Van’da Türkiye-İran sınır hattında mültecilere yönelik artan işkence ve hak ihlallerine karşı ortak açıklama yapıldı. Açıklamada sorumluların yargılanması istendi.
Son dönemde Türkiye-İran sınırında mültecilere yönelik artan şiddetin medyaya yansıması tepkilere neden oldu. Mültecilere yönelik artan şiddete ilişkin, HDP Göç ve Mülteci Komisyonu, ÖHD, İHD ve GÖÇ-DER ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Karzima iş merkezi önünde yapılan açıklamayı GÖÇ-DERü Eşbaşkanı Gülşen Kurt okudu. “Türkiye’nin iç ve dış sınırları, mültecilere yönelik zulmün ve ölümlerin, karşılıklı olarak geri itme ve ileri itmelerin, güvenlik adı altında mülteciler üzerinden yapılan devletlerarası pazarlıkların adresi oldu, diyen Kurt, “Neredeyse her gün sınır bölgelerinde ve geri gönderme merkezlerinde mültecilere yönelik işkence ve kötü muamele, ayrımcılık, yaralanma ve ölüm haberleri alınmaktadır. 5 Ağustos Cuma günü ortaya çıkan, İran sınırında insan kaçakçıları tarafından mültecilere yapılan işkence görüntüleri ve fidye talepleri, insan haklarının nasıl acımasızca ihlal edildiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir,” dedi.
‘İnsan kaçakçıları uluslararası ağlara sahip’
Sınır bölgelerinin, devletler ve Avrupa Birliği tarafından güvenli hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Kurt, “Türkiye-Yunanistan ve Türkiye-İran sınırlarında insan kaçakçıları ve insan ticareti yapan çeteler için uygun koşulları sağlamaktadır. Mülteciler, Türkiye’nin mülteci statüsünü tanımaması ve ileri itme politikaları yüzünden Ege Denizi’nde, Meriç Nehri’nde ve Van Gölü’nde boğularak, İpsala’da veya Van’da donarak yaşamlarını kaybetmektedir,” dedi.
Van sınırında yapılan araştırmaların raporları ve yerel halkın gözlemleri, basına yansıyan haberlerde insan kaçakçılarının uluslararası ağlara sahip olduğunu ifade eden Kurt, “Hem İran tarafındaki sınır bölgesinde hem de Türkiye tarafında devlet görevlilerinin kaçakçıların suçlarına göz yumduğu veya onlarla iş birliği yaptıklarını göstermiştir. Kaçakçı çetelerin faili, sorumlusu veya sebebi olduğu ölümler, kadın ve kız çocuklarına yönelik cinsel şiddet suçları başta Van sınırı olmak üzere Edirne ve diğer bölgelerde ayyuka çıkmıştır,” ifadelerini kullandı.
‘İnsanların yaşamlarını risk altında bırakacak politika ve uygulamalardan vazgeçilmelidir’
Kurt, açıklamanın devamında şunlara değindi: “Mevcut yönetimin savaş kışkırtıcılığı ve siyaseti, sınır dışı operasyon, Ortadoğu’da uygulanan baskı rejimleri ve emperyalist güçler mültecilerin sınırlarda yaşadıkları zulümden sorumludur. Göçü yaratan, göçün sebeplerini oluşturan veya buna ortak olan emperyalist güçlerin iltica hukukunu tanımamaları ve iltica prosedürlerini uygulamamaları, geri göndermeme ilkesini ihlal etmeleri mültecilerin hayatlarına mal olmaktadır. Daha da geç olmadan bu yanlıştan dönülmeli, sınırlarda işkence durdurulmalı, insan kaçakçıları hak ettikleri cezayı almalıdır.”
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi: “Mülteciler devletlerin ve onların güvenlik adı altındaki pazarlıklarının sebep olduğu zulüm politikalarına terk edilemez. İnsanların yaşamlarını risk altında bırakacak politika ve uygulamalardan vazgeçilmelidir. Şiddet, sömürü ve ırkçılık üreten sınır rejimlerine karşı birlikte mücadele edilmeli, savaş, çatışma ve siyasi baskı sebebiyle hareket edenlerin haklarına erişimleri sağlanmalıdır.”
Serhat News
(sg)