Van ve Patnos cezaevlerindeki hak ihlalleri raporu açıklandı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hukuk ve insan hakları örgütlerinin, Van Yüksek Güvenlikli ve Patnos L Tipi cezaevlerine dair hazırladığı raporda, hak ihlallerinin her geçen gün arttığı, tutsakların tecrit ve izolasyona maruz bırakıldıkları vurgulandı.

Van Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi ve Patnos L Tip Kapalı Cezaevi‘nde yaşanan hak ihlallerine dair hazırladıkları raporu açıkladı. Baro binasında yapılan açıklamada konuşan İHD avukatlarından Jiyan Özkaplan, tutuklular ile bir araya geldiklerini belirtti. 

Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi

Van Yüksek Güvenli Cezaevi’nde gözlem kurullarının amaçları dışında kararlar verdiğine dikkati çeken Özkaplan, basit gerekçeler ile infazların yakılarak uzatıldığına dikkat çekti. Hakan Bilekçi isimli tutuklunun tahliyesinin yapılmadığına dikkat çeken Özkaplan, Bilekçi’ye sorulan ‘çocukların olursa dağa çıkaracak mısın’ gibi soyut gerekçelerle infazının ertelendiğinin altını çizdi.

Özkaplan, “Yine Cumhuriyet Başsavcılıklarına, Adalet Bakanlığı ve diğer resmi kurumlara gönderilen mektupların gönderilmediği, evrak çıkış numarasının kendilerine verilmediği, oda değişim taleplerinin karşılanmadığı tarafımıza aktarılmıştır. Cezaevi yönetimin mevzuata aykırı olarak yapmış olduğu uygulamalara karşı çıktıkları için hemen hemen herkesin disiplin cezası aldığı, bazı gardiyanların tahrik edici şekilde yaklaşımlarda bulundukları, mahpusların ailelerine yakın hapishanelere sevk taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedilmekle birlikte mahpusların sürekli sürgüne maruz bırakıldığı” şeklinde ihlallerin yaşandığını paylaştı. 

Patnos L Tipi Cezaevi

Özkaplan, Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nde de birçok hak ihlalinin yaşandığını aktardı. Özkaplan, şu ihlalleri sıraladı: “Mehmet Mutlu isimli mahpusun 27 yıldır cezaevinde olduğu, şizofren ve kalp hastası olduğu, tek başına yaşamını idame edemediği ve şizofren hastalığı ağırlaşmıştır. Daha öncesinde Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde uzun süre tedavi edilmesine rağmen tedavisinin ilerleme kaydetmediği, tedavisinin ancak cezaevi koşulları dışında sağlık bir ortamda yapılabileceği gerçekliği yok sayılmıştır. Suyun pis kokulu ve kirli olduğu, mahpuslarda sağlık sorunlarına neden olduğu, bu nedenle mahpusların içme suyunu kantinden satın aldıkları, bu durumun maddi olarak mahpusları zorladığı kaydedilmiştir. Yine yıkanmak için sıcak suyun 20 kişilik koğuşlarda 2 günde 1 saatliğine verildiği ve bunun mahpusların ihtiyacını hiçbir şekilde karşılamadığı, hususları aktarılmıştır.”

Tecrit ve izolasyon 

İhlallerin sonlandırılmasını isteyen Özkaplan, şöyle devam etti: “Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. Tecrit ve izolasyonu derinleştiren ve hukuki alt yapısı olmayan ‘aşırı’ yüksek güvenlikli diyebileceğimiz hücre tipi, avlusuz ve havalandırma süresi kısıtlı infaz yöntemi derhal terk edilmelidir. Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslara uygulanan kitap kotası kaldırılmalı, talep edilen yasal gazeteler ve dergiler verilmeli, talep edilen uygun TV kanalları açılmalıdır.”

Serhat News

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Van ve Patnos cezaevlerindeki hak ihlalleri raporu açıklandı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir