VAN – Sivil toplum kuruluşları ile yapılan toplantıda konuşan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, HDP’nin “Demokrasiye Çağrı Deklarasyonu” ile siyasete yön verdiğini söyleyerek, “Dayanışma olmazsa bu rejim kök salacak,” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van’da sivil toplum örgütleri, dernek, oda, iş insanları ve sivil oluşumların katılımıyla “Demokrasiye Çağrı Deklarasyonu” buluşması gerçekleştirdi. Toplantıya, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, HDP milletvekilleri ile çok sayıda kişi katıldı. Kentteki bir otelde düzenlenen buluşmada, HDP’nin 27 Ekim tarihinde açıkladığı 11 maddelik deklarasyon ve yapılması gerekenler anlatılırken, katılımcılardan da öneriler alındı.
Buluşmanın açılışında konuşan HDP İl Eşbaşkanı Fikret Doğan, HDP’nin siyasi tarihine başladığı günden beri siyasi çizgisinden şaşmayarak, tüm renkleriyle siyaset yürüttüğünü söyledi.
Temel: HDP Dışında Çözüm Perspektifi Sunan Yok
Ardından, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, Türkiye’de gündem belirleyen ve birçok çevrenin desteğini alan bir deklarasyon yayınladıklarını söyledi. Herkesi dinlemek istediklerini belirten Temel, “Türkiye’de HDP dışında çözüm perspektifi sunan bir muhalefet geleneği ortaya çıkmadı. Devletin bekasını, güvenliğini toplumun önünde tutan bir muhalefet gerçeği var. Söylem açısından yeni gelişmeler var ancak bu yeterli değil. Cumhuriyetin ötelediği, asli unsur olarak kabul etmediği Kürt halkı, son 20 yılda cumhuriyetin nasıl demokratikleştirilmesi gerektiğinin mücadelesini yürütüyor ama bunun bedelini de ödüyor. Bu kadar keskin bir inkar, düşmanlık, emek, kadın, ekoloji düşmanı olan bir iktidara karşı mücadele etmek için Kürtlerle yan yana duramayan bir muhalefet, yüzyıl daha ülkedeki bu sorunları derinleştiren ve kökleştiren bir iktidarla bizi karşı karşıya bırakır. En önemli mücadele yolu buluşmak ve birlikte mücadele etmektir. Değişim nüveleri kimi yeni yeni söylemler, yeni çıkışlar var. İşin özü şu; Türkiye’nin sorunlarına çözümün ne olduğunu, tüm toplumun yararını düşünen, hangi maddeler üzerinde uzlaşılacağına dair muhalefet henüz net bir perspektif yok. Demokratik değerleri savunmak, sivil toplumu savunmak, kişi haklarını savunanlara karşı duran kurum kuruluşlara karşı herkesin görevi ve sorumluluğudur,” dedi.
‘Dayanışma Olmazsa Bu Rejim Kök Salacak’
AKP’nin keskin bir inkar ve düşmanlık politikası ile kadına, emeğe, gençliğe düşmanlık kurduğunu belirten Temel, iktidara karşı bu durumda dahi muhalefetin Kürtlerle yan yana durmama eğilimi göstermediğini söyleyerek, “Bu mücadeleyi birleştirerek, mevcut hastalıkların tümünden kurtulmak, bütün toplumlar açısından, sadece Kürtler değil herkesin acı çekmesine sebep olacak bir rejimin kök salmasına sebep olan bir tablo ile karşı karşıyayız. Demokratik mücadelemizin niteliği biçimindeki manifestomuz, kapsadığı çerçeve ve ortaya koyduğu ilkelerle beraber, Türkiye’de bir demokratik rejimin asgari düzeyde ne kadar gerekli olduğunun tespitidir. Karşıtlıkların bitirilebileceği, buluşma noktası olduğunu gösteren en makul zemindir. HDP ve HDP’nin dayandığı siyasi gelenekler, emek güçleri, partiler, sivil toplum kuruluşları, Kürdistani kurumların bu deklarasyonda fikri var. Çünkü tek bir talepleri var; bu gidişatı durdurmanın tek yolu dayanışmadır, buluşmadır, birleşmedir. Bu deklarasyonun yayınlanma sebebi HDP’nin durduğu yeri belirgin bir biçimde göstermekti. Kiminle yan yana duracağımızı en mütevazi haliyle belirttik,” dedi.
