Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle açıklama yapan ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık , Van’da kayyımlar tarafından kentin en değerli yerlerinin başında gelen 8 sulak alanına “Millet Bahçesi” yapılarak yok edildiğine dikkat çekti.
“2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü” nedeniyle birçok yerde duyarlılık çağrıları yapılırken, Van ÇEVDER ise kentte yaşanan doğa katliamına dikkat çekti. Yazılı açıklamada bulunan dernek başkanı Ali Kalçık, kentte kayyımlar tarafından kentin en değerli yerlerinin başında gelen 8 sulak alanına “Millet Bahçesi” yapılarak yok edildiğine dikkat çekti. Kalçık, “Sulak alanlar yeryüzünün en değerli ekosistemleri olmasına karşın dünyada en çok tehdit altında olan alanlardır. Sulak alanlar ormanlardan en az üç kat daha hızla yok olmaktadır. Bin 700’lü yıllardan bu yana yeryüzündeki sulak alanların yüzde 80’i, son 50 yılda ise en az yüzde 35’i yok oldu” dedi. Sulak alanlar, yeryüzünün en değerli alanlarının başında geldiğine de dikkay çeken Kalçık, Sulaklar Alanlar, tropikal ormanlarla birlikte yeryüzünün en fazla biyolojik üretim yapan ekosistemleri ve çok zengin biyolojik çeşitliliğine sahip alanlar olduğunu kaydetti.
“Dünyadaki canlı türlerinin yaklaşık %40’ı sulak alanlarda yaşıyor”
Sulak alanların bulundukları bölgede ekolojik dengenin sağlanmasında önemli rolleri olduğunu da dile getiren Kalçık şunlara dikkat çekti: Sulak alanlar su rejimini düzenliyor ve iklimi yumuşatıyorlar. Küresel düzeyde iklim değişikliğinin kontrolünde, ekosistemin düzenlenmesine önemli katkılar sağlıyorlar. Uzmanlar, sulak alanları iklim değişikliğine karşı doğanın mucizesi olarak tanımlıyor. Dünyadaki karbonun %40’ı sulak alanlar tarafından tutulmaktadır ve bu da 771 milyar tona denk gelmektedir. Dünyadaki canlı türlerinin yaklaşık %40’ı sulak alanlarda yaşamaktadır. Sulak alanlar balıkçılık, hayvancılık, sazcılık, turizm, rekreatif kullanımlar gibi ekonomik faaliyetlerle bulundukları bölgenin ekonomisine önemli katkılarda bulunuyorlar. Yapılan araştırmalar, yediğimiz balıkların %60’ından fazlasının, yaşamlarının tamamını ya da belirli bir evresini sulak alanlarda geçirdiğini göstermiştir. Son yıllarda doğa turizmine artan ilgiyle birlikte sulak alanlara olan ilgi de artmıştır.
Sulak alanlar yeryüzünün en değerli ekosistemleri olmasına karşın dünyanın en çok tehdit altında olan ekosistemleridir. Ormanlardan en az üç kat daha hızla yok olmaktadırlar. 1700’lü yıllardan bu yana yeryüzündeki sulak alanların %80’i, son 50 yılda ise en az %35’i yok olmuştur.”
Van Gölü Havzası yok ediliyor
Açıklamasında Van gölü havzasındaki doğa katliamına da dikkat çeken Kalçık: “Ülkenin 1930’lu yıllarda sıtma hastalığını önleme amacıyla başlayan sulak alan kurutma çalışmaları; gelişen teknoloji ve hayatımıza güçlü iş makinalarının girmesiyle yeni tarım alanları elde etme amacına yönelmiş ve son 70 yılda ülkenin sulak alanlarının %60’ından fazlası yok olmuştur. Dünya ve Türkiye’de hal böyleyken, bulunduğumuz bölgede daha vahşi şekilde devam etmektedir. Ülkenin sulak alanlarının yaklaşık 1/5’i Van Gölü havzasında bulunmaktadır.
