Van Gölü ve çevresinin “Doğal Sit Alanı” kapsamına alınmasına tepki gösteren STÖ’ler, kararın iptali için dava açtı.
Resmi Gazetede 21 Temmuz’da yayınlanan kararla, Van ve Bitlis illeri Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından “Doğal Sit Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” ilan edildi. Van Akademik Odalar Birliği ve Demokrasi Platformu, karara karşı idari işlemin durdurulması talebiyle açtıkları davaya ilişkin Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda basın toplantısı düzenledi.
Van Barosu, Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEV-DER), Van-Hakkari-Bitlis Eczacılar Odası, Van-Hakkari Tabip Odası, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi, Türkiye Mimar ve Mühendisler Odası Birliği (TMOBB) Van İl Koordinasyon Kurulu (İKK), Van Diş Hekimleri Odası, Van Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMMO), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Van Şubeler Platformu’nun imzasının bulunduğu ortak metin, Van Eczacılar Odası Başkanı ve Van Akademik Odalar Birliği Dönem Sözcüsü Fikret Baransel tarafından okundu.
‘Van Gölü alarm veriyor’
Van Gölü’nün ciddi ihmaller sonucu tehdit altında olduğunu vurgulayan Baransel, “Bu tehdit karşısında doğa; bilimsel hiçbir yöntemle açıklanamayan bir şekilde dip temizliğinin, bir türlü tam kapasiteyle faaliyete geçemeyen ve kent kanalizasyonunun doğrudan deşarj şeklinde göle akıtıldığı arıtma tesisinin yarattığı ve kentin girişinden itibaren hissedilen koku alarm vermektedir. Van Gölü’nün korunması için çok ciddi yasal tedbirler alınmalıdır. Özellikle Van Gölü’nü Koruma Kanununun çıkarılması ana talebimiz olup, bu yöndeki ısrarımız devam etmektedir. Ancak 30 Haziran 2022’de Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Van Gölü ‘Doğal Sit Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak ilan edilmiştir. Bu, en düşük korumaya sahip sit alanlarını ifade etmektedir. Bu düzenleme ile sit alanı içerisinde yapılacak faaliyet ve yapılaşmalar engellenmemiştir, kamuoyunda bu konuda yanlış bir algı oluşmuştur” dedi.
‘Samimi düzenlemeler yapılmalı’
Kararnameden önce Kıyı Kanunu’na tabi olan bu alanların yasal olarak daha ciddi bir şekilde korunmakta olduğuna dikkat çeken Baransel, “Tüm bu nedenlerle Van Akademik Odalar Birliği ile Demokrasi Platformunun bileşenleri olarak kararın iptali için bu gün yargı yoluna başvurulmuştur. Bugün itibariyle başlatmış olduğumuz yargı süreciyle birlikte Van Gölü Havzası için büyük bir tehlike oluşturan, turizm, sanayi tesisleri ile yapılaşmaya zemin hazırlayan ve hazırlanış amacı itibariyle korumaktan çok yok olmasına sebep olacak olan ilgili düzenlemenin iptal edilmesi gerektiği inancını taşımaktayız. Van Gölü’nün kesin korunacak hassas alanlar ya da nitelikli koruma alanları olarak koruma altına alınması gerekirken, yapılaşmaya yol açan düzenlemeye dair hatadan bir an önce vazgeçilmesi ve Van Gölü’nü koruyacak olan samimi yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini söylüyoruz” diye konuştu.
Serhat News