Türkiye’nin yakın tarihinde olayları ve kadın cinayetlerini ele alan kitabı Besna hakkında Gazeteci yazar Kaya, “Bu kitaba başlamadan önce de çoktan yazılmış, kadın ömrüne yedirilmiş cinayetler serisi, yaşamın tam da içinde. Bu kitap o yüzden var” diyor.
Gazeteci yazar Roni Nasır Kaya’nın ikinci kitabı Besna raflardaki yerini aldı. Kaya’nın kitabı, kadın cinayetlerin ele alındığı hikayeleri konu alıyor. İzan yayınlarından çıkan kitap 5 ayrı öyküden oluşuyor. Kaya, güçlü anlatım dili ile okuyucuyu, her bir öyküde, yeni gerçeklerle buluşturuyor. 2004’de Van’ın Özalp İlçesi’nde evli olduğu adam tarafından üzerine mazot dökülerek yakılan ve öldürülen NazimeAlır’ın yaşamı da yer alıyor. Kitap, Alır’ın anısına ithaf ediliyor.
İŞİD’in Gar Katliamı da yer alıyor
Kaya’nın kitabında NazimeAlır’ın hikayesinin dışında öyküler de yer alıyor. “Sokaktaki Ben” ismini taşıyan öyküde bir sokak köpeğinin gözü ile dış dünya tasvir ediliyor. İnsan ilişkilerinin incelikli bir şekilde anlatıldığı öyküde, insanların köpeklere olan yaklaşımı da eleştiriye tabi tutuluyor. “Partizan” isimli öykü ile İŞİD tarafından 2015 yılında gerçekleştirilen Ankara Gar Katliamı’nda hayatını kaybeden bir kişi üzerinden dönemi ve yaşananları satırlara döküyor.
‘Kadınların yaşadıkları sorunların çok daha belirgin duruyor’
Kaya Serhat News’in sorularını yanıtlayarak kitabı Besna’yı anlattı. Kadın hikayelerini yazma nedenini sorduğumuzda Kaya, yaşadığı coğrafyada Kürtlerin yaşadıkları sorunların olduğunu ancak kadınların yaşadıkları sorunların çok daha belirgin durduğunu söylüyor. ‘Sorun’ demenin kadınların yaşadıkları şiddetin, tacizin ve ölümün yanında hafif kaldığını da sözlerine ekliyor: “Kadınların hikayeleri benim çocukluğumda çok etkiledi beni. Bunların başındanda çocuk yaşta evlendirilen kadınlar var.”
‘Kadın hikayelerine aklından çıkaramadığım anılara bağlıdır’
Çocukluğunda yaşadığı köyde kadınların 18 yaşından sonra evlendirilmesi toplum tarafından hoş karşılanmadığını anlatıyor Kaya ve ekliyor sözlerine yaşadığı bir anısını: “Bursa’dan emekli olmuş yaşlı bir adam geldi köyümüzü ve 14 yaşında bir çocuğu bir gün içerisinde aldı ve götürdü. Şok olmuştum. Bunun etkisinden kurtulamadım uzun süre. Bu konuyu hep kafamda böyle uzun bir süre halinde tuttum tartıştım.” Kadın hikayelerine odaklanmasını da bu aklından çıkaramadığı anılara, bağlamlara yoruyor.
‘Kadınlardan çok erkekler ses çıkarmalı bu şiddete’
Bu kitaba başlamadan önce de çoktan yazılmış, kadın ömrüne yedirilmiş cinayetler serisi, yaşamın tam da içinde olduğunu yorumluyor Kaya. Ev içinde, dışında, okulda, kadınların ve kız çocuklarının yaşadıklarına ‘kulak kabartmak’ önemli diyor kitabını anlatırken. Türkiye’de her gün onlarca kadının yaşamını yitirmesi, bazen eşleri, babaları, sevgilileri, eski eşleri yada hiç tanımadıkları erkekler tarafından… uzun bir zamana yayılan bu şiddet serisini de değerleniyor Kaya. Toplum olarak buna karşı bir bilincin olması gerektiğini savunuyor. Kadınların kendilerini korumalarının yanında erkeklerin de bu şiddete karşı rol almaları gerektiğini ekliyor sözlerine. “Kadınlardan çok erkekler ses çıkarmalı bu şiddete” diyor devamında da.
Kitabın sayfalarında dolaşırken kadınların gerçek hikayelerinin kurgulanmasını okuyorsunuz. Kaya’nın da özellikle vurgulamak istediği konu Türk yargı sisteminin etkisiz olduğu oluyor: “Kadın cinayetlerinde yargı bağımsız değil. Caydırıcılık yok. Daha toplumun içinde başlayan at gözlükleri karakolda, mahkeme salonlarında ruh buluyor. Bu yeni bir şiddetin de önünü açıyor.
Yazarlık hayatına gazetecilik ile başlayan Kaya’nın “Seccade” isimli bir öykü kitabı daha bulunuyor. Kaya, Finlandiya Yazarlar Birliği PEN ve Finlandiya Gazeteciler Sendikası üyesidir.
Serhat News
(sg)