Bu anlamda Van Gölü Havzası, ülkenin en önemli sulak alanlarının yer aldığı bir bölgedir. Ancak bölgedeki sulak alanlar, Kıyı Kanunu ve Çevre Kanunu’na aykırı uygulamalar nedeniyle meydana gelen habitat tahribi ve su kirliliği, dönemsel kuraklık ve küresel iklim değişikliğinin etkisiyle meydana gelen su çekilmesi, gölü besleyen akarsular üzerine yapılan HES’ler, yasa dışı avcılık vb. nedeniyle tehdit altındadır. Bu tehditlerin önlenmesi ve Van Gölü havzasındaki sulak alanların sağlıklı bir şekilde gelecek kuşaklara aktarılması için ilgili kurum ve kuruluşlarca acil önlemlerin alınması bir gerekliliğin de ötesinde zorunluluktur.” Diye konuştu.
Kalçık alınması gereken acil önlemleri ise şöyle sıraladı: “
- Van Gölü Havzasındaki 36 doğal sulak alandan 13’ü Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün Ulusal Sulak Alan Envanteri Yönetim Bilgi Sisteminde yer almaktır. Listede yer almayan diğer alanlar da ivedilikle Yönetim Bilgi Sistemine dahil edilmeli ve söz konusu alanlarda tescil ve değerlendirme çalışmaları bir an önce tamamlanmalıdır.
- Yine bu 36 sulak alandan 15’ine doğal sit statüsü verilmiştir. Bunların dışında herhangi bir koruma statüsü olmayan 21 sulak alan bulunmaktadır. Bunlardan özellikle su kuşları açısından yaşama ortamı olarak önemi çalışmalarla belirlenmiş Edremit Sazlıkları, Gövelek Gölü, Yeşilsu Sazlıkları, Yaylıyaka Sazlıkları, Hasantimur Göleti, Alman Kampı Göleti, Çilli Gölü ve Tendürek Sazlıkları ivedilikle koruma altına alınmalıdır.
- Kuş varlığı bakımından ülkemizin en önemli sulak alanları arasında yer alan Erçek Gölü ve Arin Gölü Ramsar Sözleşmesi listesine dahil ettirilmeli ve uygun koruma statüsü verilmelidir. Bu sulak alanlar özellikle Filamingolara ev sahipliği yapan, aynı zamanda nesli tükenme tendidi altında olan Dikkuyruk ve Elmabaşların koruma alkına alınması gerekmektedir.
- Yeryüzünde herhangi bir yerde bulunmayan, sadece Van Gölü’nde yaşayan İnci Kefal’inin varlığını sürdürmesi bakımından Bendimahi Çayı, Zilan Çayı, Deliçay, Karmiş Çayı ve Karasu çayı hayati öneme sahiptir. İnci kefalinin korunması için çayların debilerini düşürecek hiçbir faaliyete izin verilmemeli, çayların hepsine hassas ve kesin korunacak doğal sit alanı statüsü verilmelidir.
- Van Gölü’nde daha etkin bir korumayı sağlayabilmek için, Van Gölü’nün tamamının İnci Kefali’nin üreme alanlarını da içine alacak şekilde Özel Korum Alanı olarak ilan edilmelidir.
- Hal böyleyken, Edremit ve Van sazlıkları büyük oranda yok edilmiş, akla ziyan uygulamalara maruz kalmıştır. Oysa Edremit sazlıkları ülkedeki kuş türlerinin en az yüzde 30’una ev sahipliği yapan bir sazlıktır. Aynı şekilde Edremit ve Van sazlıkları, Van Balığının da yaşam alanlarıdır. Burada yapılan sahil yolu, parklar vb. uygulamalarla canlı habitatı yok etmiştir.
- AKP ve kayyımlar tarafından Millet Bahçesi adı inşa edilen parklar, sulak alanlar yok edilerek inşa edilmiştir. Tüm canlılar açısından hatayi öneme sahip bu sulak alanlar, bataklıklar, sazlıklar ve doğal sit alanlarına milyonlarca metreküp dolgu malzemesi doldurularak millet bahçeleri inşaa edilmiş, bu doğal güzellikler akla ziyan bir yolla yok edilerek üzerine beton ve asfalt dökülerek katledilmiştir.”
Serhat News