‘HDP Deklarasyonla Siyasete Yön Verdi’
HDP’nin iki yönlü saldırıya maruz kaldığını söyleyen Temel, devamla şöyle konuştu: “Herkesin kafasında bir HDP var, HDP belirleyici güç oldukça iki yönlü saldırı altındadır. Birincisi; tasfiye etme, kapatma, siyaset sahnesinden atma ve kendine yontma, mirasına konma kavgası var. Deklarasyon bu iki saldırı dalgasına cevap olmuştur. Birincisi; kapatmaya çalıştığınız partinin Türkiye’ye sunduğu çözüm modeli budur. İkincisi; kimse HDP ile ilgili yanlış hesap yapmasın. Bu çerçevede açıklanan metnin detaylarına zaten tek tek girmeye gerek yok. Katılımcıların büyük çoğunluğu zaten bunun farkında. Esasında öğrenmek istediğiniz şey şudur; Van önemli bir Kürt kenti ve Kürt sorununa yönelik nerede duruyor? Yoksulluk, baskı, yargının sopaya dönüştürülmesi, hukuksuzluklara, sorun olarak tanımladığımız bütün problemlere tanıklık eden bir kenttir Van. Van bu deklarasyonu nasıl görüyor, ne kadar olumlu görüyor. Tarihe kaydetmek istediğimiz husus budur. Onun dışındakiler bir ülkenin devasa sorunlarını bir sayfaya yerleştirmek mümkün değil. Bizim deklarasyonumuz bir tutumdur. Kürt sorununa demokratik çözüm, Kürt sorununu isyanlar ve bastırma denkleminden çıkararak çözüme ve diyaloğa evriltmek, iktidarın marifetiyle ortaya çıkmış davaların feshi, ekonomik, sosyal, kültürel kırımın durdurulması; kadın ve gençliğin hedef olmaktan çıkarılarak yeni bir anayasanın oluşması, cumhuriyetin demokratikleşmesi gibi maddeler, bizi diğer muhalefetle ayrıştırmaz, buluşturur. Bizi yan yana getirecek bir çizgi şu haliyle mümkün değil. HDP bu deklarasyonla siyasete yön vermiştir. İktidara da, bugüne kadar uyguladığı politikalarla sonunun geldiğini ilan etmiştir. Deklarasyonumuz kendi cephemizden bu kadar net ve sadedir. Biz aslında bu deklarasyonun sizler tarafından nasıl karşılandığını öğrenmek istiyoruz.”
‘Kadın, Kürt Hareketi Tarafından Özne Haline Geldi’
Temel’in konuşmasının ardından “Demokrasiye çağrı için buluşuyoruz” konulu slayt gösterimi izletildi. Slayt gösteriminin ardından konuşmasını yapan STAR Kadın Derneği Üyesi Sevgi Gelavej Özdinç, “Kürdistan’da, en dikkate alınmayan toplumsal birey kadınlar, Kürt hareketi tarafından tarihi özneler haline getirildi. Kadının bu yeni konumu hem geleneksel cinsiyet rollerini parçaladı hem de sömürgeci tahakküme karşı çok kararlı bir karşıt özne yarattı. Bu da hem devlet hem de erkek açısından endişe ve korku kaynağına dönüştü. Dolayısıyla kadın, devletin en çok yöneldiği, bastırmak istediği gözden düşürmeye çalıştığı kimlik oldu. Çünkü kadının verdiği aile içerisindeki politik çocukların oluşmasının kaynağıdır. Hem de uzun soluklu mücadelenin en güçlü dayanağı haline geldi,” dedi.
