Van DBP, depremin 12’nci yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada, “Haksız, hukuksuz bir şekilde görevden alınmış ve yerine kayyum atanmış arkadaşlarımızın bu açıdan ciddi hazırlıkları vardır. Önümüzdeki yerel yönetim seçimlerinde göreve gelir gelmez bu noktada uygulamaya koyacak projeleri gelişmiş durumdadır” dedi.
Van Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Van’da 23 Ekim tarihinde ve 9 Kasım 2011 tarihinde yaşanan yıkıcı depremin yıldönümünde basın açıklaması gerçekleştirdi. HEDEP il binasına yapılan açıklamaya HEDEP Milletvekili Zülküf Uçar katıldı. Açıklamayı okuyan Van Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Avcı, depremin bu ülkenin somut bir gerçekliği olduğunu ifade etti.
‘İktidar depremde bile rantı önceledi’
Gerekli önlem ve hazırlıkların yapılmadığı sürece 6 Şubat 2023’te Hatay-Maraş ve diğer illerde olduğu gibi açığa çıkan vahim tabloların tekrar edeceğine dikkat çeken Avcı, aradan geçen aylara rağmen deprem mağduru olan insanlara insan onuruna yakışır bir yaşam koşulunun halen sağlanmadığının altını çizdi. İktidarın depremde bile rantı öncelediğine vurgu yapan Avcı, iktidarın ayrımcılık yaptığını, kayyım zihniyeti ile hareket ettiğini belirtti. Van depreminde de devletin ve hükümetin halka yönelik tutumunun arklı olmadığını kaydeden Avcı, Van’da 23 Ekim 2011 ve 09 Kasım 2011 tarihinde yaşanan depremleri anımsattı.
Maraş merkezli yaşanan depreme dikkat çekildi
Kamuoyuna açıklanan resmi bilgilere dikkat çeken Avcı, Van ili Tabanlı köyünde meydana gelen depremde 604, Van ili Edremit ilçesinde meydana gelen ikinci depremde ise 40 yurttaşın hayatını kaybettiğini söyledi. Bu yıl Hatay-Maraş merkezli meydana gelen depremde de (resmi verilere göre) 50 bin 96 kişi yaşamını yitirdiğini dile getiren Avcı, yaklaşık 110 bin kişinin ise ağır yaralandığını aktardı.
Avcı sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Van ve diğer depremlerden sonra maalesef tanık olduğumuz bir gerçek de binlerce insanın deprem nedeniyle engelli kalması durumudur. Sonradan engelli kalan deprem mağduru vatandaşlara yönelik kapsamlı bir sosyal politika, destek ve dayanışma sunulmuyor, sunulmamaktadır. Yine her deprem sonrasında erişilebilir olmayan kentlerin hem engelliler için hem de diğer yurttaşlar için uzun bir süre enkaz halinde beklemesi ya da bekletilmesi ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor ve sayısız mağduriyetlere neden oluyor. 2011 Van depreminden sonra yıkım kararı verilen 12 bin konut halen yıkılmamış ve hatta öylece bekliyor. Hatta birçoğu öyle ya da böyle yapılan müdahale sonucu şu anda yaşam alanı olarak kullanılıyor. Yıkım kararı verilmiş konutların her birinde ortalama 5 yurttaşımız yaşıyorsa toplamda 60 bin civarında yurttaşımızın yaşamı risk altındadır demektir. Ciddi sayılacak bu sorunu çözme bir yana AFAD ile büyükşehir belediyesi arasındaki bürokratik kavgalara tanıklık ediyoruz. Belediyeyi kayyım gaspıyla işgal edenler muhtemel bir deprem durumunda bu binalardan kaynaklı yaşam kayıplarından da sorumlu olacaktır.”
‘Deprem kuşağında olunmasına rağmen önlem alınmıyor’
Van ve bölgenin aktif bir deprem kuşağında yer aldığını hatırlatan Avcı, buna rağmen büyük can ve mal kayıplarına sebep olmuş depremlere gerekli önlemlerin alınmadığının altını çizdi. Yer seçiminden başlayarak imar planlarının afet riskine göre hazırlanması gerektiğini vurgulayan Avcı, “Depreme dayanıklı güvenli yapıların üretilmesi, insanların deprem konusunda bilinçlendirilmesi, deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrasında yapılacak çalışmalarla depreme hazırlıklı olunması gerekmektedir” dedi.
‘Hasarlı ve riskli yapılar güçlendirilmeli ya da yıkılmalıdır’
Avcı, depremlerde geriye kalmış güvensiz, hasarlı ve riskli binaların bir an önce tespit edilerek güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini kaydetti. Avcı, riskli binaların taranıp tespit edilmesinde, yapıya hasar vermeden binanın dayanıklılığını inceleyen bilim ve mühendislik yöntemlerinden mutlaka yararlanılması gerektiğine vurgu yaptı. İlkyardım ve deprem bilinci eğitimlerinin anadilinde verilmesi gerektiğini söyleyen Avcı, “Bir doğa olayı olan depremlerin; geçmişte olduğu gibi gelecekte de meydana gelebileceğini ve önlenemeyeceğini biliyoruz ancak felakete dönüşüp dönüşmemesi tümüyle uygulanan politikalara bağlı olduğunu da biliyoruz. Doğa olaylarında yaşanan can ve mal kayıplarını kaza ya da kader olarak tanımlamak yanlıştır asla kabul edilmemelidir. Alınacak bilimsel önlemler ve bilinçli eğitimler ile zararların en aza indirilebileceğini unutmamalıyız” diye belirtti.
‘Yerel seçimlerde öncelik deprem projeleri üzerine olacaktır’
Halkın ve iktidarın ranta değil yaşama sahip çıkmaya çağıran Avcı, “Öncelik yaşam olmalıdır. Haksız, hukuksuz bir şekilde görevden alınmış ve yerine kayyum atanmış arkadaşlarımızın bu açıdan ciddi hazırlıkları vardır. Önümüzdeki yerel yönetim seçimlerinde göreve gelir gelmez bu noktada uygulamaya koyacak projeleri gelişmiş durumdadır. Merkezi yönetimden hiçbir beklentiye girmeden tümüyle yerel kaynaklara dayalı olarak uygulamaya konulabilecek bu projelerle doğal olayların felakete dönüşmemesi için fizibilite ve proje çalışmalarımızın olduğunu siz değerli basın emekçileri aracılığıyla halkımıza bir kez daha duyuruyoruz. Kentimiz sahipsiz değildir. Sahipsiz kalmayacaktır” dedi.
Serhat News