklarını asla yatılı okula göndermeyeceğini söyleyen Yavuz, “Beşinci sınıftaki bir kız çocuğu pansiyonda kalıp nasıl kendi ihtiyacını gidersin? Oğlum yedinci sınıfa gidiyor. Ben kendim yatılı okul psikolojisi altında büyümüşüm çocuklarımı göndermem. Bu psikolojinin ne kadar zor olduğu biliyorum. Artı pansiyonlarda ders veren öğretmenler çok nadiren duruyorlar. Ek ders ücretine ihtiyacı olan öğretmenler nöbet tutuyor. Benim çocuğum için ‘yurtta daha başarılı olacak’ diyorlar. O öğretmen benim çocuğumla ilgilenmez ki” dedi.
Şükrü Yavuz
‘Pansiyonu doldurmamız zorunlu’
Artı Gerçek’e konuşan Gürpınar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Ömer Arslan ise şunları söyledi: “Biz her yıl taşıma planlaması yapıyoruz. Daha önce ailelere ‘çocukları pansiyonlara gönderin’ şeklinde ısrar etmiyorduk. Normalde de pansiyonlu okullarda önce öğrenciler pansiyona yerleştirilir daha sonra yer kalmadıysa taşımalı eğitime geçilir. Bu sene tasarruf tedbirleri genelgesinde bakanlık kesinlikle pansiyonu zorunlu tuttu. Pansiyonu doldurmak zorunlu. ‘Pansiyonu doldurduktan sonra taşıma yapabilirsiniz’ denildi.
Bize bu kapsamda resmi yazı da gönderdi. Kız YİBO’ya gelen beş tane mahallemiz vardı. Kız YİBO’nun kapasitesini dolduracak kadar. Bunda da yol ve uzaklık göz önünde bulundurularak okula en uzak olan köyler taşımadan çıkarıldı. Pansiyonlu okullar taşımalı da olsa kendi yemeklerini kendileri veriyorlar. Okulda herhangi bir taciz yaşandığına dair bir bilgimiz yok. Bıçaklı kavga meselesinde de olaya savcılık el koydu. O işlemler onlar tarafından yürütüldü.” Kaynak: Zelal Sahidenur Sari Artı Gerçek
Serhat News