‘Demokratik Ulusu Savunuyoruz’
Son olarak söz alan HDP Van Milletvekili Sezai Temelli, 1980 ve 1990’lı yıllardan sonra 2000’li yıllarda başlayan AKP dönemiyle kapitalizme dayalı ekonomik hayat ve buna karşı her türlü demokratik hak talebini yok sayan anlayışla karşı karşıya kalındığını ifade etti. Temelli, “AKP-MHP bloklaşması ile ortaya çıkan, faşizmi kurumsallaştıran otoriter, tekçi rejimi dayatan bir süreçtir. Bu tez, ısrara kendini dayatmaya devam ediyor. Diğer partilerden ayıran da budur. Diğer partiler Türklük sözleşmesine bağlı olarak hareket ediyorlar. Bir değişim dönüşüm iradesini taşımıyorlar. Devletin irrasyonel aklına sahip çıkarak yollarına devam ediyorlar. Nedir bizim tezimiz, paradigmamız. Ulus devlete karşı, yaşadığımız coğrafyada demokratik ulus anlayışını savunuyoruz. Bu yüzden de eğer böyle bir çoğulculuğun hakim olduğu bir coğrafyada yaşıyorsa çözüm de ortak vatanda demokratik cumhuriyettir. Yaşadığımız tarih bize şunu gösteriyor; çok geniş bir coğrafyada Kürtler ve Türkler birlikte yaşama konusunda çok net iradesini ortaya koymuştur. Bu iradeyi yok sayan anlayışa karşı HDP’nin mücadeleyi ileri taşıma fikri ortak vatanda demokratik cumhuriyettir. Nasıl olacak? Ortak vatan dediğimiz bu anlayışı siyasetin içine taşıyacağız. Bizim yeni bir sözleşmeye ihtiyacımız var,” ifadelerini kullandı.
‘Eşit Yurttaşlık’ Çıkışı
Birlikte yaşamak için birlikte var edecekleri bir sözleşmeye, anayasaya ihtiyacı olduklarını söyleyen Temelli, “Kurulmuş olanı dayatan değil, yeni bir kuruluşu hedefliyoruz. Tüm mücadele alanlarını bunu davet ediyoruz. Birlikte yapalım diyoruz. Herhangi bir meseleyi tek başıma çözerim diyorsan, çözülmez. Özellikle son dönemde anayasa tartışmalarında olsun, bir çok meseleye yaklaşımda olsun, HDP’nin ortaya koyduğu tezler toplumun bütün kesimleri tarafından büyük ilgi ile izliyor ve diğer muhalefetin de bizim görüşlerimizden etkilendiğini görüyoruz. Bizi var eden değerlerle oluşmuş bir yolumuz var ve biz buna üçüncü yol diyoruz. Bu yol Ortadoğu’yu demokratikleştirecektir, barışı getirecektir. Tüm topluma Türkiye halklarına, emekçilere, kadınlara yol gösteriyor. Demokrasi konusunda öncü bir mücadele yürütüyoruz. Tarihe ve yaşanan acılara baktığımızda Kürt halkının Ortadoğu ve Türkiye’de demokrasi mücadelesi tüm halkların ortak geleceğini var etmeye dönük bir mücadele olduğunu bize gösteriyor. Şimdi artık herkes konuşuyor: Nereden başlayacağız, Kürt sorununu çözerek başlayacağız. Buna itirazı olan yok ama nasıl çözeceğini bilen de yok. Hâlâ kurulmuş aklın yetkisiyle yaklaşan bir anlayış var. Eşit yurttaşlık temelinde yeni bir sözleşmeyi var etmenin zamanı gelmiştir,” diye konuştu.
Etkinlik daha sonra basına kapalı devam etti.
(Mezopotamya Ajansı)