DBP öncülüğünde gerçekleştirilen 15 Şubat komplosuna dair açıklamada konuşan DBP İpekyolu İlçe Eş Başkanı İdris Polat, “Sayın Öcalan üzerindeki tecride karşı çıkmak, bununla mücadele etmek aynı zamanda Türkiye’nin krizlerden ve darboğazdan çıkması için verilen mücadeledir” dedi.
Van’daki siyasi parti ve sivil toplum örgütleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik 15 Şubat 1999’da gerçekleştirilen uluslararası komplonun 24’üncü yıldönümüne ilişkin basın açıklaması yaptı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) il binası önünde yapılan açıklamaya, HDP, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Yeşiller Sol Parti, Tevgera Jinên Azad (TJA), Barış Anneleri Meclisi, HDP Gençlik Meclisi, Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), Medeniyetler Beşiğinde Yakınları Kaybeden Ailelerde Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), SERHAT-GÖÇDER, ARSİSA yöneticileri ile çok sayıda yurttaş katıldı. Kurumlar adına açıklamayı DBP İpekyolu İlçe Eş Başkanı İdris Polat okudu.
‘Kaynakların savaşa ayrıldığı bu süreçte binlerce canımızı yitirdik’
Maraş merkezli yaşanan ve 10’u aşkın ilde yıkım ve ölüme yol açan depremin 10’uncu gününde olduklarını aktaran Polat, ülkenin deprem dahil herhangi bir felakete hazır olmadığını, iktidarın tüm kamu kaynaklarını savaşa ve ranta ayırdığı bu süreçte on binlerce insanı yitirdiklerini söyledi. Yüz bini aşkın yaralının ve engellinin yaşam hakkı, sağlık haklarının tehdit altında olduğu bir süreci yaşadıklarını ifade eden Polat, “Yaşamını yitiren yurttaşlarımızın ailelerine sabır, yaralılara şifa diliyoruz. Ülkenin ve toplumun enkaz altında kaldığı bu sürece nasıl gelindiğini hepimiz biliyoruz. Yaşamı ve toplumu öncelemeyen bu siyaseti mahkum ediyoruz” dedi.
‘Komplo bir arada yaşamasına karşı geliştirildi’
Polat, 1999’da PKK Lideri Abdullah Öcalan şahsında hayata geçirilen 15 Şubat Komplosu’nun esasen Türkiye ve bölge halklarının bir arada özgür bir şekilde yaşamasına karşı geliştirildiğini söyledi. Ülkede yaşanan tüm krizlerin de bu komplonun bir uzantısı olduğunu kaydeden Polat, “Bu komplo, Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye ve Ortadoğu halklarının temel sorunlarını çözümsüz bırakmak isteyen güçlerin 21’inci yüzyıl oyunu olmuştur. 9 Ekim 1998’de uluslararası emperyalist güçler tarafından başlatılan ve 15 Şubat 1999’da en üst düzeye çıkarılan komplo aynı zamanda Ortadoğu’ya dönük müdahalelerin de ilk adımıdır. Ortadoğu halklarının ortak, eşit ve bir arada yaşamasını savunan Sayın Öcalan’ın bölgeden çıkarılmasında rol oynayan güçlerin tamamı o tarihten başlayarak fiziken de bölgeye yerleşmiş ve Ortadoğu’yu yangın yerine dönüştürmüştür. Halkların özgürlük ve eşitlik taleplerine pranga vuran bu girişim ile kaybeden Ortadoğu’nun mazlum halkları, inançları ve kültürleri olmuştur” diye belirtti.
‘Ecevit’in sözleri itiraf niteliğindedir’
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in “Öcalan’ı bize niye verdiler anlamadım” sözünü hatırlatan Polat, komplonun topluma karşı bir saldırı amacı taşıdığını ve coğrafyayı hedef aldığının itirafı olduğunun altını çizdi. Uluslar arası güçlerin Türkiye’ye gardiyanlık rolü verdiğini dile getiren Polat sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Kürt meselesinde çözümün anahtarını tutsak almıştır. Sayın Öcalan, daha ilk günden bu oyunu görmüş, boşa çıkarmak için bütün imkansızlıklarına rağmen bölgeyi tümden esir almayı amaçlayan bu yönelime karşı amansız bir mücadele vermiştir. Sayın Öcalan komploya karşı mücadele etmesin, oynanan oyunlar konusunda halkları uyarmasın diye, 15 Şubat tarihinden bu yana komplonun devamı olarak bir tecrit politikası devreye sokulmuştur. 23 ayı aşkın bir süredir uygulanan bu mutlak tecrit, Kürt halkının bütün yaşam alanlarına yönelik devam eden saldırılar, halkların bir arada ve eşit bir şekilde yaşam imkanı bulduğu Kuzey ve Doğu Suriye devrimine karşı geliştirilen düşmanlık komplonun devam eden ve güncellenen hamleleridir.
‘İmralı sistemi hukukun evrensel ilkelerini askıya almadır’
Tecrit, çözüme karşı geliştirilen uluslararası bir dayatmadır ve AKP komplocu güçler adına bu politikayı üstlenmeye, yürütmeye ve derinleştirmeye gönüllü olmuştur. İmralı Sistemi; hukukun, yasaların, Anayasa’nın ve evrensel ilkelerin askıya alındığı bir sistemdir, her türlü hukukun ihlal edildiği bir uygulamadır. İmralı tecrit rejiminin hukuki, ahlaki, vicdani bir karşılığı yoktur. Bu hukuksuzluk ve adaletsizlik hali sadece Sayın Öcalan için değil bütün toplum için büyük bir tehlikedir. Bugün yaşanan ekonomik kriz ve deprem karşısındaki çaresizlik tecrit ve İmralı sisteminin sonuçlarıdır. Barış politikalarına dönülmeden krizden çıkış yoktur. Ülke kaynaklarının barışa ve refaha dönüşünün ilk koşulu bu tecrit sisteminin lağvedilmesidir.”
Öcalan’ın Türkiye ve bölge halklarının tarihsel ve stratejik ittifakı için 24 yıldır büyük bir mücadele verdiğini vurgulayan Polat son olarak şu ifadelere yer verdi:
“Sayın Öcalan üzerindeki tecride karşı çıkmak, bununla mücadele etmek aynı zamanda Türkiye’nin krizlerden ve darboğazdan çıkması için verilen mücadeledir. Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye ve Ortadoğu halklarının demokratik bir gelecek oluşturması mücadelesidir. Bir kez daha halklarımızın geleceğine karşı geliştirilen bütün saldırı politikalarını ve oynanan oyunları lanetliyoruz ve bu temelde mücadeleyi büyüteceğimizi belirtiyoruz.”
VİDEO-MONTAJ: DILDAR GÜLER
Serhat News